'Erdoğan benim Cumhurbaşkanım değil, zaten Cumhurbaşkanı da değil!'

ABC Haber Merkezi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV’de Oğuz Haksever’in sorularını yanıtladı. 

Kılıçdaroğlu'nun yandaş medyanın kampanyaya dönüştürdüğü 'tutuklanma' tartışmaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

2019'da Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı sorulan Kılıçdaroğlu, CHP'nin 2019 seçimlerine dair hazırlıklarını da anlattı. Kılıçdaroğlu, "2019 adayımız herkesin çok tanıdığı, toplumun güvendiği bir isim olacak. Kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

CHP Genel Merkezi'nde yapılan röportajda Kılıçdaroğlu, AKP cephesinin ortaya attığı "Kılıçdaroğlu Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet etti" iddialarına da yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu, dün hayatını kaybeden Prof. Dr. Şükrü Kızılot'u anarak programa başladı.

CHP liderinin açıklamalarının tamamı şöyle:

• (Tutuklanma tartışmaları) Erdoğan ilginç bir insan aslında ama bir hastalığı var; Kılıçdaroğlu hastalığı. Sürekli beni eleştirebilir. Eleştirinin bir düzeyi varsa ben buna saygı duyarım. Ama düzeyi bazen aşıyor. Ben bazen onun düzeyiyle ona cevap vermek zorunda kalıyorum ve bu benim ağırıma gidiyor.
• Bir kere ona onun  düzeyiyle çağrı yaptım. Dedim ki gel istediğin televizyona; sen yarım saat konuş, ben 10 dakika konuşacağım. Ben ona bir şey söyleyeceğim ve yanıt veremeyecek. Ama cesareti yok. Meydanlarda 'Ey Kılıçdaroğlu, ey Kılıçdaroğlu'... Gel karşıma ama yok.
• Enis Berberoğlu rehin alındı. CHP'ye operasyonun ilk ayağıdır bu. MİT TIR'larıyla bir alakası yok Enis Berberoğlu'nun.
• (MİT TIR'ları) Türkiye Cumhuiyetini böyle gayrımeşru bir işin içine sokamazsınız. Kaldı ki MİT TIR'ları devlet sırrı falan değil. Herkesin bildiği devlet sırrı mı olur. Bölgedeki valilere bilgi verirsiniz devlet sırrıysa bu. Ama valilerin haberi yok. Siz Suriye'ye neye göre silah gönderiyorsunuz? Burası eşkiya devleti değil, hukuk devletidir.
• Can Dündar diyor ki; ben flaş diski solcu bir milletvekilinden aldım. E o zamanlarda Enis Berberoğlu milletvekili değil ki. Bu ülkede, bakın tekrar tekrar söylüyorum, bu ülkede adalet yoktur.
• Enis Bey ne yaptı da casus diye suçlandı? Kozmik odayı FETÖ'ye kim açtı? Milyonlarca belgeyi FETÖ'ye teslim ettiler, bunu Enis Berberoğlu mu yaptı? Açanlar kim, iktidar olanlar. Asıl casuslar bunlar değil mi?
• Ben ana muhalefet lideriyim. Bize devletin her kanadından bilgi gelir. Bu görüntüleri izledim ama bana verilmedi. Zaten bildiğimiz olaylar. Ertesi gün basın toplantısı yapar açıklardım. Herkes biliyor zaten, neyin devlet sırrı. Kaldı ki devlet sırrı olmadığını AYM de söyledi. Siz burada, 'CHP'ye nasıl operasyon yaparız' diye etrafında dolanıyorsunuz.
• Darbe dönemlerinde hukuk çalışmaz. Biz şimdi sivil bir darbe dönemini yaşıyoruz. Yargı, savcı talimatla çalışıyor. Savcıların hazırladığı 15 Temmuz iddianameleri Adalet Bakanlığı onaylıyor. Bunun belgesi bende var. Hodri meydan, açıklarım.
• (Karavanda çekilen fotoğrafın hikayesi) Adalet Yürüyüşü pek çok kişinin ezberini bozdu. Önceden inanmıyorlardı, Kızılcahamam'da durur diyorlardı. Sonra Bolu. Sonra İzmit gişelerde biz bunu durdururuz, İstanbul'a giremez. Tüm ezber bozuldu. Çünkü bu ülke halkı adalete aç, susamış. Türkiye'de yüzde 73, yargıdan adalet çıkacağına inanmıyor çünkü. Gölgede 40 derecede, site, yağmurda, asla ödün vermeden yürüdüm. Ben kendim için yürümedim. Bu ülkenin halkı için yürüdüm ben. Şimdi o fotoğrafa bakın, kızımla yemek yiyordum. Bu fotoğrafta toplu iğne ucu kadar yapmacıklık yok. Ben o şartlarda yetiştim. O yemeği kızımla birlikte huzur içinde yiyorum, bir yandan da tarihe not düşüyorum. Evimde de öyle oturuyorum. Vatandaş Kemal diye manşet attılar. Evet, doğru. Kızıyor köpürüyor, 'Benim insanım böyle değil" diyor. Zaten sen vatandaşını unuttun arkadaş. Kayseri'de gencecik bir insan işsiz olduğu için kendini yaktı. Ey Saraylı, senin bundan haberin var mı!
