Kılıçdaroğlu: Değişiklik paketini Saray’da hazırladılar

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde kahvaltıda bir araya geldiği gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. TBMM Genel Kurulu'nda bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka'nın kelepçeli protestosu sonrası yaşanan ve bazı kadın milletvekillerinin yaralanmasına neden olan kavgaya ilişkin, CHP Lideri, “Gerginliğin temel nedeni rejim değişikliği. Parlamenter demokratik rejim, otoriter başkanlık rejimine dönüştürülmek isteniyor. Bir kişinin arzusuna göre ve onun beklentilerine göre rejim değiştirilmek isteniyor'' değerlendirmesi yaptı. Parlamentoda sözlü sataşma olabileceğini, fiziki müdahale, yumruk ve tekmeli kavgalar yaşanmaması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, teklif uzlaşmayla parlamentoya getirilmediği ve aralıksız saatler süren çalışma koşulları nedeniyle sinirlerin gerildiğini söyledi.

BirGün’de yer alan habere göre, Kılıçdaroğlu'nun sorular üzerine yaptığı açıklamalar satır başlarıyla şöyle:

PAKETE AYM KATKISI

Paketin Saray'da hazırlandığını biliyoruz. Anayasa Mahkemesi çevreleriyle ilişki kurulduğu yönünde yansıyan bilgi var. Böyle bir duyumun, söylentinin ortaya çıkması bile üzüntü verici. AKP milletvekilleri bilmedikleri ve görmedikleri bir metne imza atarak görevlerini yerine getiren okula yeni başlamış öğrenciler gibiler.

TIPIŞ TIPIŞ EVET DİYORLAR

Bakanlık ya da meclis başkanlığı yapmış kişilerin FETÖ ile geçmişte ilişkileri olmuş kişilerin oyunu açık kullanmaları kişilik zafiyetini gösteriyor. Acı olan tabi uzun yıllardır parlamentoda görev yapan insanların bu duruma düşmeleri. Kapalı kapılar ardında “bu felakete götürür'' diye nutuk atanlar, tıpış tıpış gidip kontrollü bir şekilde “evet'' demeleri çok acı.

SEÇİM ÇAĞRISI

“İtiraz etmeyin, nasıl olsa halka gideceğiz. Siz halktan mı korkuyorsunuz'' diyorlar. Halktan kimsenin korktuğu yok. Bu anayasa değişikliğinin gerçekten toplumda yeterince tartışılması ve dayatma olmaması için önce seçimlerin yapılması lazım. Seçim kararı alınsın ve partiler vatandaşın karşısına çıkıp “beni iktidar yaparsanız bu anayasayı şöyle değiştireceğiz'' desinler. Hiçbir partinin seçim bildirgesinde başkanlık yoktu. AKP'nin de yoktu. Önce seçime gidin diyoruz, onlar seçime gitmiyor, asıl korkan onlar.

REFERANDUM SÜRECİ

Referandum için elbette hazırlık yapacağız, bu hazırlık CHP'nin hazırlığı olmayacak. Demokrasiye inanan, güçlü bir parlamenter sisteme inanan, kimlik, siyasi görüş, yaşam tarzı itibariyle ne olursa olsun demokrasiyi savunan herkesin ortak mücadelesi olacak. Bu mücadeleyi yaparken de toplumun her kesimini kucaklamaya özen göstereceğiz. Muhafazakâr, liberal, ülkücü, Atatürkçü, kim demokrasiyi savunuyorsa bu anayasa değişikliğine “hayır'' demelidir. TBMM'de CHP elinden gelen her türlü çabayı göstermiştir. Referandumda halkın “hayır'' diyeceğine yüzde yüz inanan birisiyim.

GAYRIMEŞRU BİR DEĞİŞİKLİK

1982 Anayasası yüzde 92,7 ile kabul edildi ama o anayasayı meşru kabul etmiyoruz. Bu anayasa değişikliği de gayrı-meşru değişikliktir. 20 Temmuz darbesinin anayasa değişikliğidir. Topluma huzur getirmez. İki yıldır başbakanın konuşmadığı, bakanların konuşmadığı, her şey için Erdoğan'ın konuştuğu bir süreci yaşıyoruz. Bunun Türkiye'ye yarar getirmediğini fiilen görmüş oluyoruz. Sorun başkan olmanın ötesinde. Bir kişinin gelecek kaygısını gidermek için yapılıyor.

AKP DEVLETİYLE MÜCADELE EDECEĞİZ

Referanduma ilişkin elbette kaygılarım var. AKP devletiyle mücadele edeceğiz, valisi, paşası, emniyet müdürü, tapu müdürüyle hep beraber “evet'' oyu verilmesini savunan bir devlet çıkacak karşımıza. Bir başka kaygımız da terör olaylarının artması ve Türkiye'nin acı bir gündemle yüz yüze gelmesi. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde yaratılan tablonun bir benzerinin yaratılması.

