Doğan Medya'nın teslimiyeti ve gazeteciliğin sefaleti!

Doğan Medya'nın teslimiyeti ve gazeteciliğin sefaleti!

Doğan Medya'nın teslimiyeti ve gazeteciliğin... Muhalif hacker (bilgisayar ortamında şifre kırıcılığı) grubu Red Hack, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'a ait olduğu iddia edilen e-posta yazışmalarını yayımlamaya devam ediyor. Red Hack'in yayımladığı e-postalardan...

Muhalif hacker (bilgisayar ortamında şifre kırıcılığı) grubu Red Hack, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'a ait olduğu iddia edilen e-posta yazışmalarını yayımlamaya devam ediyor. Red Hack'in yayımladığı e-postalardan sonuncusu Doğan Medya Grubu Başkan Vekilliği görevini yürüten, Aydın Doğan'ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ ile Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan arasında.

Red Hack, M. Ali Yalçındağ ile Hasan Doğan arasındaki e-posta trafiğini, Berat Albayrak'ın da mesajlaşmaya eklendiğini (cc yapıldığını) ve bu sayede yazışmalara sızdıklarını belirterek duyurdu.

İktidar tarafından “terör örgütü'' ilan edilen Red Hack (Türkçe çevrisiyle Kızıl Çökerticiler) ekibi kimlerden oluşuyor, nasıl çalışıyor bilmiyoruz. Ama deşifre ettiği yolsuzluklar, açıkladığı bazı karanlık ilişkiler ve anlaşmalar gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Doğan Medya yöneticilerinin iktidar temsilcileriyle yazışması da bunun son örneğini oluşturuyor.

* * *

Türkiye’nin en büyük basın grubu olan Doğan Medya’nın CEO’su Mehmet Ali Yalçındağ'ın, Berat Albayrak ve Hasan Doğan'a gönderdiği belirtilen e-postalar, basın tarihinin en yüz kızartıcı belgesidir. Bu belgeler, Doğan Grubu’nun AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan’a nasıl teslim olduğunu ortaya koyduğu gibi, bu gruba bağlı gazete ve televizyonların halka yalan söylediğini de tescil ediyor. Dahası, Doğan Medya’nın sahte tarafsızlığını, muhalefette olan parti, çevre ve kişilere karşı iki yüzlü davrandığını da ortaya çıkarıyor.

Daha da önemlisi, ortaya çıkan bu yazışmalar Doğan Grubu’nu tarih ve toplum nezdinde rezil ediyor. Öyle ki, yazışmalar Doğan Grubu’nun zaten tanık olduğumuz teslimiyetçi tutumunu belgelemenin yanı sıra, en üst düzey yöneticisinin (M. Ali Yalçındağ) kendisini AKP’li olarak tanımladığını da deşifre ediyor. 

Bu belgeler, dünyada ilk kez bir ülkenin en büyük ve en güçlü gazetesine genel yayın müdürü belirlemek için, siyasi iktidardan icazet ve onay almaya çabalayan, meslek ilkeleri ve ahlakının ise ayaklar altına alan bir çevreyi bu açıklıkla ortaya çıkarıyor.

* * *

Ortaya çıkan tablo, Türk burjuvazisinin kendi değerlerine, cumhuriyetine ve yaşam tarzına nasıl kolaylıkla ihanet ettiğini acı şekilde gösteriyor. ''Üç kuruş’ için nasıl da ortaçağ karanlığına teslim olduklarını acı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Şimdi sormak gerekiyor;  

Sayın Aydın Doğan ve Grup yöneticileri, üç kuruş para kaybetmekten neden bu kadar korktunuz? Onurunu kaybetmek para kaybetmekten daha ağır değil mi? Direnmeyi seçseydiniz ve bu nedenle paranız ve servetinizin bir bölümünü kaybetseydiniz ne olacaktı? Sokağa mı düşecektiniz, aç mı kalacaktınız? Ne olacaktı? Değer miydi gazetecilik ahlakı ve meslek ilkelerini ayaklar altına almaya? Okurlarınıza,   izleyicilerinize, kendi hayatlarınıza ve bugünkü servetinizi borçlu olduğunuz Cumhuriyetin değerlerine ihanet etmeye değer miydi?

