'Bizim Türklerle derdimiz yok'

'Bizim Türklerle derdimiz yok'

'Bizim Türklerle derdimiz yok' Stuttgart - Işın Toymaz?Almanya’da seçimlere saatler kala, ibre yeniden Angela Merkel’i gösteriyor.Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin Alman Federal Meclisi’ne en güçlü parti olarak girmesi bekleniyor. Bu durumda da Merkel’in...

Stuttgart - Işın Toymaz?

Almanya’da seçimlere saatler kala, ibre yeniden Angela Merkel’i gösteriyor.

Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin Alman Federal Meclisi’ne en güçlü parti olarak girmesi bekleniyor. Bu durumda da Merkel’in yeniden Başbakan olması mümkün görünüyor.

Ancak kararsız seçmen şu anda CDU ile birincilik için mücadele eden Almanya Sosyal Demokrat (SPD) partisine son dakika süprizi yapabilir ve son anket sonuçlarına göre 3. büyük parti konumunda olan sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisini ikinci sıraya oturtabilir.

Almanya’da tüm siyasi dengeleri değiştirecek 24 Eylül seçimleri için nefesler tutulmuş beklerken, şimdiden seçimin galibi görünen ve ellerini ovuşturarak Pazar akşamını bekleyen AfD cephesine projektörleri bir kez daha çevirdik.

Özellikle son dönemde ırkçı ve yabancı düşmanı söylemleriyle seçim kampanyalarını sürdüren sağ popülist AfD’nin başaktörlerinden Ralf Özkara ile son durum değerlendirmesi için buluştuk.

Almanya’nın Stuttgart kentinde şirket ofisinde ABC’nin sorularını yanıtlayan Ralf Özkara’nın adına bakmayın siz.  Türk değil. Müslüman ve Türk bir işkadınının, Rukiye Özkara’nın eşi. Onun soyadını almış. Rukiye Özkara da AfD içinde bir dönem aktif siyaset yapmış.

AfD’nin favori adaylarından Alice Weidel’i geçtiğimiz Mart ayındaki Baden Württemberg Eyaleti parti kongresinde saf dışı bırakarak teşkilatın başına geçmeyi başaran 46 yaşındaki  Ralf Özkara, İslam “Almanya’nın bir parçasıdır“ söylemlerine en sert çıkışı yapan AfD’li simalardan biri.

AfD Baden Württemberg Eyalet Teşkilatı’nın Marc Jongen ile birlikte yöneten Özkara, Schramberg kentinde Ralf Helble olarak dünyaya gelmiş.

Eşi, oğlu, kayınvalidesi, kayınpederi yani ailesinin yarısı Türk ve Müslüman olan Ralf Özkara, sohbetimizde bir ara göğsünü gere gere “İslam Almanya’ya ait değildir. Ne reformcu bir dindir ne de reforma isteklidir“ demekten de geri durmadı.

Özkara,  ailesinin iyi “entegre olmuş“ Müslümanlar olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Müslümanlar ve İslam arasında fark var. İkincisi yüksek derecede saldırgan bir siyasi hareket haline geldi.“

Almanya Başbakanı Angela Merkel’i, mülteci krizi konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a boyun eğmekle ve kendi halkına sırtını dönmekle suçlayan Özkara, “Biz iktidara gelirsek Erdoğan’la pazarlık yapmayız“ diyor.

“Erdoğan Türkiye’de Atatürk’ü hergün biraz daha yok ediyor. Ülkeniz adına çok üzüntü verici“ diyen Özkara, Almanya’daki seçimler sonrası Türkiye-Almanya ilişkilerinin ise normalleşeceğine inanıyor.

Türk kökenli seçmene de seslenen AfD Baden Württemberg Eyalet Teşkilatı Sözcüsü Ralf Özkara sadece sandığa davet etmiyor vaatte de bulunuyor: “Bizim Türklerle derdimiz yok. Türk kökenli bir Başbakan neden olmasın! Bizde herkes aday olabilir“

AfD partisine 2015 yılında katılan Ralf Özkara önce Rems Murr Bölgesi Sözcülüğü görevine seçildi.  2016 Şubatından 2017 Nisan ayına dek  o dönemde AfD Eyalet Sözcüsü olan bugün ise AfD Eş Başkanı olan Jörg Meuthen’in bürosunu yönetti. 

