Kemal Kılıçdaroğlu Tekirdağ'da konuştu

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "STK'lar Konuşuyor CHP Dinliyor" Büyük Trakya Buluşması'nda yaptığı konuşmada özetle şunları ifade etti:

“Sizi dinlemek için buraya geldim.

Önce bir konuda uzlaşacağız. Nasıl uzlaşacağız, Türkiye’nin geleceğine yönelik bizim stratejimiz ne olmalı? Biz nasıl bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Önce bu konuda aramızda görüş birliğinin sağlanması lazım. Sağın solun ötesinde bir konudan bahsediyorum. Dünya görüşümüz ne olursa olsun Türkiye’nin geleceğine yönelik bir strateji ortaya koymamız lazım.

CHP GENEL BAŞKANI’NDAN 4 AYAKLI STRATEJİ

4 ayaklı bir stratejiyi sunacağım.

Birinci ayağımız ne olmalı; güçlü bir demokrasi, tam demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, medyanın özgürlüğü bunun için insanın sağcı ya da solcu olmasına gerek var mı, hayır. İnsansanız önce Türkiye Cumhuriyeti’nde tam demokrasi olması lazım. Bu konuda hepimizin ortak uzlaşması gerekiyor. Bu işin sağı solu yok, bu işin işçisi işvereni yok, bu işin sosyalisti kapitalisti yok.

“BİRİNCİ AYAĞIMIZ GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İÇİN TAM DEMOKRASİ''

Birinci ayağımız güçlü bir Türkiye için tam demokrasi.

İkinci önemli ayak; üreten Türkiye.

İşin ikinci ayağı ekonomi. Ekonomi deyince aklımıza şu soru gelecek, neyi üreteceğiz, cevabı katma değeri yüksek ürün üretirseniz Türkiye’nin dünyada saygınlığı artar.

Dördüncü ayak bunun sürdürülebilirliğinin olması lazım.

“O TREN KAÇTI''

Biz, Güney Kore’den önce otomobil üreten ülkeyiz. Bugün Güney Kore’nin dünya çapında üç markası var, bizde böyle bir marka yok, şimdi diyorlar ki otomobil yapalım mı yapmayalım mı, o tren kaçtı.

Biz geriye gidiyoruz. Bir ülkeye kötülük yapmanız için oraya top, bomba falan atmanıza gerek yok. Bir şey yapacaksınız eğitim sistemini bozacaksınız, mesele bitmiştir. Buyurun Osmanlı’ya bakın. Osmanlı niye battı? Eğitim sistemi çöktüğü için battı.

“YENİ BİR HAREKET BAŞLATMAK ZORUNDAYIZ''

Yeni bir hareket başlatmak zorundayız.

Bu CHP’nin sorunu değil, bu Türkiye’nin sorunu. O nedenle yeni bir hareket başlatmak zorundayız. Ülkemizden yana, insanımızdan yana ama bu hareket için bilgi dolu bir hareket olacaktır.

“YARGISI BAĞIMSIZ DEĞİLSE VE TARAFSIZ DEĞİLSE O ÜLKEDE DEMOKRASİ YOKTUR''

Güçlü bir demokrasi için ne yapmak lazım. Bir; bir ülkenin yargısı bağımsız değilse ve tarafsız değilse o ülkede demokrasi yoktur.

Yargının tarafsız ve bağımsız olması lazım. Peki, bugün Türkiye’de bağımsız mı, hayır. Tarafsız mı hayır kocaman bir hayır. Yargıçlara bakın, HSYK, efendim 4 kişi bilmem milliyetçi, 4 kişi sosyal demokrat, 4 kişi cemaatten, 4 kişi de AKP’li ya böyle yargı mı olur, böyle yargıç mı olur?