Doğan Medya CEO’su Mehmet Ali Yalçındağ’ın Hasan Doğan ve Berat Albayrak’a gönderdiği e-postayı bir kez daha aşağıya alıyoruz. Okuyun ve karar verin; 

"Konu: Ahmet Hakan. Bildiğiniz gibi uzun zamandır Hürriyet gazetesinde yapılan hatalar, yanlışlar ve gazetedeki satış kaybı sebebiyle mevcut genel yayın müdürünün değiştirilmesi gerektiği konusunda 2 aydır çalışmalar yapmaktayım. Sedat (Ergin) değiştiğinde kim olmalı ki, ben kefil olayım diye ciddi bir araştırma yapmaktayım. Sonunda benim sorumluluğumda işi yeni birine teslim edeceğim ama beni zor durumda bırakacak biri olmaması lazım." 

Medya-iktidar ilişkileri konusunda, bugüne kadar ortaya çıkan en yüz kızartıcı diyalogun ilk bölümü böyle. Yalçındağ elektronik mektubunu (e-mail) baldızını jurnalleyerek şöyle sürdürüyor: 

"Bu arada Vuslat (Aydın Doğan’ın kızı, Ali Sabancı’nın karısı, Hürriyet Gazetecilik Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’yı kastediyor), ''Ben Sedat’a çok güveniyorum benim adamım oldu’ diye Sedat’tan vazgeçmiyor. Sedat benimle yaptığı her toplantıyı Vuslat’a gidip anlatıyor diye Sedat’a çok güveniyormuş.''

Bitmedi, insana “pes'' dedirtecek bir devamı var:

"Diğer taraftan Aydın bey de nasıl olsa Sedat değişecek diye düşündüğü için, kim olmalı ki rahat etsin ve güvensin diye bir çalışma içinde. Ahmet Hakan’ı düşünüyorum dediğinde, ben Ahmet ile uzun toplantılar yaptım. Ahmet’te şunun farkında, biz birbirimizi anlamalıyız ki birlikte çalışalım. Sonunda gördüm ki, ben Ahmet’e kefil olabilirim. Benimle çok paralel düşünüyor. Ayrıca sadece size bağlı olursam çalışırım, Vuslat hanım müdahale ederse çalışamam diyor. (...) Vuslat genel yayın müdürü olacakmış. (Aydın Doğan) olmaz dedi. Ben Ahmet ile bu işi yapabileceğimizi düşünüyorum. Düşünmekte fayda görüyorum.''

İşte böyle! İnsan ne diyeceğini bilemiyor. Türkiye’nin en büyük ve güçlü medya grubu böyle davranırsa, gerisini siz düşünün! Yıkılsın bu medya düzeni!

* * *

Türkiye’de basın / medya, bu aşamaya son birkaç yıl içinde gelmedi. Giderek çöküşe dönüşen bu derin yozlaşma; sadece gazete ve televizyon sahiplerinin basın dışı işleri ya da hükümetle akçalı ilişkileri nedeniyle de oluşmadı. Esas olarak bu tablonun oluşmasında, mesleğin ahlakı ve etik değerlerini içselleştirmemiş patron ve yöneticilerin belirleyici bir payı oldu.

Basın tarihinden çarpıcı bir örnek vererek ne demek istediğimizi biraz açalım; meslekte 30 yılına yaklaşan gazeteciler, bu sektörde Haldun Simavi gibi basın patronlarını da tanıdı. Hem de sektörün en büyüklerinden biri olduğu dönemlerinde... Simavi’nin odağında yer aldığı ve tam bir gazetecilik dersi olan olay, bugünden bakıldığında inanılır gibi değil. Şöyle özekleyelim; 12 Eylül 1980 askeri darbesinin lideri Orgeneral Kenan Evren, Haldun Simavi’nin sahibi Günaydın gazetesini bir emrivaki yaparak ziyarete geldiği zaman (1985), patron sırf onu karşılamamak için gazeteyi terk ediyor. Üstelik bunu, bütün işadamlarının darbecileri esas duruşta karşıladığı bir dönemde yapıyor. 

Bunun üzerine birkaç hafta sonra cunta lideri, gazete sahiplerini Çankaya Köşkü’ne bir toplantıya çağıryor. Bu davet, aslında kendisini karşılamadığı için kızdığı Haldun Bey’i ayağına getirtmek için icat edilmiş bir toplantı. Ancak, Haldun Simavi, Kenan Evren’in ayağına gitmemek için bu kez de adını bir süreliğine gazetesinin künyesindeki “sahibi'' bölümünden çıkartıyor.