Sulz am Neckar’da Mart ayında gerçekleşen parti kongresinde AfD Eyalet Sözcülüğü’ne seçilen Özkara 16 yaşındaki oğlu Kenan Özkara ve eşi ile birlikte Berglen’de yaşıyor.

Hasta bakım hizmetleri alanında taşeron bir şirketi ise 2010 yılından bu yana eşi ile birlikte yönetiyor.

Sağ popülist AfD’nin kilit isimlerinden Ralf Özkara ile seçimler, uyum, ırkçılık, Türkiye-Almanya ilişkileri, İslam ve elbette seçimden sonra ne yapacakları hakkında konuştuk:

“EŞİME GÖRE YETERİNCE SERT DEĞİLİM“

Kayınvalideniz ve kayınpederiniz Burdurlu. Türkler ve Müslümanlar. Sağ popülist söylemlerle yükselmeyi başaran AfD gibi bir partide yükselmeniz eşiniz ve ailesi tarafından nasıl karşılanıyor?

Kayınvalidem ve kayınpederim AfD’de yükselmemden dolayı büyük mutluluk duyuyorlar.

Eşimin anne ve babası 70’li yıllarda Almanya’ya gelmiş. Onlar Almanya’ya göç ettiği zamanlarda herşey çok farklıydı. Müslümanlara karşı o dönemde özgüvenli bir karşı duruş vardı. Onlar da adapte oldular. Bugün Almanya’daki Müslümanların büyük bir bölümü entegre olmuş durumda. Ancak bugünkü göçmenler çok farklı. Sosyal çevrelerini buraya getiriyorlar. Entegre olmaya ise hiç niyetleri yok. Almanya’daki siyasi İslami hareket neredeyse misyonerlik yapıyor. 

Eşime, kayınvalideme ve pedere sorarsanız siyasal İslam’a yönelik eleştirel tutumum ve söylemlerimde onlara göre yeterince sert değilim. Benim annem protestan ve evhanımı. Bize ibadetin ve imanın çok özel bir konu olduğunu öğretti. Ne yazık ki Almanya’da son dönemde Müslümanlar tarafından  radikal ve saldırgan bir üsluba şahit oluyoruz. 

Almanya’da neredeyse her şehirde, her mahallede cami var. Bence artık bu kadarı yeter. Camiler radikal İslamcıların yuvası haline geldi. Özellikle Selefiler. Ki Selefilerin içinde çok Alman da var. İşte bu nedenle camilerin denetim altında tutulmasını, imamların Almanca vaaz vermelerini talep ediyoruz. Böyle şeyler söylediğimde radikal İslamcılar tarafından tehdit ediliyorum. Bugün özel korumam olmadan sokağa çıkamaz hale geldim.

Size göre eşiniz ve aileniz entegre olmuş mu?

Kesinlikle evet.Şu farkı da dikkate almak gerekiyor: Müslümanlar ve İslam arasında fark var. İkincisi yüksek derecede saldırgan bir siyasi hareket haline geldi.

Çokkültürlü, çok dilli bir aile yani. Oğlunuz hangi dili öğreniyor?

Evde Almanca konuşuluyor. Oğlumu tek dille, Almanca  yetiştiriyoruz. Türkçe’yle karışık büyümesini istemedik. Düzgün ve yüksek Almanca konuşmasını istedik. Eşimle işyerinde tanıştık. Aşık olduk ve evlendik.  Çifte vatandaşlığa ise karşıyım. Kişi seçim yapmalı. Örneğin kayınvalidem Alman, kayınpederim Türk vatandaşlığında karar kılmışlar. Kişi hangi kültürü sevdiğine ve savunduğuna karar vermeli. 

“ERDOĞAN 2019’DA YENİDEN SEÇİLECEK“

Sizce bir kişi hem Almanya’yı hem Türkiye’yi sevemez mi? Sorunlarına ilgi duyamaz mı?

Almanya’da onbinlerin Erdoğan için sokağa çıkıp propaganda yapmasını, Türkiye politikalarını Almanya sokaklarına taşımalarına karşıyım. Nedeni de çok basit. Almanya’da yaşayacaksın, demokrasinin nimetlerinden yararlanacaksın, ondan sonra da ülkemizdeki demokratik sistemin tam karşısındaki, diktatörlüğü savunan anlayışı destekleyeceksin. Belli ki Almanya sokakları 2019 yılında yeniden ısınacak. 

