Akrep sahibine döndü: AKP kendi cihatçısıyla savaşacak!

Ömer Ödemiş

İdlib.

Kentin adı iki kelimeden oluşuyor. İd ve Lib kelimesi.

İd; Aramice de Şimşek tanrısı anlamına geliyor. Lib ise Aramice ve Arapça da gönül ya da merkez anlamına geliyor.

Yani İdlib kenti; Şimşek tanrısının merkezi günümüzde de şimşeklerin merkezi olacak gibi.

1982 Müslüman kardeşler ayaklanmasında da cihatçıların örgütünün güçlü olduğu pek çok saldırı ve katliamların yapıldığı kent 2015 Mart ayından bu yana da Cihatçı terör guruplarının denetimine geçti.

BAAS Partisi’nin en fazla üyeye sahip olduğu İdlib kentine bağlı Cısr El Suğul kasabası Suriye'ye saldırının başladığı ilk günlerde (6 Haziran 2011) 120 askerin katledilmesiyle gündeme gelmişti. Ordu birlikleri o süreçte ayaklanmayı bastırmış ancak bu kentten Cihatçı terör gruplarına ciddi katılımlar olmasını engelleyememişti.

2015 Mart ayında Hatay da oluşturulan operasyon merkezinden yönetilen bir harekatla, Ahrar-ı Şam ve Nusra ve diğer bir cihatçı örgüt ile birlikte Altınözü kasabası üzerinden organize edilen bir saldırı ile İdlib kenti cihatçı terör gruplarının kontrolüne geçti.

Nüfusu yaklaşık 1,5 milyon olan İdlib kenti, Suriye’nin kuzeybatısında; Halep’e yaklaşık 60 km, Türkiye'ye ise sadece 20 km. uzaklıkta. uzaklıkta, Hatay iline bağlı Atınözü ilesi ile sınır olan İdlib kentinde halk tarın ve hayvancılıkla geçimini sağlar. Özellikle zeytin üretimi bölgede yaygındır. Sünni ağırlıklı bir bir nüfusa sahip olan İdlib kentinde az sayıda Hıristiyan ve Alevi de yaşıyor.

Haziran 2012’den sonra uzunca bir süre kuşatma altında tutulan İdlib kentine dönük onlarca saldırı yapılmış ancak her seferinde Suriye ordu güçleri tarafından püskürtülmüştü. Ancak  Suriye ordusunun  Halep  bölgesinde ilerleme sağlaması ve bu bölgelere asker yığınağı yapması üzerine, Suriye savaşının belirleyici aktörleri tarafından Antakya merkezli oluşturulan merkezden yönetilen bir operasyonla kent düşürüldü.

Türkiye sınırları içerinde Fetih ordusu adı altında yan yana getirilen değişik cihatçı terör gruplar, lojistik olarak donatılarak, tanklar ve zırhlı araçlarla birlikte Hatay'ın Altınözü ilçesinden Suriye topraklarına sokularak İdlib kenti işgal edilmiş, direnen unsurlar katledilmişti. Suriye ordu birlikleri sivil halkın zarar görmemesi için ani gerçekleşen bu saldırı sonrası kenti terk ederek kırsal alanda abluka altın aldı.

 Kısa sürede on binlerce cihatçı teröristin kenti yığılmasıyla adeta ikinci Rakka konumunu aldı. Özellikle Halep kentinin kurtarılması ile oradan bu kente taşınan çihatçılarla birlikte yaklaşık 30 bin civarı silahlı katil bu kente yerleşmiş oldu.

AKP iktidarı İdlib kenti üzerinden güvenli bölge hayallerini gerçekleştirmek, ve hamiliğine soyunduğu cihatçı güçlere Suriye toprakları içerisinde güvenli bir alan oluşturmayı hedefledi. Adeta Türkiye'ye bağlı bir kent oluşturma çabasına yöneldi. Türkiye'ye ait askeri güçler zaman zaman İdlib topraklarına görünür oldu. Hastaneler kuruldu, sıcak yemek servisleri yapıldı. Cihatçı terör gruplarına adeta bir cennet yaratıldı.

Ancak bu durum uzun sürmedi. Kentte rant savaşına giren gruplar, birbirlerine ciddi kayıplar verdirmeye, etkinlik bölgeleri ilan etmeye başladılar. Türkiye'nin desteklediği Ahrar ı Şam ve türevi örgütler Nusra Cephesinin kentteki hakimiyetine karşı çıkarak  2017 temmuz ayında çatışmaya başladılar. Nusra Cephesi yeni adı ile Fehil El Şam terör örgütü kısa sürede kendi dışındaki tüm silahlı gruplar üzerinde askeri üstünlük sağlayarak kentin tamamını ele geçirdi. Türkiye'nin tüm çabalarına rağmen desteklediği terör grupları İdlib kentinde tutunamayarak ağır kayıplar vererek Azez civarına çekilmek zorunda kaldı. Nusra cephesi Cilvegözü sınır kapısının karşısında yer alan Bal el Hawa sınırına kadar ilerlemeyi başardı. Türkiye’nin yeni sınır komşunu artık cihatçı terör örgütü Nusra Cephesi olmuştu.

AKP kendi yaratığı güce düşman olmuştur. Nusra cephesi, AKP'nin kendisini denetlemesine izin vermeyerek kontrolden çıkmış, kendi hakimiyet alanını oluşturmuştur. Türkiye sınırın yanı başına kadar gelen ve Türkiye içerisinde de örgütlü olan bu güce karşı çaresiz kalmıştır.

AKP Astana görüşmelerinde alınan  kararla İdlib operasyonuna katılacağını açıklamış ve kendi sınır bölgesindeki Nusra Cephesi’ne karşı harekete geçeceğini açıklamıştır. Ayrıca Ahrar ve benzeri gruplara mensup cihatçı terör örgütlerinden 5 bin kadarını aileleriyle birlikte ülkesine alacağını kabul etmiştir.

Çok yakında Rusya Suriye, İran ve Türkiye tarafından başlatılacak askeri operasyonla İdlib cihatçı terör gruplarından temizlenerek özgürleştirilecek ve Suriye ordusunun kontrolüne yeniden geçecek.