Çekirdek çitleyen eşek
Çekirdek çitleyen eşek Şinasi KulaHangi danışmanı ya da akıl hocası önerdi bilemem.Çünkü mesaj verme biçimi bu biçim değildir Sayın Büyükerşen’in.Bulunduğu her yeri, her ortamı gebermişçesine çekirdek çitleyerek kirletenlere böylesine ironi...
Şinasi Kula
Hangi danışmanı ya da akıl hocası önerdi bilemem.
Çünkü mesaj verme biçimi bu biçim değildir Sayın Büyükerşen’in.
Bulunduğu her yeri, her ortamı gebermişçesine çekirdek çitleyerek kirletenlere böylesine ironi kullanarak; ayna tutmak hocanın tarzı değildir. Popülist yaklaşır seçmenine her şeyden önce o. Çünkü, Cumhuriyet değerleri ve Atatürk Devrimlerinin sürekliliği konusunda bile keskin söylemlerden hep kaçınmayı yeğlemiştir tanıdığım Buyükerşen…
Malumunuz, geçtiğimiz günlerde yaygın medyanın da ilgi ile manşetlerden duyurduğu “çekirdek çitleyen eşek'' heykeli tüm ülkede konu oldu. Daha üç ay öncesine dek bu kentte yaşayan biri olarak, Porsuk kenarını inanılmaz biçimde kirleten varoş tiplerden ben de yazılarımda bahsedenlerdenim(çakanlardanım). Gerçekten de kentleşmemek adına, kent kültüründen zerre nasiplenmemek adına değil eşek, katır inadından asla ödün vermeyenlere ben de ayna tuttum olabildiğince. Yani Yılmaz Hocanın bir tepki olarak Porsuk kenarına diktiği bu heykelin verdiği mesajdan yana hiçbir sıkıntım yok. Çünkü zor anlayan, zor algılayan canlıların dili ile konuşmak mubahtır…
Konuyu başka bir yönü ile irdeleyip bazılarının canını sıkacağım. Çevreye duyarlılık-korumacılık; birey olabilen, yurttaşlık bilincine eren ümmetlikten milletliği içselleştirmiş çağdaş insanların yaşam tarzıdır. Kentte yaşadığının henüz farkına varamayıp, indiği dağın yaşam tarzını “benim kültürüm'' hödüklüğü ile burnumuza dayatan duyarsızları kente-çevreye duyarlı hale getirmek de bir biçimde çevre korumacılık, yurttaşlık görevidir. İşte bu görevi yerine getiren insanların da olabildiğince kendilerini de gözden geçirmeleri, kötü alışkanlık diye tanımlanan davranışlardan vazgeçmeleri gerekmektedir. Aksi halde telkin-salkım atasözü anımsatılıverir kendilerine…
Eskişehir’de; Gazeteci(genel yayın yönetmeni) ya da medya mensubu kimliğimle davet edildiğim sayısız davetlerden çok azına icabet eden kişilerdenim. Çalışma arkadaşlarım, özellikle de sevgili Osman Cemoğlu yakın tanığımdır zaten.
İşte o az olanlardan birkaçını yaşanmış örneklerle yâd etmek isterim. Örneğin her yıl 10 Ocak çalışan gazeteciler günü kahvaltısı olsun ilk örneğim. Hatırlanmak güzel, önemsenmek güzel, böylesi günler vesilesi ile aynı meslek gurubu insanları bir araya getirip kaynaştırmak güzel; tabii ki takdir edilir en başta Yılmaz Büyükerşen inceliği. Lakin iki kötü anımdan sonra, bir daha asla gitmediğimi katılmadığımı anlatmam da zorunluluktandır…
Henüz kahvaltının ortalarında başta Yılmaz Büyükerşen olmak üzere, ondan cesaret alan onlarca medya mensubunun gaz odasını andıran bir ortamda biz içmeyenleri nasıl önemsemediklerini bilmeli kamuoyu. Ben bir hipertansiyon hastası olarak olağanüstü rahatsız olanlardan biriydim. Şöyle etrafıma bakındığımda benim gibi rahatsız olan nicelerinin sükût içerisinde kaderlerine razı olduklarını izledim. Anladım ki iş yine bana düşecek, yırtık dondan çıkan yine ben olacaktım onlara göre…
Hocam konuşmasının en keyifli bölümündeyken artık dayanamayarak ayağa kalktım;
-Hocam izninizle bir konuyu dile getirebilir miyim dedim.