• Vay efendim atletliymiş. Ben adalet diyorum, o atlet diyor. Görevini yapmış bir baba gibi yedim o yemeği. O fotoğrafta kibir yok, birilerine yukarıdan bakma yok. Sıradan, sade bir vatandaş. E ben zaten öyleyim. Öyle olmasam sıradan vatandaşın derdini çözemem ki.
•  Erdoğan Atatürk'ü biliyor mu? Ne olduğunu biliyor mu? Bütün hayatı savaş meydanlarında çarpışmakla geçmiş o insanın adını ağzına almazdı, neyse ki o fotoğrafı gördü de ismini andı. Ben o masaya Atatürk'e hakaret edeni oturtmam. O külahlı adamı Cumhurbaşkanlığı masasına oturtarak senin Atatürk'ü anma hakkın kalmamıştır. Sen Atatürk'ü anamazsın!
• (Erdoğan'a) Kendisine yine açık davet! Bana vatandaşlık dersi, Atatürk dersi verecekse ve korkak değilse çıksın karşıma.
• (Adalet Kurultayı) Niye eleştiriliyor (Demirtaş'ın Adalet Kurultayı çağrısı). Onlar bu ülkenin insanı değil mi? Hepsinin başımın üstünde yeri var. Onların adalet deme hakkı yok mu? Hayatımda bu kadar insanlık düşmanı söylem duymadım. Gelen kişiye sen falanca partidensin, sen adalet sözünü ağzına alamazsın mı diyeceğiz? Bu ülkenin bütün insanlarını kucaklamamız lazım. Saray'da oturan zatın stratejisi bu; ötekileştir, düşmanlaştır. Bir PKK'lı gelirse, bu devletin istihbarat örgütü var mı var, gelip yakalar. Ben nereden bileyim, alnında mı yazıyor. 
• Adalet Yürüyüşü sırasında aramıza provokatörler de sokuldu. Biz onları cımbızla tutup dışarı çıkardık, senin burada yerin yok dedik. Evet, biz kavga istemiyoruz. Bizim farklı siyasi görüşten olmamız kavgaya gerekçe değil. İfade özgürlüğü var. AKP böyle, CHP şöyle, MHP böyle, ÖDP şöyle, TKP böyle. Hepsinin programı var. Bunlar yasal partiler...
• (Kurultay'dan ne bekleniyor) Şimdiye kadar sadece yürüdük. Şimdi adaleti tartışacağız. Yargıda, işyerinde, sokakta, yaşamda adalet nasıl olmalı? Bir çiftçi dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor ve ona halen geçen yılın fiaytından ürününü satması isteniyorsa burada sadece adalet denir. AKP 15 yılda hiçbir dönemde ödenmediği kadar dışarıdaki faiz lobicilerine faiz ödedi. Faiz lobisine çalışan bir hükümet. Kim yönetiyor bu devleti, Japonlar mı? Faizleri düşüremiyorsan ayrılacaksın. Spekülatörler burada kazandı, dışarı götürdü. Ne kadar biliyor musunuz? 142 milyar dolar!
• Sekiz ayrı konu olacak. Bunlar dört gün boyunca her yanıyla tartışılacak. Ayrıca çok sayıda küçük çalıştay yapılacak. CHP'nin programı, seçim bildirgesi; hepsi bu kurultaydan yararlanacak. Cumhuriyet tarihinde bu kapsamda ve bu yoğunlukta yapılan tek çalışmadır.
• (Meral Akşener'in parti çalışması) Akşener ve arkadaşları siyasete belli bir düzeyi getirirler .Bir kadın genel başkanı değerli buluyorum. En son ramazan ayında görüşmüştük. Bence değerli. Seslendiği alanda bir boşluk var, doldurabilirse önemli bir iş yapmış olur.
