Atı alan Üsküdar’ı geçti (mi?)..

Prof. Dr. Taner Timur

Oylamada, kağıt üzerinde, AKP+MHP “evet oyu'' potansiyeli: % 62 idi. Dün gerçekleşen “evet oyu'' oranı: % 51,4 oldu. Aslında –zamanla anlaşılacak- % 51,4’den de alta çekileceğe benziyor. Bütün devlet olanakları –adeta hukukla alay edilerek- kullanıldıktan sonra alınan sonuç bu! Aklı başında kimsenin “zafer'' diyemeyeceği bir tablo! 

Ne gam! “Atı alan Üsküdar’ı geçti!'', diyor Tayyip Bey! 

Bu söz, “artık bu iş bitti; yapabileceğiniz bir şey kalmadı!'' anlamına geliyor. Tam da siyaset felsefesini “Ben çobanım!'' diye ilan eden “Başkan''a yakışan bir açıklama! Ne var ki “Üsküdar’ı geçme'' deyiminin iki de tarihi öyküsü var. İnsan ister istemez bunları da hatırlıyor. 

Bunlardan ilki Kız Kulesi ile ilgili ve Kule’nin sitesine göre “Battal Gazi'nin, askerleri ile birlikte Kızkulesi'ne baskın yaptığını ve kulede saklanan hazineleri alarak, burada yaşayan Üsküdar Tekfuru'nun kızını kaçırdığını'' anlatıyor. İstanbul’u kuşatıp da alamayan Battal Gazi bununla yetinmek zorunda kalmış! Az da sayılmaz!

İkincisi ise bir Köroğlu öyküsü. Yağız atını çaldıran Köroğlu uzun araştırmalardan sonra onu bir İstanbul pazarında, satılığa çıkarılmış olarak bulur. “Bir deneyeyim'' der ve atına atladığı gibi, adeta uçaraktan Üsküdar’ı geçer; Bolu’ya doğru! 

Şahsen bunlardan hangisinin bu deyimi yarattığını bilmiyorum. Battal Gazi mi? yoksa Köroğlu mu? Başarısız İstanbul kuşatmasını düşünerek, kendimi Battal Gazi tezine daha yakın hissediyorum. Yine de bunu açıklamak herhalde Beştepe vakanüvislerine düşüyor!

*Bu yazı Prof. Dr. Taner Timur'un kişisel Facebook hesabından alınmıştır

">