Aslına bakarsanız 2019 seçimlerini de Erdoğan kazanacak. Falcı olmaya gerek yok. Basın özgürlüğü ihlalleri, muhalif sese saldırı, aydınlara baskı. Muhalefetteki politikacılara hapis. Ortada bu kadar baskı varken o kazanmayacak da kim kazanacak. Almanya Başbakanı Angela Merkel, biz Meclis’e girdikten sonra AfD’leri siyasetçilerin dokunulmazlığını kaldırıp, içeriye tıkması düşünülebilir mi? Ama Erdoğan yapıyor işte. 

“EGEMEN KÜLTÜRE EVET, ÇOKKÜLTÜRLÜLÜĞE HAYIR“

AfD’nin seçim kampanyaları boyunca ırkçı ve yabanacı düşmanı söylemlerine şahit olduk. Ayrıca partinizin içinde de ultra sağcılar, milliyetçi muhafazakar da var. Peki  

Türk kökenli seçmen sizi neden seçsin? Ya da sizin Türk seçmen gibi bir kaygınız var mı?

Bakın benim sözlerimde hiç yabancı düşmanı bir ifade görüyor musunuz? Ben nasıl ırkçı olabilirim? Eşim ve oğlum Türk. Yabancı düşmanı olursam kendime karşı da olurum demektir bu. Ben Alman dostuyum. Ancak Alman dostu olan otomatik olarak yabancı düşmanı gibi algılanıyor. II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Almanlar, Alman oldukları için gurur duyduklarını söyleyemez hale getirildiler. Siz kendi kültürünüzle, ülkenizle gurur duymuyor musunuz? Bu dünyada ABD hariç, bütün ülkelerde herkes kendi öz, ana kültürü ile gurur duyar. Elbette Almanya’daki Türklerin kültürümüze etkisi olmuştur. Kültürel etkileşimden kaçamayız. Ancak Almanya’da çokkültürlülük kavramına karşıyız örneğin. Egemen kültür Alman kültürüdür. Bunu diğer uluslar, örneğin Türkler söylediğinde sorun yoksa neden bizde olsun?

“SPD, CDU, YEŞİLLER YALAN SÖYLÜYOR“

Kısacası Türklerle bir derdimiz yok. Tabii ki Türk kökenli seçmenin oyları bizim için değerli. Hatta demokrasiyi savunan Türklerin bize oy vermesi gerekir. CDU, SPD, Yeşiller, Sol Parti. Bütün bu partiler seçimlerden önce Türk seçmene yönelik bir sürü etkinlik düzenliyor ve sürekli onlara sesleniyor. Ancak yalan söylüyorlar. Seçimler bittikten sonra Türkleri unutuyorlar ve yine istediklerini yapıyorlar. Biz dürüst ve açık yaklaşıyoruz. AfD içinde aktif görev alan çok sayıda Türk de var.

Madem sorun yok, Türk kökenli birini Başbakan adayı olarak düşünebilir misiniz?

Evet. Hayal edebilirim. Eğer muhafazakarsa, bizim geleneklerimize bağlıysa, bizim hedeflerimizi içselleştirdiyse, evet Türk kökenli bir Almanya Başbakanı hayal edebilirim. Bizde diğer partilerden farklı olarak parti içi demokrasi var ve bizde herkes aday olabilir!

Türkler bize neden oy versin, sorunuza gelince. Size soruyorum, Türk misafir işçiler neden geri dönmedi? Neden emekli olup dönmedi? Demek ki Almanya’yı sevdiler. Buradaki düzeni, dakikliği, güvenliği ve daha birçok noktayı. Türkler de görüyor, şimdi bu Almanya’yı Almanya yapan değerler kayıp gitmek üzere. Türkler de bunları kaybetmek istemez. Türk kökenli Alman seçmeni Pazar günü sandığa çağırıyorum.

Partinizdeki farklı akımlar arasında uzlaşmacı / arabulucu bir tavır sergiliyorsunuz. Sizin için ifade özgürlüğü nerede bitiyor?

Holocaust dönemini inkar edenler, mülteci yurtlarını yakalanları ben de kınıyorum. Hatta sığınmacı yurtlarının önünde gösteri yapılmasına dahi izin verilmemeli.