Şaşırdı önce sözünün kesildiğine;
-Tabii dedi.
-Öncelikle bu nazik davetiniz için en içten saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Bu güzel anda tatsızlık yaratmaz istemem ama bir hipertansiyon hastası olarak sigara dumanından çok rahatsız oldum. Kanımca benim gibi rahatsız olup dile getiremeyen arkadaşlarım da vardır. İçmeyenlerin sigara dumanından dışarı kaçması yerine, içenlerin dışarıya çıkması daha doğru olmaz mı hocam?
İğrenç bir sessizlik oldu (Kentpark içindeki)koca salonda. Hocam birden toparladı konuşmayı;
-Yahu azıcık idare edelim be birbirimiz Kula; hem aman ola ki yazılarınızda bu konuyu dile getirmeyin…
Hocam konuşurken ben gazeteme dönmek üzere yola koyulmuştum bile. Arkamdan Jale Nur Süllü koşar adımlarla yetişti. Yaşananlardan (benim ve benim gibilerin rahatsız olmalarından ötürü)üzüldüğünü bildiren sözcüklerle işi tatlıya bağladı nazikçe. Ama ben salona dönmeyeceğimi söyleyerek, kendisine teşekkür ederek ayrıldım.
Bir yıl sonrası için de değişen bir şey yoktu yaşananlarda. Daha sigaralar yakılmadan hocam salona bir bakış sarkıttı, rahatsız olan yoktur umarım diyerek yine sigarasını yaktı. Hocamın kahvaltı davetlerine son kez icabetimdi bu. Aynı durum bir de Tepebaşı Belediyesinin yemekli gece davetinde yaşandı. Gecenin önem ve anlamını belirten konuşmaların hemen akabinde, güzelim eğlence mekânında gözü gözü görmez hale gelmişti. Oradan da sessizce ayrılıp en sevdiğim yere mabedime(evime) uçarcasına gitmiştim…
Demem şu baylar ve bayanlar!
Çevreci insanlar hayatın her alanından başkalarına rahatsızlık vermemek adına, karşısındakilerin özgürlüklerini gasp etmemek adına da emek verenlerdir. Eskişehir caddelerini-sokaklarını temiz tutmak, Porsuk nehri kenarında doğanın tadını çıkarırken rezil görüntülerden arınmak elbet de ki çağdaş olmanın, insan olmanın gereklerinden. Ama bu gereklilikle bu kadarla sınırlı kalmamalı işte. Kendi evimizde dahi “sigara kötü alışkanlıktır aman içmeyen çocuklar'' diye akıl verdiğini sanan aklı evvel ebeveynler bile, çocuklarının gözü önünde içmeyerek samimi olduklarını kanıtlamalıdırlar.
Aynı durum bizleri yönetenler için de geçerlidir elbet. Sen imamın dediğini yap, yaptığını yapma anlayışı gibi iğrenç bir anlayıştan öteye gitmez diğer türlü. Bu eleştirilerim bizi yönetenlere gereksiz ayrıntı, yakışıksız lakırdı gibi gelmemelidir. Aksi halde ne kadar eşek heykeli de dikilse çekirdek çitleyenler için de gereksiz ayrıntı, yakışıksız lakırdı gelir. Kimse üzerine alınmaz durum böyle olunca da…
Özellikle kanaat önderleri, toplumun önemsediği kişiler Cumhuriyet değerlerini savunuyorlarsa; biat kültürünün askeri misali görmemeli, daha da önemsemelidirler kendisine inananları…
"Çekirdek çitleyen eşek" haberi, 15 Ekim 2017 tarihinde yazılmıştır. 15 Ekim 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Çekirdek çitleyen eşek haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Çekirdek çitleyen eşek 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 19 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.