• (Zekai Aksakallı) Pasif bir göreve atandığı doğru. Ordu içinde de huzursuzluk yaratacağı açık bunun. Hele Ortadaoğu bu kadar hareketliyken. Ortada şu var. Yenikapı'da konuşurken, adliyeye, orduya ve camiye siyaset girmesin demiştim. Şimdi üçünde de siyaset var. Bu devletin temeline dinamit koymaktır. Orduda bir emir verilir, o  emir koşulsuz yerine getirilir. Siz orduya siyaset soktunuz, tüm dengeleri alt üst ettiniz. Zaten Balyoz-Ergenekon'da orduyu perişan etmiştiniz. O zaman da itiraz ediyordum, bana darbeci diyorlardı. Sonra kumpas diye yine kendileri itiraf ettiler. İdam olsaydı belki de tamamı idam edilmişti. Peki o idam edilenler ne olacaktı. O davaların savcılarına ne oldu? Zekeriya Öz'ü arıyoruz. Peki Öz'e zırhlı araç tahsis eden nerede? Sonra dönüp Kılıçdaroğlu'na FETÖ'cü diyeceksin. Akıl mantık ya! Böyle bir düzenbazlık, böyle bir rezalet yok! Hesap vermesi gereken adam hesap soruyor. Benim hesap veremeyeceğim tek bir şeyim bile yok. Zaten hatam olsa kabul ederim. Devletin ipini çekeceksin, sonra da kalkıp Enis Berberoğlu'nu casus diye suçlayacaksın. Efendim, yargı bağımsız, biz onlara müdahale edemeyiz... Geçin bunları, hikaye bunlar! Şurada tıkanıyorlar; Adil Öksüz'ü neden serbest bıraktınız? Burada tıkanıyorlar. Kim serbest bıraktı, neden izlenmedi? Onun için diyorum, bir gelsin, ben bu soruları sorayım. Bakalım ne diyor, gelsin...
• (2019'da aday olacak mısınız) Daha zamanımız var. CHP olarak tabii ki bir adayımız olacak. Ama şimdiden bunu konuşmak için erken. Doğmamış çocuğa don biçmek olur şimdiden. Bizim programımıza tam yanıt veren, parti içinden ya da dışından çok insanımız var. Bugünden düşünebiliriz ama netleştirmemiz gerekmiyor. Sakin, kararlı, güven veren bir politikayla çıkmamız lazım. Hiç meraklanmasınlar, tanınmış biri çıkacak. Toplumun saygı duyduğu biri. Yaşantısıyla mütevazi, vatandaşına küfretmeyen, yumruklamayan, medyanın özgürlüğüne, yargının bağımsızlığına güvenen biri olacak.
• (Parlamenter sisteme dönüş) Evet, bu 2019 maddemiz olacak. 
• (Aday açıklama zamanı belli mi) Şu an bir zaman yok tabii ama tüm CHP'lilerin aklından geçen isimler vardır. Diyelim ki birinci turda seçilmedi, ikinci tura kaldı. Diğer adayların da bu noktada destekleyeceği bir aday olması lazım. Temi, dürüst, saf, halkını seven, saygılı bir cumhurbaşkanı adayı; istediğimiz bu. Aynı zamanda dünyayla barışık bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Şu an Erdoğan Cumhurbaşkanı değil aslında, kendi partisinin genel başkanı. Şahsen benim Cumhurbaşkanım değil. Bana hakaret eden kişi benim Cumhurbaşkanım olabilir mi? Biz cumhurbaşkanının tarafsız olmasını isteriz, işte bu yüzden parlamenter sisteme dönüş.
• Yarın isterlerse sizin patronun tüm malvarlığına el koyarlar. TMSF'ye devredip yandaşlara verirler. Yapmadılar mı bunları. İşte bizim cumhurbaşkanı adayımız böyle olmayacak.
• Ben "Ne istediniz de vermedik" demedim. Ama bunlar hepsini verdiler. Veren belli, akıl var mantık var. Şimdi de kalkmışlar, "Kılıçdaroğlu FETÖ'nün ağzıyla konuşuyor" diyorlar koro halinde. Aynı menzile gidiyorduk, paralel yapıydık dediler, bunu ben demedim. Cambazın biri düştü, diğer cambaz ipte hala.
• (Mustafa Akaydın'ın 'tiyatro' açıklaması) İki 15 Temmuz var. Biri sabaha kadar mücadeleyle geçen bir 15 Temmuz. Diğer 15 Temmuz ise, Saray'ın 15 Temmuz'u fırsata çevirip 20 Temmuz darbesini yapması. Danıştay'a 160 militan yerleştirdiniz dedim ben seneler önce. O zaman kızmışlardı. Şimdi 15 Temmuzla görmedik mi bunu? Tiyatro kelimesi tiyatroculara hakarettir. Tiyatro ciddi bir meslektir. Devlet demiş arkadaşımız, devlet değil hükümet. Onun haricinde Akaydın'ın söylediklerini biz de söylüyoruz işte. Onların ağzıyla konuşuyormuşuz. Yok kardeşim, biz her şey açığa çıksın istiyoruz. Devletin bürokratları niye gelmedi komisyona. Çünkü AKP istemedi onların gelip Meclis'te konuşmalarını. Niye tam anlamıyla çıkmasın mı her şey ortaya? İstemiyorlar. 15 Temmuz'u fırsata çevirip 20 Temmuz darbesini yapanları affetmiyoruz.
