2017'ye girerken memleketimden manzaralar

 Prof.Dr. Coşkun Özdemir

2017'ye girerken büyük çoğunluk gibi düşünüyorum. 2016 bizim için karanlık bir yıl oldu. 2017'den umutlanmak neredeyse mucizelere inanmakla eş anlamlı. Atatürk'ün uygarlık, çağdaşlık, aydınlanma, bilim hedeflerine karşı bir iktidarla başbaşayız. Bu iktidarın rakipsiz bir başkan adayı var. Bu başkan bizim gibi Atatürk'ün hedeflerini benimseyenlere karşı dindar ve kindar gençler yetiştirmek istiyor. (Necip Fazıl'dan mülhem) Bu yetenekli, halkın ilgi ve desteğini kazanan iyi bir hatip olan lider, Mustafa Kemal'i sık sık anıyor ama Atatürk Türkiyesini benimsemiyor. Bizim gibi laik, sosyal, aydınlanmacı Türkiye sevdalılarından iyice farklı bir dünyası var. Bunu sık sık yineliyor. Bizleri hiç sevmiyor. Bu tür aydınları kendi dünyalarına, kendi kültürüne sırt çevirmişmukallitler olarak görüyor. Büyük çoğunluğu ile Atatürk'ü seven bu toplum onun dünyasına karşı olan bu lideri en az %50 çoğunlukla benimsiyor ve destekliyor. Bu toplumun akla, bilime, aydınlanmaya dayanan bir eğitimden yoksun bırakıldığı asla yadsınamaz.

FETÖ olayı biz aydınlanmacılar için şaşırtıcı ve dehşet vericidir. Ordunun, generaller dahil küçümsenemeyecek bir bölümü, 3 bini aşkın hakim, 4 binden fazla akademisyen bu yüzden ihraç edilmiştir. Sağduyu sahibi bir insan “bu nasıl bir toplum, bu nasıl bir memleket'' diye şaşkınlıkla sormaktan kendini alamayacaktır. Bu yüzbinlerce diplomalı meslek sahibi insan Fetullah Hoca'da ne bulmuş olabilirler? Nedir bu insanların dünyası ve beklentileri?Bunu anlayabilmiş değiliz. Akıldan, bilimden, sağduyudan bu kadar mı yoksunuz? Kimlerdir bunun sorumlusu? Köy Enstitülerinin kapatılışını bu ülkeye vurulmuş en büyük darbe olarak sık sık anmam boşuna değildir.

Binlerce akademisyenin ihracı aklıma şu soruyu getiriyor. YÖK başkanına sormak istiyorum. Üniversitelerimizde “örtünmeyen kadınlar fuhuşu davet ederler, müziğin her türlüsü günahtır, islami teknoloji yaratmalıyız, müfredatımız medreselere uygun olmalı'' diyen profesörlerimiz var. Bugün 4 bin 781 akademisyenin ihraç edildiğini bildiren Sayın YÖK başkanı Prof.Yekta Saraç'a sormak isterim. Bu sayın akademisyenlerin eğitim ve öğretime devam etmelerinde bir sakınca görüyor musunuz? Onların da ihraç edilmelerine gerek var mı? Yoksa belirttiğim bu beyanları ile çok makbul çok muteber akademisyenler midir  onlar? Böyle ise "fuhuşa meyilli" kadın akademisyenleri de ihraç etmeyi gündeme alacak mısınız?

Evet "mucizeler" demiştim başlarken; 2017'de bizi bu kabustan kurtaracak mucizeler bekliyoruz.Tüm milletime aydınlık bir yeni yıl diliyorum.

TERÖRLE NASIL BAŞA  ÇIKABİLİRİZ   

Her durum ve koşulda halktan % 50 civarında oy ve destek alan AKP iktidarı (belki Erdoğan demek lazım) tam anlamı ile başarışızdır ve ülkeyi adım adım karanlığa sürüklemektedir.

Feodalite ve siyasal islam işbirliği ile bu halk aklın özgürlüğünden aydınlanmadan muhafazakar iktidarlar eli ile 40'lardan beri yoksun bırakılmıştır.

Dürüst olalım lütfen. Bu halkın büyük çoğunluğu NATO'yu emperyalizmi, sömürüyü, parlementer rejim ve başkanlık farkını bilimin vazgeçilmezliğini algılayacak durumda değildir. Çünkü akla bilime, laikliğe, hümanizme dayanan demokrasi daha başlarken ağır bir darbe almış cumhuriyetin eğitim hamlesinin önü kesilmiştir.

Bu darbe, Türkiyeye uygarlıktan, çağdaşlıktan hümanizmden uzak kindar kuşaklar yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Moderniteye, sanata karşı kuşaklar. Vahşetin zirvesindeki IŞİD'e %8 oranında sempati duyan yüzbinlerin FETO'ya biat ettiği  bir toplumu ve onu yaratanları düşünebiliyor musunuz?

Sadece bilimden değil çok bağlı olduğu dinini de onun tarihini de İbni Sina'yı, İbn-Haldun'u, Ibn-Rüştü Farab, El Kindi'yi de bilmeyen bir toplum. Siz hiç ülkemizin yöneticilerinin Yunan eserleri okuyan felsefe yapan, "vahiy ve akıl çatışırsa aklı tercih edeceksiniz" diyen, Avrupa rönesansına ilham veren bu islam bilginlerini andıklarını duydunuz mu?

Kadınların sokağa çıkmasını erkek eli sıkmasını, sesli gülmesini halkın türkü söylemesini yasaklayan yöneticilerimiz var. Sıraladığım bu yoksunluklar cumhuriyetimize çok pahalıya mal olmaktan öte toplumsal tahribata, kutuplaşmaya, ayrışmaya yol açmıştır.

Bu gerçekleri siyasal İslamcılar da artık görmeli ve bir arada ortak çabalarla çözümler aranmalıdır. AKP iktidarı başkanlık rejimine öncelik vermek yerine birikimli yurtseverlerle ve muhalefetle işbirliğine girişmelidir.

Terörle, emperyalizmle mücadele ancak bir milli birlik ve aydınlanma seferberliği ile başarılabilir.

[email protected]