TUZAĞA DÜŞMEYECEĞİZ

Kamplaşma doğru değil, biz kendimizi demokrasiyi savunan herkesin yanında hissedeceğiz ve öyle konumlandıracağız. Demokrasiyi kim savunuyorsa, özgürlükten yana kim tavır alıyorsa bu anayasaya karşı gelin ortak mücadele edelim çağrısını yapacağız. Bunun içinde mütedeyyin insanlarımız var, milliyetçi arkadaşlar, ülkücü arkadaşlar, liberaller, sosyal demokratlar var, onlarla beraber olacağız. Bu bir Türkiye sorunu. Onlar (AKP)bunu bir siyasal partinin sorunu haline indirgeyip buradan yol almak istiyorlar. AKP, CHP'yi farklı bir pozisyonun içinde göstermek isteyecektir, bu tuzağa düşmeyeceğiz. Referandum kampanyasında CHP bayrağı da kullanmayacağız, kullanacağımız tek bayrak Türk bayrağı.

ERDOĞAN RAHAT UYUR MU?

An anayasa değişikliği sürecinde bir koalisyon var zaten, yan yanalar. Bir de Başbakan bakanlık teklif ediyor. Binali Bey'in söylemlerinin çok büyük bir kıymet-i harbiyesi yok aslında. Referandumda “hayır'' çıkarsa bu anayasa değişikliği konusu gündemden kalkar. Erdoğan rahat uyur mu onu bilmiyorum.

AYM ÜYELERİNE ÇAĞRI

AKP'li Şentop 'AYM başvuruyu incelemez' demiş. AYM'nin bazı üyeleriyle özel görüşmeler yapıyor demek ki. AYM çevrelerinden aldığı güvenden kaynaklanıyor olabilir. Bir yargıç, yaratılan atmosferin etkisinde kalmamalı. Bir yargıç hiç kimsenin önünde düğmelerini iliklememeli. Bir yargıç, Saray'a gidip hiç kimseyi alkışa tutmamalı. Onuruyla vakur bir tablo sergilemeli. Üstlendiği görevin bir toplum için ne kadar önemli olduğunun farkında olmalı ve hiçbir iktidar yetkilisi AYM adına konuşmamalı. Birileri çıkıp AYM adına konuşma yapıyorlarsa ve AYM bu atmosferin altında kalıyorsa orada adalet olmaz. Kendi varlığını ihlal eden bir Anayasa Mahkemesi olmaz. Hitler'in yargı sistemi 21. yüzyılın Türkiye’sine gelmişse onu da kısa süre içinde görmüş olacağız.

BAHÇELİ NEDEN DESTEK VERİYOR?

Parlamentoda görüşmeler devam ederken, Anayasa Komisyonu üyesi bir AKP milletvekilinin çıkıp ilk 4 maddenin değiştirilebileceği yönünde beyanda bulundu. Cumhurbaşkanının danışmanları da değişik ortamlarda değişik ifadelerle söylüyorlar. Bahçeli bu gerçeği bilmesine karşın neden böyle bir destek veriyor, sorgulanması lazım. Hele 'Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım' diyen bir kişiye, milliyetçiliği bayrak yapan bir siyasal partinin teslim olmasını anlamak mümkün değil. Bu bir bakanlık koltuğu ya da Saray’da oda kapma yarışıysa bu doğru değil.

İTİRAFLAR ÖNCE ERDOĞAN’A MI SERVİS EDİLİYOR?

Cumhurbaşkanı'nın açıklaması var “itirafçıların itiraflarına güvenmeyin'' diye. Bunu niye Binali Yıldırım söylemiyor da Cumhurbaşkanı söylüyor? Acaba yapılan itiraflar önce Erdoğan'a servis ediliyor onun için mi? Erdoğan, 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası ortaya çıkacak olan ifadeler, anlatımların bunun bir kontrollü darbe olduğu gerçeğinin ortaya çıkarmasından mı endişe duyuyor?

IŞİD VE PKK TEHDİT EDİYOR

IŞİD ve PKK tarafından tehdit ediliyorum, doğrudur. IŞİD'in bizi hedefe aldığı suikast düzenleyeceği yönünde ihbarlar da geliyor. Benim yapabileceğim çok fazla bir şey yok. Güvenlik güçlerim yok, istihbarat örgütüm yok.

DEMİRTAŞ’IN DOKUNULMAZLIK ELEŞTİRİSİ

Bununla dokunulmazlığın kaldırılması kastediliyorsa parti programında dokunulmazlığın kaldırılması var, her ortamda söyledik, gelirse yine aynı şekilde oy kullanacağız. Onun dışında hapse girmeyle ilgili söylemim olmuşsa, onu bilmiyorum. Bir siyasetçi hapse girsin, tutuklansın, işkence görsün diye bir düşüncem olmadı.

ADİL ÖKSÜZ SORULARI

Adil Öksüz sıradan birisi değil. Akıncılar Kışlası'nda yakalandı . Niye üç ayrı tutanak var Adil Öksüz hakkında? Adil Öksüz niye iki cep telefonu taşır ve izin verilir. Adil Öksüz'ün üzerinde niçin GPRS cihazı var? Aynı ifadeyi veren kişiler tutuklanırken Adil Öksüz niye tutuklanmadı, niye hiç kelepce takılmadı? Bunların MİT Yasası'nda yapılan değişikliğe bakarak yorumlanması lazım. Erzincan'da iki MİT elemanının tutuklanması sonrasındaki açıklamaya bakılmalı. “Başbakan'ın izni olmadan MİT elemanları tutuklanmazdı'' dedi Cihaner, o dönem. Bu cihazları Türkiye'ye hangi kurum ithal ediliyor. Niye 15 Temmuz'a “kontrollü darbe'' diyoruz. Adil Öksüz yakalanmıyor. Adil Öksüz serbest bırakılıyor. Sıradan bir olay değil.