Beşiktaş zor virajı az hasarla döndü

Ali Kaya Soysal

Dün 17:45'te Beşiktaş'ın en yakın rakibi Başakşehir berabere kalınca siyah-beyazlı futbolculara artı motivasyon yüklenmiştir diye düşünmüştüm. Öyle ya, 3 puan alınınca şampiyonluk yarışında çok büyük avantaj yakalayacaklardı, geriden gelen Galatasaray ve Fenerbahçe'nin aldıkları yenilgilerle havlu attığı haftada...

Şenol Hoca sahaya 3 gün önce Olympiakos maçını oynayan aynı on birle çıktı, Marcelo dışında. Fiziksel açıdan belki 70'den sonra yorulmaya açık olan takım, üstelik 60'dan sonra Aboubakar'ın atılmasıyla 10 kişi kalınca son yarım saati mahkum oynadı doğal olarak... Ancak, bu bölümde kaleci Fabricio adeta yıldızlaştı ve bir puanın kazanılmasında başrole soyundu.

Antalyaspor'u ve teknik direktörü Rıza Çalımbay'ı, Bülent ve Cengiz hocaları bu girişte unuttuğumu sanmayın... Kasımpaşa Kulübünün kendilerine gösterdiği vefasızlıkdan sonra Antalya camiası bu teknik ekibe güvendi, göreve getirdi, 2 puanla ligin dibine demir atmış takım şimdilerde dördüncülüğü kovalıyor. Bu hedefte gönlüm onlarla.

Demem o ki, böylesine çıkışta olan Antalya deplasmanı çok zordu maç öncesi Beşiktaş açısından, her ne kadar favori olarak oyuna başlasa da. Maçın ilk yarısında 28'de Babel'in, 43'de de Quaresma'nın şutlarının dışında etkili olamadı lider. Antalya ise açık oynadı, fiziksel mücadeleyi üst seviyeye taşıdı, başa baş oynadı diyebilirim. İkinci devre sahneye Şenol Güneş çıktı, arka arkaya Quaresma ve Talisca gibi hücum silahlarını çıkardı ve adeta "Ben bugün bir puana razıyım" dedi. Aboubakar da atılınca oyun Beşiktaş sahasına yıkıldı. Kontralardan hiç bir pozisyon bulunamadı, çünkü bu taktiğin elemanları çoktan sahadan alınmıştı...

Açıkcası ben Şenol hocayı pek anlayamıyorum, Trabzon dan kalan vehimlerini tarihinin en kaliteli kadrolarından birini kuran Beşiktaş'a taşımaması gerekirdi. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin olmadığı bir yarışta takımını Nisan'da şampiyon yapmak yerine bilmem kaç milyon Kartal sevdalılarının bir bölümüne kalp krizleri geçirtmeyi hedefledi herhalde.

Sonuç olarak, oynanan 90 dakikaya göre maçın hakkı beraberlikti ama bir tarafın galip gelmesi gerekiyorsaydı eğer, kalecileri değiştirme olanağı olsaydı kesinlikle Antalya olmalıydı.

Kalan 9 haftada ligin tepesi için falcılık yapamayacağım. Oysa 2 ay önceki ABC satırlarımda "Nisan'da Beşiktaş şampiyonluğunu ilan eder" demiştim. Şenol Güneş'in takımına bu derece güvenemeyeceğini öngörememiştim. Galiba şampiyon 3 hafta sonra oynanacak Başakşehir-Beşiktaş maçından sonra netleşecek veya daha da karışacak. Bekleyip göreceğiz hep beraber...

Ama falcılığın ötesinde emin olduğum bir görüşüm var. Gaziantep, Adana ve Rize seneye PTT liginde oynar, tabi o ligin adı "Quatar" veya "Saudi" olmazsa birkaç ay içinde.