“ALMAN ORDUSU, SS’LERLE BİR TUTULMAMALI“

Bununla birlikte  AfD partisinin seçimlerdeki liste başı adayı Alexander Gauland’ın ''Alman ordusu ile gurur duyuyorum. Alman tarihini 12 yılla sınırlı tutmamak gerekir’ şeklindeki söylemlerine destek verdiniz.  Kendinize ters düşmüyor musunuz?

Evet destekliyorum. Çünkü Alman ordusununun, holocaust ile bir tutulmasını ben de eleştiriyorum. Sizin ülkenizde de askerlerinizle, şehitlerinizle onur duyuyorsunuz. SS ile Alman ordusunu bir tutmak doğru değil. Onlar da vatanları için çarpıştılar. O Alman ordusunda bizlerin abileri, babaları, dedeleri çarpıştı. Biz ''Alman askeriyle gurur duyuyoruz’ deyince nazi mi oluyoruz. Bazı kavramları birbirinden ayırmak gerekiyor. Evet o 12 yıl çok korkunçtu. Biz de sonuna kadar eleştiriyoruz. Oğlum Kenan’ı nazi dönemi ile ilgili aydınlatarak yetiştiriyoruz. O dönemi asla güzelleştirerek anlatmıyoruz. 

“ÖZOĞUZ SİYASETTEN ÇEKİLMELİ“

Gauland,  Federal hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz’a çok ağır ifadelerle saldırmış, “bertaraf“ etmekten söz etmişti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özoğuz ''Dilin ötesinde, spesifik bir Alman kültürünü kolayca tanımlayamazsınız'' ifadesine yer vermişti.  Gauland’ın ’bertaraf’ ifadesini kullanması elbette talihsizlik, ben de eleştiriyorum. Ancak Özoğuz gibi Göç ve Uyumdan Sorumlu bir Bakanın söz konusu ifadesi ise kendi pozisyonunu hiçe sayan, görevini boşa çıkaran bir açıklamadır. Gauland şunu demek istemişti: ’Almanya ve Alman kültürü için böyle konuşan bir politikacı siyasetten ayrılmalıdır.’ Evet, ben de Gauland’ın bu görüşüne katılıyorum. 

“HER SÖZÜMÜZ MERCEK ALTINDA“

Yani siz de bu kadar sert ve saldırgan söylemlerden çekinmiyorsunuz.  AfD, Alman siyaset sahnesindeki saldırgan tavırları ve rencide edici söylemleriyle kirliliğe yol açmakla suçlanıyor. Sizden önce siyasette centilmen hava hakim değil miydi?

Yanılıyorsunuz. Sizi de bu kadar çok köşeye sıkıştırsalar, size de televizyon programlarında, medyada topyekun saldırsalar, sürekli ağır söylemlerle üstünüze gelseler siz de önünde sonunda böyle davranırsınız. Denklemi yanlış kuruyorsunuz. Ormana gidip nasıl bağırırsan öyle yankılanır. bizim durumumuz da bu. Ayrıca AfD’li siyasetçilerin her söylediği mercek altına alınıyor. Ardından da kıyamet koparılıyor.  

“FEDERAL MECLİS’E YÜZDE 18 İLE GİREBİLİRİZ“

Anket sonuçlarına göre AfD şu anda 3. büyük parti olarak karşımıza çıkıyor. Siz neyi doğruyu yapıyorsunuz?

Toplumun tam ortasından çıkmış, tam demokratik bir partiyiz. Üyelerimizin hepsinin oy hakkı var. Halkla birlikte halk için politika yapıyoruz. Bir iktidar yıllardır başarısız bir politika izliyorsa ve halkın eleştirilerine, şikayetlerine kulaklarını tıkıyorsa ve muhalefet de zayıfsa elbette seçmen sesini duyan, ona kulak veren bir oluşuma yönelecektir. Bakın Baden Württemberg Eyalet seçimlerinde yüzde 11 tahmin ettiler yüzde 15’i geçtik, Saksonya Anhalt’ta yüzde 17 dediler yüzde 24 ile Meclis’e girdik. Şimdi de Federal Meclis’e yüzde 12 ihtimali veriyorlar. Bana sorarsanız yüzde 15 hatta yüzde 18 ile Meclis’e gireriz. 

