Leicester şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı

Dün İngiltere ve Almanya liglerinde iki müthiş derby maçı oynandı, önce Premier Lig'in gündüz maçından başlayalım. Kuzey Londra rekabeti, 54 puanlı ikinci sıradaki Tottenham Hotspur ile 51 puanlı üçüncü pozisyondaki Arsenal karşı karşıya geldi..50 bin kapasiteli "White Hart Lane" stadı full, kale arkasında 2 bin 500 Arsenal taraftarı oldukça ateşli, maç öncesinde stad dışında büyük olaylar olmuş, yaralananlar var, ama saha içinde oyuncular arasında en ufak bir centilmenlik dışı davranış yok..

İlk 45 dakikada menejer Mauricio Pochettino'nun 24 yaş ortalamalı, sezonun sürpriz takımı Hotspur durgundu, kaptan Harry Kane, Lamela ve Eriksen pek sahneye çıkamadı. Buna karşın Mertesacker, Wellbeck, Alexis Sanchez ve Ramsey gibi tecrübeli yıldızlarıyla Arsenal devreyi forse etti ve 39'da Ramsey' in jeneriklik golüyle soyunma odasına 1-0 galip girdi..

Aslında ikinci yarıyada üstün başladı Wenger' in talebeleri, ancak 55 de Coquelin'in ikinci sarıdan atılmasıyla eksilen Arsenal oyun üstünlüğünü rakibine kaptırdı.. 60 ve 62 de Alderweireld ve Kane' in arka arkaya şok golleriyle Tottenham 2-1 öne geçti, hatta üçüncü golü de bulup maçı koparabilirdi..Arsenal giden maçı kurtarmak için çok çabaladı ve 79'da Sanchez skoru belirledi: 2-2

Bu sonuç şüphesiz ki akşam maçında deplasmanda Watford' u 1-0 yenen lider Leicester'e yaradı ve puan farkını bitime 9 hafta kala 5'e çıkardı. Ne dersiniz, geçen yıl ligde düşmeme mücadelesi veren bu mütevazi takım şampiyon olabilir mi?
 
BUNDESLİGA'DA GOLSÜZ DERBİ
 
Gelelim Bundesliga'nın "der Klassiker"ine.. Stad 82 bin kişilik eski adıyla "Westfalen", yeni sponsoruyla "Signal Iduna Park", yer-gök sarı-siyah Borussia Dortmund, kale arkasında köşede 4 bin Bayern Münchenli kırmızı-beyaz bayraklarıyla nefis bir maç önü atmosfer yaratmışlar..
 
 Bayern'in ikinci Dortmund'a attığı 8 puanlık fark önceki hafta evinde Mainz'e karşı aldığı sürpriz yenilgiyle 5'e düşmüş ve yenilirse lig yeniden başlayacak. Böyle bir havada başlayan maça Dortmund çok iştahlı girdi doğal olarak. Geride Hummels'in akıl dolu oyun kurmasıyla, Mhkitaryan ve Marco Reus Bayern kalesini korkuttu ilk 20 dakikada ama yıldızlar topluluğu lider München önce dengeyi kurdu ve maçın bitimine kadar da üstünlüğünü sürdürdü..
 
Ben tüm teknik direktörlerin Pep Guardiola'yı kıskandığını düşünüyorum. Nnasıl kıskanmasınlar, kadroya bakın: kalede Neuer, Lahm, Xabi Alonso, Robben, Lewandowski, Thomas Müller, düşünün Franck Ribbery sonradan giriyor, Göetze oturuyor. Ama diyeceksiniz ki Mainz'e nasıl yeniliyorlar? Eee futbol bu, o yüzden çok popüler..
 
Dortmund teknik direktörü Thomas Tuchel'i pek anlayamadım dün akşam. Sana mutlak galibiyet gerekiyor, son 15 dakika Bayern oyunu rolantiye almış, kendi arasında bol bol yan pas yapıyor, çünkü beraberlik kendisine şampiyonlukta büyük avantaj sağlayacak, sen hala rakibi santrada bekliyorsun. Hatta  Nuri Şahin'i 89'da  oyuna alıyorsun.
 
Maç o kadar akıcıydı ki, ilk 45'de uzatma hiç yoktu,maç sonu ise sadece 1 dakika! Sonuç olarak Avrupa'nın ilk 5 liginin uzun yıllardır en çok gol ortalamasına sahip Bundesliga'nın iki devi 0-0 la sahadan ayrıldı.

Bir de annemizin ligine bir mesaj: Yıllardır Fenerbahçe-Galatasaray maçlarını "dünya derbisi" diye pohpohlayıp yutturmaya çalışanlara duyurulur, bu maçı 108 ülke naklen yayınladı.