Akıncı Üssü Davası'nda 14'üncü celse: Kendini kaybedip sağa sola ateş etti!
Akıncı Üssü Davası'nda 14'üncü celse: Kendin... Ankara'da devam eden Akıncı davasının 14'üncü celsesi savunmasını dün yapan eski Hava Kuvvetler Komutanı İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Aydemir Taşçı'nın çapraz sorgusuyla başladı. Sorgu öncesi Mahkeme Başkanı Selfet Giray,...
Ankara'da devam eden Akıncı davasının 14'üncü celsesi savunmasını dün yapan eski Hava Kuvvetler Komutanı İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Aydemir Taşçı'nın çapraz sorgusuyla başladı. Sorgu öncesi Mahkeme Başkanı Selfet Giray, ikinci heyet oluşturduklarını ve salon meselesini görüştüklerini belirterek, duruşmanın bayramdan sonra iki hafta daha devam etmesini planladıklarını, buna dair ara kararın gelecek hafta açıklanacağını söyledi.
'ZOR BİR İHTİMALDİ'
Odatv'nin aktardığına göre, çapraz sorgunun başında Başkan Giray, Akıncı Üssü'nden bir şahsın görüntüsünü sordu. Giray, bilirkişi raporunda bu kişinin Taşçı olmadığının bildirildiğini kaydederken, Taşçı ve avukatı, görüntüdeki kişinin bir binbaşı olduğunu ve sanıklar arasında gördüklerini ifade etti. Bunun üzerine Başkan Giray, sanıklar arasında bu resmi kendisine benzeten olup olmadığını sordu. Cevap gelmeyince de, "Zor bir ihtimaldi, ama kayıtlara geçmesi için yine de sorduk. Biz de sanığa ait olmadığını düşünüyorduk. Gerçi düşündüklerimiz de reddettiğine göre" dedi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargahındaki bazı görüntüleri kabul edip, bazılarını reddeden Taşçı, silahlı görüntüsünü, "Saldırı, sızma teşebbüsü olabilir, şahsi silahlarınızı alın dendiği için silahımı aldım" diye açıkladı.
CEVAT YAZGILI KENDİNİ KAYBETTİ
Aydemir Taşçı o gece karargahtaki durumu şöyle anlattı: "Karargahın içinde bir koşturmaca, hengame, kargaşa vardı. En kıdemli kişi Cevat Yazgılı'nın bizleri toplayıp, bir görevlendirme yapması gerekirdi, ama inisiyatifi almadı. Biz de kendimiz bir şeyler yapmaya çalıştık. Harekat merkezinden silah sesleri gelince oraya gittik. Cevat Yazgılı kendini kaybettiği, sağa sola ateş ettiği, hatta krize girdiği için 112'den ambulans istendiği söylendi."
Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın, "Size Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan Gökhan Sönmezateş'le ilgili bir ihbar geldi mi?" şeklindeki sorusunu Aydemir Taşçı, "Hayır, görmedim" diye cevapladı.
'SİSTEM BELLİ'
Sanık avukatları, Hava Kuvvetleri Komutanlığı istihbarat başkanlığının yazılım projesi ihalesinin "FETÖ" firmasına verildiğinin belirlendiğini hatırlatarak, "Bu firmayı hiç araştırdınız mı? Ben geldiğimde bu ihale yapılmıştı demekle kurtulamazsınız"deyince Taşçı şunları söyledi: "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde ihale sistemi bellidir. Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan, emniyetten, jandarmadan sorulur, sakıncası varsa ihaleye sokulmaz. Bu soru MİT'e sorulsun. O bilgiye haiz olup da vermeyene sorulsun bu soru."
Taşçı, başka sanık avukatlarının aynı konudaki soruları üzerine, "O ihale dosyası getirilsin. MİT, emniyet, jandarmaya ne sorulmuş, onlar ne cevap vermiş bakılsın. Yüzde 100 eminim ki, bir kısıtlama gelmemiş ki, ihale verilmiş. Sakıncalı dense hiç kimse böyle bir yükün altına giremez" dedi.
HER ŞEYİ MİT, EMNİYET, JANDARMA YAPMIŞ
Bir sanık avukatı o yazılım firmasından dolayı halen Hava Kuvvetleri Komutanlığı sisteminin tehlike altında olup olmadığını sorunca Başkan Giray, "Hava Kuvvetleri Komutanlığı herhalde bir çalışma yapıyordur" diye müdahale etti. Sanık Taşçı da, "Maç bittikten sonra maçın skoru üzerinde konuşmak çok kolay. Bu insanların iltisakı ne zaman anlaşıldı, 15 temmuz'dan sonra. Öncesinde bir tespit var mı, yok" karşılığını verdi. Taşçı, firma çalışanlarının da araştırıldığını ve bu araştırmanın da MİT, emniyet, jandarma tarafından yapıldığını kaydetti.
