2+2=4 edecek mi? İkimizin Yerine

Ali Rıza Özkan
Bu haftanın merakla beklenen filmi ''İkimizin Yerine’. Uzun süredir ortalıkta gözükmeyen Nejat İşler’in televizyon yıldızı Serenay Sarıkaya ile başrolleri paylaştığı filmi bir melodram. 

Filmi sinematografi açısından ilginç kılan ve yine merak uyandıran bir diğer yanı da yönetmenin Umur Turagay olması. Belki birçoklarınız ''Karışık Pizza’dan hatırlayacaktır. Ama, Umur Turagay Türkiye’ye ilk döndüğü zaman Orhan Atasoy’a çektiği ''Gemiler’ müzik videosundan o günün ülke koşullarında çok farklı ve dikkat çeken bir görsellik tasarımı sunduğu tartışılmıştı. Turagay sonraki yıllarda da bu yeteneğini sinemaya değil reklam sektörüne sunmayı tercih etti.

Senaryosunu Ezel, Suskunlar, 20 Dakika gibi çok ilgi çeken dizilerin senaristi Pınar Bulut’un yazdığı ''İkimizin Yerine’ yazarın da bildiğim ilk uzun metraj çalışması.

Filmin konusunu özetlemek gerekirse; gençliğe adım atmak üzere olan Çiçek’in hayatı edebiyat dersine gelen yardımcı öğretmen Doğan’a aşık olmasıyla birlikte altüst olur. Bu karmaşanın altından ise, bir aile trajedisi çıkar.

''İkimizin Yerine’ filminin oyuncuları özellikle de televizyon izleyicilerinin sevdiği yıldız isimler olduğundan ilgi göreceğini peşinen söyleyebiliriz. Hem Nejat İşler ve hem de Serenay Sarıkaya izleyicinin nankörlüğü ile karşılaşmazlarsa, bu filmin gişesini kesin olarak yüksekte tutacak isimler. 

Ancak, buraya bir şerh koymak gerekiyor. Çünkü, sinema televizyon değil. Sinema seyircisi bilet parasını ödeyerek, kendi seçimi olan bir filme zaman ayırıp izliyor. Televizyon seyircisi ise, karşılığında zaman, para vs. hiçbir bedel ödemediği beyaz camdan akan “şeyleri'' seyrediyor. Sinemanın aktif bir eylem olmasına karşılık, televizyon pasif bir ortamda gerçekleşiyor. Bu durum, sinema ile televizyonda yapılacak çalışmaların dramaturjisini de belirliyor. Nitekim, 2+2’nin 4 etmediğini bu filmde göreceğimizi düşünüyorum.

Kaldı ki, televizyon yapımcılarının da izleyicinin dönüşümünü fark ederek, kompleks ilişkilerin ve çatışmaların yoğun olarak sunulduğu dizilere yöneldiğini, ABD’de ise, neredeyse sinema dramaturjisini televizyon dizilerine taşımaya gayret ettiklerini göz önüne alırsak, ''İkimizin Yerine’ senaristi Pınar Bulut’un da yaratıcılığının sınırlarını zorladığı bir filmdir, diyemeyiz.

''Tanımadığı ablasının sevgilisine aşık olan Çiçek’ dışında, Doğan karakteri de dahil olmak üzere tüm karakterlerin cansız, kişiliksiz kuklalar gibi geçit yaptığı filmde Çiçek’in babası rolünde İştar Gökseven ve mahallenin ''çapkın’ bakkalı Kudret rolünde Özgür Emre Yıldırım’ın harika çabaları da olmasa, ''İkimizin Yerine’ niçin yapıldığını dahi sorgulayacağımız bir çalışma.

Bunca yıl sonra ve bu kadar deneyimin sonunda Umur Turagay’ı böyle bir filmle anmak elbette, üzücü. Ancak, elindeki tüm olanaklara rağmen, bu filmle ortaya çıkmak de kendi tercihiydi. Hele, Kudret’le Çiçek’in motorsiklet sahnelerindeki amatörlüğü çekmeye ve çektikten sonra da içine sindirmeye razı olacak çok az yönetmenimizin olacağını düşününce, en iyisi Umur Turagay’ın reklam sektöründe kalması, diyorum.

Sonuç olarak, kendi alanlarında çok başarılı oldukları defalarca onaylanmış bir ekibin başarısız bir çalışması ''İkimizin Yerine’. 

İkimizin Yerine
Yönetmen: Umur Turagay
Senaryo: Pınar Bulut 
Müzik: “Jingle House'' Mehmet Hakan Özer 
Görüntü Yönetmeni: Yon Thomas 
Oyuncular: Nejat İşler, Serenay Sarıkaya, Zerrin Tekindor, İştar Gökseven, Özgür Emre Yıldırım, Merve Çağıran, Aslı Bekiroğlu, Ayşegül Cengiz Akman, Sezin Bozacı, Uğur Uzunel
Türkiye, 2016, ''122