Dortmund'ta Spor, İnsan Hakları ve Siyaset

Mehmet TANLI / ALMANYA

Friedrich-Ebert-Vakfı Kuzey Ren Vesfalya Eyalet Bürosundan Martin Pfafferott’un konukları selamlamasıyla başlayan toplantıyı moderatör olarak Alman 1. Kanalı ARD ve Haber Kanalı Phönixin başarılı Sunucusu, Spikeri Florian Bauer yönetti.

Panele 2009 yılında Alman Spor Gazeteciler Birliği tarafından yılın Spor Gazetecisi seçilen Spor Gazetecisi ve Yazar Ronny Blaschke, Eyalet Parlamentosu Sosyal Demokrat Parti Fraksiyondan SPD Spor Politikaları Sözcüsü Milletvekili Rainer Bischoff, eski Profesyonel Futbolcu, Vfl Bochumun kalecisi, „In safe hands“ Derneğinin başkanı Jonas Ermes, Human Rights Watch  (İnsan Hakları Gözetleme Bürosu) Almanya Müdürü Wenzel Michalski, ve Almanyanın sevilen sosyal klüplerinden Hamburgta kurulan FC St. Paulinin Denetleme Kurulu Başkanı Bayan Sandra Schwedler konuşmacı olarak katıldılar.

Dünya Kupası, Olimpiyatlar gibi büyük sportif organizasyonlar insanları büyüleyerek stadyumlara, spor salonlarına çekerken o organizatör ülkeyle, ilgili eş anlamlı geri planda kalan insan hakları, basın ve toplantı özgürlüğü, o şantiyelerde çalışan göçmen işcilerin durumu, işci ölümleri,çalışma koşulları, tesislerin yakınınında oturan insanların mahallelerinden, evlerinden göçe zorlanma, eşcinsellerin dışlanması gibi bir çok şey konuşulmamaktadır.

İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ'NE UYULUYOR MU?

Nerdeyse 70 yıl önce imzalanan İnsan Hakları Bildirgesine rağmen bunlara  en canlı örnekler 2018  yazında Rusyada düzenlenecek Dünya Kupası, Pekingdeki Olympiyatlar, Belarustaki Buz Hokeyi, Bahreyndeki Formula 1 otomobil yarışlarıdır.

Panelde bu bilgiler ışığında insanın kendisini ön plana çıkarmadan bu tip  büyük sportif organizasyonların düzenlendiği coğrafyalarda Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) nasıl desteklenmesi, Asyada çok zor iş şartlarında çok cüzi bir maaşla çalışan, sömürülen forma diken işci kadınların durumu nasıl düzeltilir gibi konular tartışıldı. Yine bu Panelde Almanyadaki Klüplerin, Sporcuların, ve taraftarların daha çok sorumluluk alması talep edildi.

İSPANYOL DİKTATÖRÜN '3F' PROGRAMINA GÖNDERME

İspanya'nın ünlü diktatörü Franco'nun 3F'sini bilmeyenler azdır. Madrid'teki meşhur Bernebau Stadyumu yapılmadan önce Franco ''’Bana 100 bin kişilik uyku tulumu yapın. Ben ülkeyi 3F ile yöneteceğim yani. Futbol, Fiesta (Eğlence) ve Fado (Din) ile'' demiştir.

Siyasetin spora müdahelesini Türkiye'de de darbeci Kenan Evrenin küme düşen Ankaragücünü tekrar 1. Lige çıkartması, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP'nin İstanbul Başakşehir Futbol takımına verdiği açık destek, Diyarbakırspor'un ve AKP'ye yeteri oy vermeyen İzmir takımlarının durumu ve yeni Stadyumların öncelikle hangi şehirlere yapıldığına dair örneklerde görebiliriz.

Bu nedenle kitleleri müthiş etkileyen, farklı kimlik ve sosyal sınıflardan, cinsiyetlerden yığınları bir araya getiren, onlara bir aidiyat duygusu veren futbol hiç bir zaman futbol olarak kalmadı. Küreselleşmeyle birlikte büyük paraların döndüğü dev Futbol Kulüplerinden bir Bayern Münihi, Real Madrid'i ve bir çok İtalyan, İngiliz takımını bir Holding olarakta görebiliriz.  

Bu nedenle FIFA ve UEFA 2022 yılından sonra büyük turnuvaları ülkelere verme şartı olarak İnsan Haklarına saygı, Fikir ve Basın Özgürlüğünü resmen talepler listesine alacak.

Dortmund Futbol Müzesi'nin Kültürel Etkinliklerden sorumlu Personeli Dr. Henry Wahlig Türkiye kökenli Futbolseverleri Futbol Müzesi'nde ağırlamaktan, görmekten gurur duyacağını söyleyerek vatandaşlarımızı bu müzeyi görmeye, ziyarete etmeye davet etti. (