Sanık avukatlarından Hicabi Durmuş'un, "Çatışmaları öğrendiğinde Hava Kuvvetleri Komutanı karargaha gelse sonuç farklı olur muydu?" sorusunu Taşçı, "Kesinlikle engellenirdi. Kuvvet komutanlarının göreve çağrılması halinde sonuç farklı olurdu" diye cevapladı.
Akın Öztürk, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ihaleleriyle ilgili beyanlarda adı geçtiği için söz aldığında mağdur müştekiler, "Adi, şerefsiz, köpek" diye tepki gösterdi. Öztürk, ihalelerin kanun yönetmeliklere göre yapıldığını ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından yönetildiğini anlatıp, "İhaleye girecek firmaların soruşturması mutlaka yapılmıştır" dedi.
BAŞKAN GİRAY'A TEPKİ
Taşçı'nın avukatı savunmasında cezaevi şartlarını anlatıp, "Devlet ölmesini mi bekliyor?" deyince bir mağdur müşteki, "Gebersin itoğlu it" diye bağırdı. Başkan Giray bu kişinin salondan çıkartılmasını istedi, ancak avukat buna şöyle itiraz etti: "Hayır, çıkarmayın. Kimlik tespiti istiyorum. Mahkemenin tutuklama yetkisi var. Duruşma salonunda suç işliyor." Mahkeme Başkanı Giray, söz konusu kişinin kimlik tespitinin yapılmasını isteyince mağdur müştekiler bu defa başkana tepki gösterdi. Başkan Giray da, "Acınızı, öfkenizi anlıyorum, ama dayanamıyorsanız çıkın" karşılığını verdi. Taşçı'nın sorgusunun tamamlanmasının ardından duruşmaya öğlen arası verildi.
AKINCI'YA ELLERİ VE GÖZLERİ BAĞLI GÖTÜRÜLDÜ
Duruşmanın öğleden sonra Konya 3. ana jet üs eski komutanı Haluk Şahar savunma yapmaya başladı. 15 Temmuz gecesi Moda'daki düğünde derdest edildiği için aynı zamanda davanın mağduru olan Şahar, düğüne gideceği için üç günlük idari izinli olduğunu, düğünde darbe teşebbüsünü haber aldıkları zaman hemen üssün vekil komutanını arayıp, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde birilerinin darbe teşebbüsünde bulunduğunu, kendisinin bu işin içinde olmadığını" belirterek alınacak tedbirlerin talimatını verdiğini söyledi. O gece Konya valisi ve emniyet müdürünü aradığını da vurgulayan Şahar, darbecilerin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ı götürmelerini anlatırken, "Darbeciler kendisini işaret ettiğinde direnç gösteren bir hareket yapmadan sessizce gitti" dedi. Şahar kendisinin akıncı üssüne elleri, gözleri bağlı götürüldüğünü, kurtarıldıktan sonra hep birlikte Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahına gidip, Abidin Ünal'la toplantı yaptıklarını söyledi. Ünal'ın, "Herkes birliklerinin başına dönsün" talimatı üzerine Mehmet Şanver ve diğer komutanlarla İstanbul'a gittiklerini belirten Şahar, Sabiha Gökçen Havaalanı'nda beklerken gözaltına alındıklarını kaydetti.
'AKIL VE MANTIK ÇERÇEVESİNDE İZANI YOK'
Akıncı Üssü'nde darbeyi yönetmekle suçlanan Şahar, düğünde derdest edilip, o gece İstanbul'da tutulduktan sonra ertesi sabah saat 10.00'da Akıncı'ya götürüldüğünü vurgulayarak, "Ellerim bağlı, hiçbir haberleşme aracım olmadan ve ertesi gün saat 10.00'dan önce gitmediğim Akıncı Üssü'nde terör örgütü yönetici olarak darbeyi nasıl yönettiğimin akıl ve mantık çerçevesinde bir izahı yoktur" dedi. Şahar, cüzdanında bulunduğu bildirilen 3 dolarla ilgili olarak şöyle konuştu: "Bir endişem olsa Ankara'dan İstanbul'a giderken yok ederdim. Ama gözaltına alınırken cüzdanımdan çıkarıp kendim verdim. Geçmişte Genelkurmay dış ilişkiler dairesinde çalıştım. Ayrıca ABD'ye ilaç ve vitamin siparişi veriyordum. Başkalarını bilmem, ama bu dolarların benim için para dışında bir değeri yoktur." Şahar, 1 buçuk saat süren savunmasını mahkemenin at iziyle it izini birbirinden ayırması dileğiyle bitirdi.
"Akıncı Üssü Davası'nda 14'üncü celse: Kendini kaybedip sağa sola ateş etti!" haberi, 18 Ağustos 2017 tarihinde yazılmıştır. 18 Ağustos 2017 tarihinde de güncellenmiştir. Gündem kategorisi altında bulunan Akıncı Üssü Davası'nda 14'üncü celse: Kendini kaybedip sağa sola ateş etti! haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Akıncı Üssü Davası'nda 14'üncü celse: Kendini kaybedip sağa sola ateş etti! 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Gündem konusunda 19 Mart 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.