“KILIÇDAROĞLU CESUR BİR LİDER“

SPD, Yeşiller, Sol Parti son araştırmalara göre sizin gerinize düştü. Seçmen nasıl olur da bunca sene desteklediği partilere sırtını dönüp, yeni kurulmuş, hatta sıklıkla yabancı düşmanı söylemlerle toplumun karşına geçen bir partiye yönelebilir?

Merkel’in baskı ve yıldırma hamlelerine rağmen mücadeleden biz hiç vazgeçmedik. Türkiye’de ana muhalefeti çok iyi anlıyorum. CHP lideri çok cesur bir siyasetçi. Herkesin korkup, sindiği bir ortamda baş kaldırıyor. Türkiye’nin en büyük şansı Mustafa Kemal Atatürk gibi bir lidere sahip olmasıydı. Hatta Atatürk tüm dünya için bir şanstı. Din ve devlet işlerini birbirinden ayıran ve ülkesini çağdaş bir düzeye getiren Atatürk bugün Erdoğan tarafından toplumun bütün katmanlarından sökülüyor. Erdoğan herşeyi yok ediyor. Kılıçdaroğlu’nu mücadelesinden ve cesur duruşundan dolayı ise kutluyorum.

“MERKEL YALAN SÖYLÜYOR“

Çok samimi söylüyorum. Sadece SPD, Yeşiller FDP değil CDU da eriyor. Seçmen bize birçok renkten oy atıyor. Nedeni de CDU, SPD ve Yeşiller gibi partilerin yoldan çıkmış ve bozulmuş olması. Lobi politikaları yapıyorlar. Yalan söylüyorlar. Dizeli kaldırılım, diyorlar. Göreceksiniz ki seçimlerden sonra Merkel konuyu açmayacak bile. Çünkü otomobil endüstrisi buna müsaade etmez. Merkel her zaman yalan söylüyor. Tıpkı Sigmar Gabriel gibi. Seçmen artık kandırılmak istemiyor. Bizi tercih ediyor.

Daha önce CDU üyesi değil miydiniz? Ne oldu da CDU hakkında böyle konuşuyorsunuz? Neden AfD’ye geçtiniz?

CDU’dan AfD’ye geçmeme Merkel sebep oldu. İzlediği yanlış politikalar, yalanları. Oy kaygısı ile boyun eğen, halkına sırtını dönen Merkel.

Peki CDU ile koalisyon gündeme geldi diyelim...

O zaman da tek şartla kabul ederiz. Koalisyonun güçlü tarafı biz olacaksak. Bir de referandum şartımız var elbette. 

Almanya’da Referanduma büyük partiler tarafından suistimale açık bir yöntem kaygısı ile sıcak bakılmıyor. Siz neden diretiyorsunuz?

Biz İsviçre modelini örnek alıyoruz. Demokrasiyi en tepeden en aşağıya doğru iletmeyi, iktidarı halkla paylaşmayı hedefliyoruz. 

“ERDOĞAN’IN ŞANTAJLARINA MEYDAN VERMEYİZ“

Koalisyon ortağı olduğunuz takdirde örneğin çok eleştirdiğiniz “sığınmacı“ krizine nasıl çözüm bulacaksınız? Elinizde sihirli bir formül mü var?

Almanya’nın sınırlarını kapatacağız. Tıpkı Türkiye gibi. Almanya’daki sığınmacılara ikamete bağlı kalma şartı getireceğiz. 2015 yılından bu yana Almanya’da toplu tecavüz olayları, tacizler duyar olduk. Hepsi mültecilerin ülkeye gelmesi ile başladı. İktidara gelirsek suç işleyen mültecileri derhal sınır dışı edeceğiz.

Düşünebiliyor musunuz, Avrupa’nın en büyük ekonomik gücünün başındaki isim Almanya Başbakanı Angela Merkel, oy kaygısı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şantajlarına boyun eğdi. Erdoğan da gücünün farkında. Baktı ki Merkel, parmağını şıklatınca dediğini yapıyor, tehdit ve şantajlara devam etti. Ancak AfD olarak biz Erdoğan’ın tehdit ve şantajlarına meydan vermeyiz. Sınırları açmakla tehdit ediyor. Açarsa açsın. Biz de sınırlarımızı kapatırız. Bu kadar basit. Biz Erdoğan’la, Merkel gibi  pazarlık yapmayız. 

Bakın bugün Almanya’da sınırların kapatılması için referandum yapsak, Alman halkının büyük bir bölümü ''evet'' derdi.

