Beşiktaş hedefe kilitlendi

Ali Kaya Soysal
Son çeyreğe girilmişken dün akşamki Kayserispor maçının Beşiktaş açısından çok zor geçeceğini beklemiyordum açıkcası, ancak bu kadar da kolay, hem de 4 golle 3 puana ulaşacağını da tahmin etmiyordum.

Gündüz maçında Eskişehir'in Trabzonspor'u yenmesiyle Kayserispor maça küme düşme korkusunu hissederek başladı. Bu durum Beşiktaş'ın aleyhineydi başlama düdüğü anında, çünkü büyük bir dirençle karşılaşacağı açıktı..
 
Fakat, bu tip maçlarda golü erken bulmak rakibin direncini bir ölçüde kırar, bu da gerçekleşti. Hatta skoru 10'da Gomez ve 23'de Oğuzhan ile 2-0'a getirerek adeta maçı kotardı.

Dün akşam siyah-beyazlıların oyun anlayışında önceki haftalara oranla farklı bir tarz vardı, atılan her golden sonra topu rakibe bırakıp oynamalarına müsade ettiler, "for check in" yani önde basmayı yapmayıp oyunu 2. bölgede beklediler. Bunu önceki  maçlarda yapmıyorlar, "cümbür cemaat" hücuma gidiyorlardı. Bu da çıkarken top kaptırmalara yol açıyor ve rakiplere pozisyon veriyor,  goller yemelerine yol açıyordu.

ŞENOL HOCA GERİ PASLARI YASAKLAMALI?
 
Düşünün, dün akşam Beşiktaş ilk ve son gol pozisyonunu 75'de verdi, üstelik  35'de Queresma ile kontra atak golü buldu. Bunun tek nedeni yukarıdaki satırlardaki taktik değişikliktir. Bu yeni anlayışı uygularken tek bir hata yaptı Beşiktaşlı oyuncular, özellikle de Oğuzhan... Lüzumsuz geri paslarla risk aldılar. Maçın başlarında  kaleye  verilen geri paslarda geçen haftanın etkisiyle Tolga'nın bacaklarının titrediğini hissettim. Tüm bunlar gösteriyor ki, Şenol Güneş son kritik haftalara girildiğinde realist düşünmeye başlamış, doğru da yapmış, ama bu geri pasları yasaklaması gerek.
 
Tabii ben bu yorumu yaparken Kayserili oyuncuların kalibrelerinin rakiplerinin çok altında olduğunuda  saptamalıyım, ama kim ne derse desin, erken gelen gollerin sarı-kırmızılı oyuncuların olası direncini kırmada rolü çok büyük oldu.

GOLLER ÜST DÜZEY
 
Beşiktaş'ın bu seneki özelliklerinden en önemlisi bana göre atılan gollerin "üst düzey klasmanda"  olmasıdır. Dün akşamki 4 gol de gerek hazırlanış, gerekse bitiriş açılarından tek kelimeyle mükemmeldi. 

Birinci golde Queresma'nın rakibini geçişi, Sosa'nın adrese ortası, Gomez'in uçarak vurduğu kafa şutu  ne kadar güzelse, ikinci golde Gomez'in Oğuzhan'a verdiği ince pas ve genç oyuncunun sağ ayak dış plasesi de o kadar görülmeye değerdi.

Skoru 3-0 a taşıyan golde, savunmada kapılan topun hızlı çıkışla Olcay'ın soldan sağa enlemesine attığı 50 metrelik pasın Queresma tarafından stop edilişi, rakibin oyundan düşürülüşü ve sol plase ile ağlara gidişi futbol adına seyir zevki dolu aksiyon zinciriydi.

90. dakikada Cenk in attığı 4. golde vuruş tekniği ne kadar kaliteliyse, Sosa'nın rakipe yaptığı baskıyla kaptığı topu arkadaşına kazandırması o derece takdire değerdi. Özellikle son dakikadaki bu pres arzusu dikkat çekiciydi. Gomez'in 45'de kaçırdığı penaltı ise bu güzelliklerin yanında "gül dikeniydi"...

HANGİ TAKIM DAHA STRESLİ?
 
Haftaya oynanacak G.Saray maçı öncesi, Beşiktaşlı 5 sarı kart sınırındaki oyuncunun cezalı duruma düşmemesi de -her ne kadar İsmail kaşındıysa da- ideal onbiri sahaya sürme açısından kazançdır lider için..
 
Finiş çizgisine Beşiktaş'ın 3, rakibi Fenerbahçe'nin ise 4 maçı kaldı. Puan farkı ise bu akşam 20.45 e kadar bir maç fazlasıyla 6 (yazıyla altı!!)....Bu tablo karşısında "yıldız savaşlarının aktörlerine" soruyorum  hangi takım daha streslidir acaba?