• (Turistlerin can güvenliği açıklaması) Can ve mal güvenliği yok. Az önce de söyledim. Ben bunu Meclis Genel Kurul'da da söyledim. Herkesler de dinledi, sen bunu nasıl söylersin demedi. Hiç kimsenin bu ülkede can ve mal güvenliği yoktur. Her şey mümkün, itiraz edeceğiniz bir yer var mı, hayır. Kaldı ki, siz suçlu bulundunuz, eşin de suçlu diyor. Eşinin ne günahı var. Kolektif suç diye bir şey uydurdular. Ben ne FETÖ'cüyüm, ne şuyum ne de buyum kardeşim. Ben sade bir vatandaşım. Ben bu ülkede herkesin hakkını savunurum. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. İtaat et rahat et diyorlar. Ben çıkıp istedikleri gibi konuşacağım, onlar da beni alkışlayacaklar. Ben o alkışları asla kabul etmem. 
• Bakın memurlara ne verdiler, hiçbir şey. Enflasyonun altında zam, büyümeden sıfır pay. Bu parayı işçi almadı, memur almadı. Kim aldı bu parayı? 142 milyar dolar bir avuç faiz lobicisine gitti. IMF'ye ödenenin kat be kat fazlasıdır bu. Faizler için de bir KHK çıkarsana! Neden çıkarmıyorsun, sıfırlamıyorsun faizleri. Elinden tutan mı var? Milleti kandırıyorlar.
• (Almanya ile gerilim) Batının ya da Almanya'nın tüm eleştirileri haklı değil. Bir kere Türkiye'ye çifte standart uyguluyor. AB, üyeliği zorlaştırmak için elinden gelini yapmıştı. İki, AB'nin bugünkü AKP hükümetini görerek ek fasıl açmamasını doğru bulmuyorum. AKP Türkiye'den mi ibaret? Bu en çok AKP'nin işine yarıyor. Onlar bir an önce bağları koparmak istiyorlar zaten. Biz bir Ortadoğu ülkesi olmak istemiyoruz. Bu Ortadoğuya sırt dönmek değil. Ama biz medeni bir dünyanın parçasıyız. Biz Ortadoğu'da bir aktör olabiliriz, bunlar yapamazlar. Dünyayla ekonomik gelişme mi istiyorsunuz, adres biziz. Herkesin can ve mal güvenliği mi olsun, adres biziz. Neden Almanya'yla kavga ediyoruz. Adil Öksüz Almanya'da dendi. Gider istihbaratlar görüşür. FETÖ'cülerin tamamının iade edilmesi lazım. Bunu asla kabul etmiyoruz. Teröre bulaşmış biri varsa bunların Türkiye'ye gönderilmesi lazım. Ama bunlar meydan okuyarak yapılmaz. Diplamasinin ayrı bir gücü var. Oturur konuşur, gerekçelendirirsiniz. Rıza Sarraf için yüze yakın dosya göndermişler. Binali Yıldırım'a dedim ki 'Siz iadesini istemiyorsunuz galiba' dedim. Ya yüz dosyayı kim okur? Bu iade etmeyin demek. Dışişleri'ne yabancı dil bilmeyenleri koydular. Bu devletin ortasına, temeline dinamit koymaktır. Ben mi bunları Dışişleri'ne aldım ki beni suçluyorlar.
• (Suriye) Suriye'nin sorumlusu kim? El Nusra'ya IŞİD'e, El Kaideye silah gönderen, 'buyurun beyler, Esad'ı devirin' diyen kim? Bunlar yarın Esad'a gidecekler. Putin'e de gidip teslim oldular, aman dilediler.
• (Afrin harekatı) Türkiye kendi güvenliğini sağlamak zorunda. Bir tarafsız bölge oluşturulması operasyonunu biz bu anlamda destekledik. Ama Ortadoğu'da ABD, Rusya, İran var. Siz bunları safdışı bırakıp her istediğinizi yapamazsınız. Diplomasinin bir dili var dedim. Suriye'yi sadece Suriye oalrak gördükleri için 'Ben 24 saatte giderim' dediler. İlişkileri kurmadan, bodoslama girdiler. Yapamazsın kardeşim. Bu yüzden hayatı savaş meydanlarında geçen Atatürk, "Zorunlu olmadıkça savş cinayettir" demişti.
• Oğlumu askere göndereceğim. Bedelli askerlik yaptırabilirdik. Yoksul ailelerin çocukları askere gidip bedel ödüyorlar. Ama halktan biriyim. O yüzden kınasını yakıp göndereceğiz, Allah nasip eder de gelirse evlendireceğiz. Birliğini söylemeyeyim ama Ankara değil onu söyleyeyim (Gülüyor).