“SEÇİMLERDEN SONRA NORMALE DÖNER“

Sadece Almanya’nın değil, ülkedeki milyonlarca Türk’ün de kaderinin belirleneceği, Türkiye-Almanya, Türkiye-AB ilişkilerinin de yeniden şekilleneceği 24 Eylül seçimlerinden sonra bir normalleşme ile karşılaşabilecek miyiz?

Evet. Angela Merkel yeniden Başbakan seçilecek. Ve Türkiye ile yeniden yakınlaşmaya çalışacak. Yeniden boyun eğecek. Tabii biz Meclis’te ona müsaade edersek. Ama bakın şimdi seçimler öncesi Merkel’in söylemlerine. Resmen AfD’nin seçmenini çalmaya çalışıyor. 

Ralf Özkara, ultra sağcılarla ılımlılar arasında ne kadar köprü görevi görmek için uğraşsa da sağın da sağındaki AfD’nin Meclis’e girmesiyle 24 Eylül’den sonra Alman siyaset sahnesinde sıcak ve ateşli tartışmaların yaşanacağı kesin görünüyor. Almanya’daki en büyük göçmen grubu oluşturan Türklerin ise boykot talimatının da etkisi ile AfD’nin zaferinde ne derece payı olacağı şimdiden merak konusu. 

"'Bizim Türklerle derdimiz yok'" haberi, 23 Eylül 2017 tarihinde yazılmıştır. 23 Eylül 2017 tarihinde de güncellenmiştir. Dünya kategorisi altında bulunan 'Bizim Türklerle derdimiz yok' haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. 'Bizim Türklerle derdimiz yok' 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Dünya konusunda 29 Mart 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 16:38 Hasan Can Kaya'dan Şaşırtan Açıklama: 'Hayranımla Birlikte Olurum'
  2. 16:34 Brad Pitt ve Penelope Cruz, Fransız Moda Devi İçin Unutulmaz Bir İşbirliğine İmza Attı
  3. 16:29 Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'dan Çarpıcı Açıklamalar: Terör Saldırısı ve Ukrayna'nın Barış Planı
  4. 16:27 Gurur Verici Başarı: Dev Türk Şirketi NATO'dan Dev İhale Kazandı!
  5. 16:27 İstanbul'da CHP'ye Yelken Açan İlçeler: Artıbir Araştırma'dan Çarpıcı Veriler
  6. 16:26 Huawei, 2023'te Gelirlerini Artırarak Başarıyı Yakaladı
  7. 16:23 Balıkesir'in 'Kirli Hanım' Peyniri Norveç'te Bronz Madalya Kazandı
  8. 16:12 Goldman Sachs Türkiye analizi yaptı: Yerel seçimler Türkiye'nin ekonomisini nasıl etkileyecek?
  9. 16:12 Yeniden Refah Partisi'nin adayı, AKP'nin lehine geri adım attı!
  10. 16:04 Fenerbahçe'nin Transfer Hızı: Lorran ve Rodriguinho Gündemde!
  11. 15:58 ABD'de Şubat Ayında Tüketim Harcamaları Yükseldi, Ancak Gelirler Beklentilerin Altında Kaldı
  12. 15:55 Mossad Başkanı Hamas ile Rehine Takası Önerdi, Netanyahu Reddetti
  13. 15:52 Güven Hokna'nın Set İtirafı: Yaprak Dökümü'nde Tuvalet Temizliği!
  14. 15:47 Kırlangıçların Uzun Mesafeli Uçuş Yetenekleri: İsveç Araştırması Detayları Ortaya Çıktı
  15. 15:33 RTÜK, Yerel Seçim Öncesi Siyasi Reklamların Yasaklanacağını Duyurdu!
  16. 15:28 Fiorentina, Zaniolo Hamlesiyle Transfer Pazarında Hareketlilik Yaratıyor
  17. 15:21 İsrail'in Halep'e Hava Saldırısında 38 Kişi Öldü
  18. 15:15 Beşiktaş, 2024-2025 Sezonu İçin Transfer Komitesi Kurdu
  19. 15:10 Xabi Alonso, Gelecek Sezon İçin Kararını Verdi: Leverkusen'de Kalacak!
  20. 15:05 Kurtuluş Kuş'un Evlilik Heyecanı Acı Haberle Karıştı: Eşi Nezaket Şimşek'in Düşük Haberi
Dünya Haberleri