Anımsatmak isteriz, Günaydın dönemin en büyük basın kuruluşlarından biriydi. Ayrıca öyle sol bir gazete filan da değildi. Merkezde duran çok satışlı bir halk gazetesiydi, o kadar. Ancak dönem, basın patronlarının henüz gazeteci olduğu yıllardı. Dönemin sağcı gazetesi Tercüman’ın sahibi Kemal Ilıcak bile gazetecilikten geliyordu. Dönemin tek istinası, kısa süre önce (1979’da) Milliyet’i satın alan Aydın Doğan’dı.

Önemli Not: Gericilerin, Cumhuriyet'in kuruluşunu küçültmek, dahası lekelemek için sık sık gündeme getirdiği şu, “Lozan zafer mi hezimet mi'' tartışması tam anlamıyla temelsiz, uydurma ve tarih biliminden habersiz olmanın bir ürünü. Şimdilik kaydıyla şu kadarını söyleyelim; Lozan’ın hezimet olduğunu söylemek, kahve muhabbetlerinde bile ciddiye alınacak bir tez değildir. Bilimsel hiçbir değeri olmadığı gibi, tarih hurafeleriyle akıl tutulmasına uğramış kişilere özgü bir iddia olmaktan başka anlamı yoktur.

Keskin Kalem

"Doğan Medya'nın teslimiyeti ve gazeteciliğin sefaleti!" haberi, 02 Ekim 2016 tarihinde yazılmıştır. 02 Ekim 2016 tarihinde de güncellenmiştir. Gündem kategorisi altında bulunan Doğan Medya'nın teslimiyeti ve gazeteciliğin sefaleti! haberi 2016 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Doğan Medya'nın teslimiyeti ve gazeteciliğin sefaleti! 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Gündem konusunda 20 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 12:45 Yavaş: 'Lüks Belediye Binaları İsraf, Halkın Parasını Harcamak Doğru Değil'
  2. 12:40 New York'ta Trump Davası Sırasında Trajik Olay: Şahıs Kendini Ateşe Vererek Hayatını Kaybetti
  3. 12:36 Kuzguncuk'ta Antep Fıstıklı Kurabiyeler Tartışma Yarattı: Maliyet 110 Lira!
  4. 12:31 Denizli Belediye Başkanı Çavuşoğlu'dan İsraf Protestosu: 45 Kiralık Araç Sergilendi
  5. 12:28 AK Parti Grup Başkanvekili Yenişehirlioğlu, Rolex Paylaşımını Silme Kararını Açıkladı
  6. 12:23 İran-İsrail Gerilimi Petrol Fiyatlarını Uçurdu: Türkiye Enerji Arayışlarını Sürdürüyor
  7. 11:42 İstanbul Valisi Gaziosmanpaşa'daki Toprak Kaymasıyla İlgili İncelemelerde Bulundu
  8. 11:39 Fenerbahçe'de Sadettin Saran Adaylığını Açıkladı
  9. 11:34 NASA Başkanı: Çin'in Gizli Uzay Varlığı ve Ay İddiaları ABD'yi Endişelendiriyor
  10. 11:31 Ortadoğu Gerilimi: Piyasalarda Hareketlilik Devam Ediyor
  11. 11:28 İçişleri Bakanı: Mardin ve Diyarbakır Belediyeleri İddiaları İçin Soruşturma Başlatıldı
  12. 11:24 Galatasaray, Okan Buruk'a Yıllık 30 Milyon TL'lik Zam Teklif Ediyor
  13. 11:21 Gazze'deki İsrail Saldırılarında Can Kaybı Artıyor: Son 24 Saatte 37 Ölü, 68 Yaralı
  14. 11:17 Stute Şirket Grubu İflas Başvurusu Yaptı: Ekonomik Zorluklar Artıyor
  15. 11:10 Sağlık Dünyasında Yeniden Parlayan Kuyruk Yağı: İbn-i Sina ve Canan Karatay'dan Destek!
  16. 11:02 Özgür Özel, Anıtkabir’i ziyaret etti: Anıtkabir Özel Defteri’ni de imzaladı
  17. 10:42 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Emeklilerle ilgili birtakım hazırlıklar var
  18. 10:37 Reklam Kurulu’ndan aldatıcı reklamlara 3,5 ayda 94 milyon TL ceza
  19. 10:31 AK Partili Yenişehirlioğlu'ndan 'Rolex' açıklaması: Helal yoldan edindim
  20. 10:22 Türkiye yazarı Necmettin Batırel: Döviz can çekişiyor, TL destan yazıyor
Gündem Haberleri