“BENİM AĞRIMA GİDİYOR''

Cübbeyi hakim niye giyer, Neden önünde düğme yoktur, yargının kendine özgü koşulları vardır, kimsenin önünde hakim eğilmez, kimsenin önünde önünü iliklemez. Yargı budur. Ama siyasal endeksli bir adalet, adalet değildir. ''şu hakim sosyal demokrat’ dendiği zaman benim ağrıma gidiyor, o hakim dünya görüşü ne olursa olsun ben onu hakim olarak görmek isterim, adalet dağıtan bir kimse olarak görmek isterim.

“MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ''

İkinci konu; medya özgürlüğü.

Ama siyasi iktidar kim olursa olsun siyasi iktidar medya özgürlüğüne darbe vuruyorsa o toplum özgür değildir. Şu anda Türkiye’de ciddi bir medya özgürlüğü sorunumuz var.

Eğer siz doğru haber yaptı diye gazeteciyi hapse atarsanız bütün dünya ayağa kalkar. Çünkü bu aynı zamanda bir insan hakları ihlalidir.

O nedenledir ki konsoloslar gitmişlerdir Can Dündar ve Erdem Gül’ün davasını izlemişlerdir insan hakkı ihlali olduğu için. Medya özgürlüğüne değer verdikleri için. 'Neden bunu izliyorsunuz', Zaten görevi bu tür davaları izlemektir. Bizim de konsoloslar gidip izlerler.

“TÜRKİYE’NİN DARBE HUKUKUNDAN ARINMASI LAZIM''

Üçüncüsü, darbe hukuku diye bir kavram var. Türkiye’nin darbe hukukundan arınması lazım.

Bırakın milletin vekilini millet seçsin. Siyasi Partiler Yasasını değiştireceğiz.

Yüzde 10 seçim barajı, bu da darbe hukukunun bir parçası, niye yüzde 10’u niye kaldırmıyorsun kardeşim? Bunun da değişmesi lazım. Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı en azından Meclis’e gelebilmeli, sokakta bağırıp çağıracağına Meclis’te konuşsun.

Yurt dışı seçim çevresi, bu vatandaşlar niye kendi milletvekillerini seçemiyorlar.

Düşünceyi açıklama özgürlüğü, Allah bize niye akıl verdi, düşünelim diye.

Düşüncelerini açıkladılar diye akademisyenler hapiste. İki kadın iki erkek.

O bildirinin içeriğine benim de karşı çıktığım maddeler var. Ama sonuçta bir insan düşüncesini açıklayacak.

Toplantı ve gösteri hakkı bütün demokrasilerde vardır

Üniversitelerin özerkliği, bir ülkenin üniversitesi özerk değilse o üniversite bilgi üretemez.

Örgütlenme özgürlüğü, dokuzuncu temel nokta.

“SİYASETTE AHLAK YASASI’NIN ÇIKMASI LAZIM''

Siyasette ahlak. Eğer ahlaki değerlerde bir yozlaşma başladıysa sistem çürümeye başlar. Siyasette Ahlak Yasası’nın çıkması lazım. İhale takipçisinin Meclis’te ne işi var, devletin hazinesini soyanların Meclis’te ne işi var?

Güçlü bir sosyal devlet. Tam demokrasi için güçlü bir sosyal devlet olması lazım.

Bizim demokrasimiz kör topal giden bir demokrasi. Batılar bizim demokrasiye ne diyorlar, ''hibrit demokrasi’ diyorlar.

Doğa haklarına saygılı bir siyaset tam demokrasi için.

Kanun önünde eşitlik. Vatandaşların arasında ayırım yapamazsınız.

“KENTLERİN İÇİ SİLAH DEPOSUNA DÖNDÜRÜLDÜ''

Toplumsal barışımız dinamitlenmiş vaziyette. Her gün şehitlerimiz geliyor. 2002’de iktidar olduklarında sıfır terör vardı, ne oldu da Türkiye bugün böyle bir batağın içine sürüklendi? Türkiye kan gölüne döndü, neden oldu? Kentlerin içi silah deposuna döndürüldü.

