Durumdan ders çıkarmak

Ali Kaya Soysal/Maç Analizi
42 bin coşkulu seyirci önünde başlayan maçın ilk devresi Konya'nın ilk maçta aldığı 2-1 lik avantajlı skor nedeniyle tamamen yeşil-beyazlıların yarı alanında geçti... Geçti de, Beşiktaş'ın gol pozisyonu sadece Gomez ile bir adet! 

Bu manzarayı Konya'nın oyun anlayışı sağladı; tüm takım topun arkasına geçti, kanatlarda Quaresma 2 kişiyle kilitlendi, Gökhan Töre solda  zaten kendi kendini kilitledi, iş sadece Tosiç'in kalitesiz ortalarına kalınca diğer forvetler beslenemedi ve dolayısıyla ceza alanı içinde üretken olamadı siyah-beyazlılar.

Buna karşın Konya'nın devrenin son dakikasında ofsayt kokan pozisyonuyla beraber 2 gol girişimi vardı. Bence evsahibinin bu taktik anlayışı, ancak Beşiktaş'ın bulacağı bir golle bozulabilir.

15 dakikalık devre arasında yazdığım bu bölümün ardından Beşiktaş ikinci yarıya Gökhan'ın yerine Kerim'i oyuna alarak başladı ve tıpkı ilk bölümde olduğu gibi oyunu yine Konya sahasına yıktı. Ancak rakip defansı açamadılar, cama çarpan sinekler gibi her defasında geri döndüler, geri pas, yan pas yaparak karşı bloğun hatasını kolladılar. Tekrar tekrar denediler ama disiplinli alan markajını delemediler.
 
Bu tip savunmalara karşın yapılacak üç karşı taktik vardır:

1- Oyunu kanat bindirmeleriyle aut çizgisine kadar taşıyıp oralardan ortalar yapmak..

2- Verkaçlarla ceza alanına sarkmak..

Bu ikisini biraz denedi Beşiktaş, ama 3. silahı, yani uzaktan şutu hiç aklına getirmedi, tek bir şutsuz 90 dakikayı tamamladılar..
 
Onca denemeden sonra başta Sosa olmak üzere, Oğuzhan, Gomez ve hatta Atiba yıldılar ve 70'den sonra oyundan yavaş yavaş soğudular. Bu da Konya ataklarının gelişmesine yol açtı ve öldürücü darbe 80'den sonra geldi.

Sonuçta Beşiktaş, 3 gün önceki lig darbesinden sonra kupadan da elendi...

ŞENOL HOCA'YA SORULAR
 
İşler iyi giderken Şenol Hoca eleştirilmedi, tam tersi göklere çıkartıldı. Ama ben daha önceleri yazdığım için kendimde birkaç soru sorma hakkını buluyorum.

1- Sevgili hoca, bu takım sezon başından beri 14 kişiyle oynuyor. Ceza, sakatlık, formsuzluk gibi futbolda doğal terslikleri düşünerek Serdar ve Kerim'e niye yeterli süre verip onları istim üstünde tutmadın? Düşün, Pazartesi akşamı oyunu 1-0 önde götüren F.Bahçe 3 oyuncu değişikliğini kullanıyor, ama sen mağlupken ikinci oyuncun Cenk'i 83 de alıyor, üçüncü hakkını ise hiç kullanamıyorsun.

2- Aynı bağlamda, uzun süredir takımla beraber antrenmanlara çıkan geçen yılların banko oyuncusu Veli, son 2 maçın 18'inde yok, niye? Tolgay'ı takıma ısıtmak için niye bu kadar geç kaldın?

3- 2.5 ay önce yazdım; "Tolga ve Günay'a güven, ama mutlaka bir kaleci transfer edeceksen 6 yıldır  başarıyla oynayan, ülkemizi tanıyan, adaptasyon sorunu olmayacak olan Carcemarskars dururken macera arama" diye. Boyko iyi kaleci olabilir, ama iki Konya maçındaki peformansı tam bir fiyasko! Uzun bir uyum süreci yaşayacak gibi gözüküyor. Üst düzey eski bir kaleci olarak bunları öngörmeliydin.

4- Şenol Hoca; Mustafa Pektemek'ten Beşiktaş'a artık hayır gelmez! Maçın son 5 dakikasında onu oyuna sokacağına U-19 daki çocuklardan birine şans versen daha verimli olurdu..
 
Kaleci ve 2 bek rotasyonuyla sahaya çıkıp, orta alan ve hücumcuları aslardan kurmak bence çelişkiydi. Ya tamamı ideal kadro olmalıydı, ya da Veli-Tolgay-Necip'li ilk onbir. 

Neyse artık olan oldu. Şu ana kadar ligdeki takımın bence şartları düşünecek olursak başarılı, şampiyonluk şansın var, şampiyonlar ligi ise cebinde. Benim tek çekincem geçen hafta ayak seslerini duyduğumuz "kara eller operasyonu". 

Ancak yukarıdaki hatalara düşmeye devam edersen korkarım buna da gerek kalmayacak.