CHP Yargıtay'a gidiyor

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP Genel Başkanı olmasını Yargıtaya taşıyacaklarını açıkladı.

DHA'nın haberine göre CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP Genel Başkanı seçilmesi ve Başbakan Binali Yıldırım'ın Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi olmasına rağmen AKP Grup Başkanlığı görevini yürütmesiyle ilgili Yargıtay'a başvuracaklarını açıkladı.

CHP'li Özgür Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP Genel Başkanı olmasının kanuna aykırı olduğunu belirten CHP'li Özel, şunları söyledi:

"Seçilen cumhurbaşkanı partisiyle ilişiği kesilir, uyum yasası çıkarmaları lazımdı yapamadı madde dört duruyorken. Kanuna aykırı genel başkandır. Partilere insanlar üye olur... Mahallesinde delege olmak istiyor. Yargıtay Cumhuriyet Savcılığının üyeliği ilan etmesi lazım, mahalle delegesi olamazsın, hani ilan nerede yazıyor? Kanun uygun hale getirilmeden bu işler yapılamaz.

Başbakanın durumu daha da vahim. MKYK'de görev alırsan grupta görev alamazsın dedik. Yargıtay Başsavcılığının kararı Genç Parti vekalet etmek üzere genel başkanvekilliği ihdas etti. Yargıtay bozdu 'Siyasi partiler kanunda bu yoktur' dedi. Siyasi Partiler Kanunda 65'de vardı 83'de kalktı. Bunlar 'yaptık' diyor. Kanuna niye uymuyorsun? Muz cumhuriyeti mi burası? Kabileye reis mi seçiyoruz? Bu tam kanunsuzluk halidir, en çok mücadele etmemiz gereken yüzsüzlüktür.

Gel kanun değişikliğini ver tartışalım, bugün hukuksuzluk yapıyorlar 'reis, reis' diyorlar. Kabilede bile bu kadar hukuksuzluk olmaz. Peşini bırakmayacağız. Gerekli hazırlığı yapıyoruz. Hem Cumhurbaşkanı hem Başbakanla ilgili başvurularımızı yapacağız, takipçisi olacağız"

BAKAN SOYLU'YA GÜLMEN VE ÖZAKÇA CEVABI

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya yönelik sözlerini eleştiren CHP'li Özel, "96'da aynı örümcek kafa aklı Şevket Kazan sözleriyle gündemi enfekte ediyordu" dedi. Özel'in Soylu'ya cevaben söyledikleri şöyle:

"Savcıya mahkemeye gerek olmadan hükmü vermiş cezayı kesiyor. Sadece ekmeklerini işleri iade isteyen Nuriye ve Semih için 'terörist' diyor. Bir daha ileriye gidiyor 'Evlerinde yemek yiyorlardı, açlık grevi yapmıyorlardı' diyor. 96'da aynı örümcek kafa aklı Şevket Kazan sözleriyle gündemi enfekte ediyordu. 'Kantinden yemek stoklamışlar numara yapıyorlar...' 20 gün sonra 12 tutuklu açlıktan öldü. 2000'de Tantan bunu söylüyor, hayata dönüş operasyonu yapıyor ve 120 kişi hayatını kaybediyor.

Süleyman Soylu'ya şunu diyoruz:

Genelkurmay başkanını terörist ilan etmiştiniz, idam cezası kalkmasaydı arkadaşlarımızı asmıştınız ama üç sene sonra kumpas varmış dediniz. Gelinen noktada kişiler suçları ispatlanana kadar suçsuz sayılır bunlar terörist ise Semih geçen sene öğrencileriyle fotoğraf çektirmiş. Niye oturuyor? Haksız KHK ile atılıp buna sessiz kalmayıp Türkiye'nin dünyanın ilgisi buraya dönünce mi terörist oldu? Böyle iftira olur mu?

İçişleri Bakanı yalanını örtmek saraya yaranmak için akıl almaz şeyler söylüyor. Dürüst değiller. Bu kadar yüzsüzlük bu kadar utanmazlık olmaz. Soylu, delikanlılık delikanlılık diyor ya çıkıp söylesene 'ben, infaz yasanın kişiler kendilerine verilen emeği yemezse önce doktorla uyarırız eğer yemezse zorla yediririz. Açlık greviyle baş edemedim zorla besleyeceğim' de. Çıkıp bunu söyle. Bir hekimi götürüp zorla besleme olayını girip sonra düzeysiz bir şekilde karşısındakini aşağılayacak şekilde aslında açlık grevi olmadığını söylemek doğru bir şey değil. Şevket Kazan-Saadettin Tantan'ın utanç müzesinde Süleyman Soylu büstünü garanti etti"