“NEREDEYSE MEŞRULAŞTIRDINIZ O ÖRGÜTÜ''

Kalktınız koskoca Türkiye Cumhuriyetini meşru bir devleti yasa dışı terör örgütüyle neredeyse meşrulaştırdınız o örgütü, aynı masaya oturttunuz, doğru değil. Kürt sorunu var mı, var, çözülmeli mi, evet çözülmeli.

Sorun İmralı’da kurulacak masada çözülmez, sorun TBMM’de çözülür, şimdi yeni uyanmışlar, evet Meclis’te çözülür ama bu kadar olaydan sonra…

“ŞİMDİ KALKMIŞLAR KAHRAMAN KESİLİYORLAR''

Yazı yazıyorlar, vali yazı yazıyor, ''dokunmayın onlara’ diyor, şimdi kalkmışlar kahraman kesiliyorlar, ben bunu kabul etmiyorum.

“ORGAN MAHKEMESİ KURULMALI''

Organ mahkemesi kurulmalı, tam demokrasi için. Yasama, yargı, yürütme diye üç erk var. Peki üç erk arasında sorun çıkarsa sorunu kim çözecek? Organ mahkemesine gidiyorsunuz, organ mahkemesi sorunu çözecek. Çağdaş demokrasilerde var.

“FEVRİ DIŞ POLİTİKA OLMAZ''

Dış politikanızın ülkenin çıkarları üzerine inşa edilmesi lazım. Fevri dış politika olmaz.

Türkiye terör ithal eden ülke konumuna geldi.

Bu dış politika Türkiye’ye felaket getirir ve getiriyor da.

Cumhuriyet tarihinin en derin krizlerinden birisini yaşıyoruz.''

ANAYASANIN İLK DÖRT MADDESİNİ OKUDU

Anayasa değişikliği tartışmalarına işaret eden CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:

“Peki uygulamayı engelleyenler ne, darbe hukuku, yani çıkan yasalar. O yasaları gelin hep beraber değiştirelim. YÖK’ün kalkması lazım.

“İLK DÖRT MADDEDEN ÖDÜN VERMEYİZ''

''Efendim yeni bir anayasa yazacağız’. Dedik, ilk dört maddeden ödün vermeyiz. İlk dört madde kurucu…''

İlk dört maddeyi okuyan CHP Genel Başkanı, “Nesini değiştireceksiniz? Biliyorum Atatürk milliyetçiliğini değiştirecekler, niyetleri o, gayet iyi biliyorum. Atatürk milliyetçiliği ne demek, Atatürk milliyetçiliği hangi etnik kimlikten olursa ol vatanını seviyorsan ülkeni seviyorsan bir sorunumuz yok.''

“Soruyorum burada neyi değiştireceksiniz?'' diye soran CHP lideri, “Biz bayrağımızı seviyoruz. Nesini değiştireceksin? Bunlar değişmez. 140 yıllık parlamenter sistem deneyimimiz var. Şimdi bir kişinin arzusu üzerine parlamenter sistemi değiştireceğiz. Beyefendinin keyfi olsun diye. Sayın Meclis Başkanı’na gittim, sordum, gidiş nedenimi de söyleyeyim, Türkiye’de terör bu kadar tırmanmışken ve her gün şehitler gelirken Meclis Başkanı’na grup başkanvekilleriyle beraber gittik, kendisine şunu söyledim, TBMM bu konuda inisiyatif üstlenmeli. Siz dört partinin genel başkanını davet edin. Çağıramadı, liderleri çağıramadı, büyük bir ihtimalle izin alamamıştır.

“YENİ BİR YOL HARİTASI ÇİZMEK ZORUNDAYIZ''

Kendi ülkemizin sorunlarını biliyoruz, çözümlerini de biliyoruz, yeni bir yol haritası çizmek zorundayız. Düşünmenin zamanı, karar vermenin zamanı, Türkiye yönetilmiyor, bir taraflara savruluyor.

Davutoğlu başbakan mı, kendisi söyledi müsamere başbakanı olduğunu

Türkiye kurucu ayarlarına dönmek zorundadır.''