Batmayan güneşe yazılan tarih: Suriye

Ömer Ödemiş

“Vatanımın adını batmayan güneşe yazacağım.''

Suriye halkı direnişiyle vatanının adını yeniden güneşe yazıyor. Yedi yıldır devam eden emperyalist ve cihatçı saldırılar karşısında ağır bedeller ödeyerek direnen Suriye, Deyrizor zaferiyle yeniden dirilişin tarihini yazmıştır.

Deyrizor zaferi sadece bir kentin kuşatmasını kırarak ele geçirmek olarak görülmemeli. Bu zafer aynı zamande ABD ve gerici ülkelerin Suriye üzerindeki planlarınıda yıkmıştır. Bu gelişme ile bölgede etkinlik alanı oluşturarak, kalıcı üstler kurmayı planlayan, Kürt silahlı güçleriyle birlikte Arap yaşam alanları üzerinde kalıcı mevziler elde etmeye çalışan ABD planının da çöktüğünü söyleyebiliriz.

Rakka'yı özgürleştireceğiz, IŞİD terör örgütünü bölgeden temizleyeceğiz iddiası ile yaklaşık 3 yıldır Suriyenin kuzey bölgesinde bulunan ve Kürt silahlı güçleri ile birlikte hareken eden ABD'nin gerçek niyetinin bu olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Koalisyon güçleri adı altında 3 yılı aşkın bir süredir Suriye toprakları içerisnde de IŞİD mevzilerini havadan ve karadan vurduğunu iddia eden ABD ve müttefiklerinin sonuç alamaması, IŞİD'e ciddi kayıplar verdirememesi tersine Deyrizor'a ve Rakka'ya ilerleyen Suriye ordusu ve müttefiklerini vurarak durdurmaya çalışması gerçek niyetini göstermektedir. ABD, Suriye’de Kürtler üzerinden kalıçı askeri üst oluşturarak çiban başı gibi kalmak istiyoar. Oranın zenginliklerinden beslenerek bölgedeki tüm süreçlere müdahale edecek bir zemin oluşturmaya çalışıtor. Bunu yaparken de Kürtleri kara gücü olarak kullanıyor. Gelişkin silahlarla donattığı ve adeta küçük ABD ordusu ahline dönüştürdüğü Kürt silahlı gruplarının etnik taleplerini kullanarak bölgede uzun soluklu yeni çatışmalar yaratarak bundan beslenmeyi hedeflemektedir.

ABD'nin derdi hiç bir zaman halkların özgürlüğü olmamıştır. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. IŞİD karşıtlığı, terörizim karşıtlığı, barış istemi vb. gibi söylemler ABD için sadece toplumsal tepkileri köreltmek için uydurulmuş iddialardır. ABD'nin Kürt halkını özgürleştireceği, IŞİD'e karşı olduğu, rerörün temizlenmesi için savaştığı iddiaları tam bir yalandır. ABD, bölgede yaşayan ve milis olarak kullandığı Kürt silahlı gücünü kendi çıkarları için kullanacak ve işi bittikten sonra ise kaldırıp atacaktır.

Deyrizor da sıkışan 20 kadar IŞİD yöneticisinin ABD tarafından kaçırılarak güvenli bölgelere götürüldüğü iddiaları gelmeye başladı. Bölgeden güvenli bilgiler geçen kaynaklar tarafınfan seslendirilen bu iddialar, ABD'nin gerçekte IŞİD ile savaşmadığını açıkça göstermektedir. IŞİD ile ABD arasında Rakka özelinde bir anlaşmanın olduğu yönünde kokular geldiğini bir kaç hafta önce yazmış ve bu durumun Kürt silahlı birlikleri tarafından ciddiye alınıp değerlendirilmesini beklemiştir. Yaklaşık 6 aydır aktif olarak sürdürülen Rakka operasyonunun çok düşük yoğunluklu çatışmalarla geçmesi beni süphelendirmişti. Bölgeden gelen bilgilerle birlikte değerlendirdiğimde ABD ile IŞID'ın anlaşmış olabileceğini yazmıştım. Tabi doğal olarak da ABD'nin bölgedeki milis gücü Kürt silahlı birliklerinin de bu anlaşmaya dahil olduklarını, IŞİD'in kısa bir süre sonra anlaşma ile Rakka kentinden çıkarak Suriye devletinin kontrolü altındaki bir bölgeye (Ki daha önce Deyrizordu bu kent) geçerek varlığını sürdüreceğini yazmıştım. IŞID yönetici kadrolarının Deyrizor’dan ABD tarafından kaçırılması bu iddiaların gerçek olduğunu bir kez daha göstermektedir. ABD, IŞİD ile savaşmamaktadır. ABD, IŞİD ile anlaşmıştır.

Deyrizor zaferi sonrasında bu anlaşma her ne kadar da zora girmişse de gelinen süreçte yeni yol bulunacak ve bu anlaşma bir biçimde yaşama taşınacaktır. Çok yakın bir tarihde bölgede gelişecek yeni stratejik gelişmelere tanıklık edeceğiz. Özellikle Rakka ve İdlib kentlerinin kurtarılması için yeni adımlar atılacak gibi görünüyor. Rusya ve Suriye ordu birlikleri Deyrizor ve çevresini tamamen güvenli hale getirdikten sonra, askeri olarak rahatladıkları ve motivasyonlu oldukları bu süreçte İdlib operasyonunu başlatabilirler. Buna hazırlıklı olmak gerek. Çünkü sonuçları doğrudan ülkemizi, özellikle de Hatay ilimizi etkileyebilir..