CHP'li Canpolat: Türkiye’de bir daha asla Sivas olmayacak

Madımak Oteli’nde katledilen aydınların düşüncelerini yaşatacaklarını söyleyen Canpolat, “Tek suçları memleketini ve insanlarını sevmek olan güzel insanları dün diri diri yaktılar bugün de teker teker hapse atıyorlar. Madımak Oteli’nin içerisinde ölümle yaşam arasında kalan o güzel insanların yerinde bugün bizler varız. Faşizm bizleri de ateşe vermeden bu ortaçağ zihniyetini topraklarımızdan defetmek zorundayız'' dedi.

Sivas Katliamı sanıklarının avukatlığını yapanların AKP iktidarı döneminde ödüllendirildiğini kaydeden Canpolat, “Canlarımızı diri diri yakanlara avukatlık edenler, AKP kadrolarında milletvekili, il başkanı, belediye başkanı olarak karşımıza çıktı. Katliamın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Refah Parti’li Sivas belediye meclisi üyesi, Interpol raporuyla aranmasına rağmen, yıllardır Sivas’ta yaşadığı 2011’de ölünce ortaya çıktı.  Sivas Katliamı davası zamanaşımına uğradığında dönemin Başbakanı Erdoğan, “milletimize hayırlı olsun'' diyerek canlarımızın aziz ruhlarına ve binlerce sevenine adeta hakaret etti. Sivas Katliamı davasıyla ilgili zamanaşımı kararı Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü fakat Anayasa Mahkemesi üyelerinden biri de katliamcıların eski avukatı çıktı. Önce dünyanın gözü önünde katliam yaptılar daha sonra da kendilerini yargılaması gereken mahkemelere atandılar. 23 yıl önce katliama göz yumanlar, bugün de katillerin avukatlığını yapmaya devam ediyor'' diye konuştu.

İl Başkanı Cemal Canpolat’ın Sivas Katliamı’yla ilgili yaptığı açıklamanın tam metni ise şöyle;

“Bugün tarihimizin en karanlık, en acı günlerinden biri. 2 Temmuz, Sivas’ta ortaçağ karanlığından çıkıp gelen ellerin, aralarında yazarlarımızın, sanatçılarımızın, bilim insanlarımızın bulunduğu 33 insanı diri diri katlettiği tarih. 

Ülkesinin ve halkının daha özgür ve daha mutlu günler görebilmesi için düşünen, yazan veya söyleyen 33 devrimci, ilerici ve demokrat aydın, bundan tam 23 yıl önce gericiler tarafından katledildi. Sivas’ta yaşanan vahşet, yalnızca Türkiye tarihine değil insanlık tarihine geçmiş kara bir lekedir.

Kentin merkezinde, askerlerin ve binlerce insanın gözü önünde gerçekleştirilen bu katliam, cumhuriyete ve laik düzene karşı bir başkaldırıdır. Bu kanlı ayaklanmaya katılanlar “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak'' sloganlarıyla içerisinde aydınların ve sanatçıların bulunduğu Madımak Oteli’ni ateşe verdiler. Şeyh Bedrettin’i, Pir Sultan’ı darağacına götürenlerle, Hallacı Mansur'u öldürenlerle, Malatya’da, Çorum’da inançlarından dolayı alevileri katletmeye kalkışanlarla Madımak’ı ateşe verenler aynı karanlık ellerdi. 

Acıları dün gibi yüreğimizde yanan canlarımız, dostlarımız, için tam 23 senedir adalet arıyor; katliamcıların yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. 

AKP iktidarıysa ne yazık ki o katillerin avukatlığını yapan 26 kişiyi adeta onur ve gurur simgesi olarak kabul edip ödüllendirildi. Canlarımızı diri diri yakanlara avukatlık edenler, AKP kadrolarında milletvekili, il başkanı, belediye başkanı olarak karşımıza çıktı. Sivas Katliamı davası zamanaşımına uğradığında dönemin Başbakanı Erdoğan, “milletimize hayırlı olsun'' diyerek canlarımızın aziz ruhlarına ve binlerce sevenine adeta hakaret etti. Katliamın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Refah Parti’li Sivas belediye meclisi üyesi, Interpol raporuyla aranmasına rağmen, yıllardır Sivas’ta yaşadığı 2011’de ölünce ortaya çıktı. 

Son olarak Sivas Katliamı davasıyla ilgili zamanaşımı kararı Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü fakat Anayasa Mahkemesi üyelerinden biri de katliamcıların eski avukatı çıktı. Önce dünyanın gözü önünde katliam yaptılar daha sonra da kendilerini yargılaması gereken mahkemelere atandılar. 23 yıl önce katliama göz yumanlar, bugün de katillerin avukatlığını yapmaya devam ediyor. Ülkemizde kötülük o kadar sıradanlaştırıldı ve toplumsal ahlak öylesine erozyona uğratıldı ki geçen onca yıla rağmen katliamı meşrulaştıran yayınlar ve söylemler artarak devam etti.

Artık Türkiye’de gericiliğin ve yobazlığın hedefi olan herkes bir ve beraber olup devletleşen faşizme karşı birlikte mücadele etmelidir. Tek suçları memleketini ve insanlarını sevmek olan güzel insanları dün diri diri yaktılar bugün de teker teker hapse atıyorlar. Madımak Oteli’nin içerisinde ölümle yaşam arasında kalan o güzel insanların yerinde bugün bizler varız. Faşizm bizleri de ateşe vermeden bu ortaçağ zihniyetini topraklarımızdan defetmek zorundayız. 

Bugün her dönemden daha fazla barışa, eşitliğe, laikliğe ve cumhuriyet değerlerini sahip çıkma günüdür. Bu ülkede saltanatı kaldıran kadroların devamı olarak haramilerin ve saltanat sevdalıların da düzenini yıkacağız. 

Sivas’ta 33 ilerici ve demokrat aydınımızı katledenlere karşı mücadele etmeye devam edecek; onların bizlere bıraktığı düşünceleri yaşatacağız. Kuşaktan kuşağa sürecek bu mücadelede onların sözleri, türküleri ve düşünceleri yolumuzu aydınlatacak. Bir kez daha yitirdiğimiz güzel insanların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor; her birine Allah’tan rahmet diliyorum. 

Türkiye’de bir daha asla Sivas olmayacak, faşizme geçit vermeyeceğiz.''