Eren Erdem'den yeni açıklama geldi

Geçtiğimiz gün Atatürk Havalimanı'ndan Almanya'ya seyahat etmek isterken hakkında 22 yıl hapis istemiyle hazırlanan iddianame kapsamında alınan yurtdışı yasağı nedeniyle Almanya'ya gidememişti.CHP'li Eren Erdem’e yöneltilen suçlamalar arasında 'MİT TIR’ları operasyonuna ilişkin tutanaklarının kendisinde olması ve bunları paylaşması da' yer alıyor.' Ayrıca Erdem’in Zaman gazetesine düzenlenen operasyon günü gazeteye giderek destek olması da suçlamalar arasında yer alıyor.

Eren Erdem Artı TV’ye dün gece telefon ile canlı yayına bağlanarak hakkındaki suçlamalarla ilgili açıklamalarda bulunmuştu.

Erdem, ''Ben CHP Medya Komisyonu üyesiyim. Herhangi bir gazeteye gittiğim zaman kafama göre gitmem. Benim gideceğim her gazetede bir talimat vardır, partimin bir iradesi vardır. O gün de Zaman gazetesinin önüne genel başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu'nun, Enis Berberoğlu'na verdiği talimatla gittik.

Diğeri de MİT TIR'ları davası hususunda yaşanan hadise. Yarın biz bunu savcılara da söyleyeceğiz. Bu tutanakları ben genel başkan yardımcımız Bülent Tezcan'dan temin ederek tweet'ler attım." şeklinde konuşmuştu.

CHP'li Eren Erdem, ''Linç kampanyasıyla karşı karşıyayım'' diyerek bir açıklama yayınladı.

Erdem'in açıklaması şöyle:

Dün geceden beri, siyasi yaşamım boyunca yürütülen linç kampanyalarından biri ile daha karşılaştık. Şunu ifade etmeliyim ki, hakkımda yazılıp çizilen hiçbir şey gerçeği yansıtmamaktadır.

Dün akşam telefonla bağlandığım Artı TV'deki açıklamalarım ucu başı kesilerek kullanılmıştır. Ben hayatım boyunca hep dürüst oldum ve hiçbir yol arkadaşımın aleyhinde konuşmadım. Bana hakkımda yakalama talebi olduğunu söyleyen Artı TV sunucusu, yine savcılarca basına sızdırılan hakkımdaki kumpas iddianamesinden sorular sormuştur.

O sorulara verdiğim yanıtlar bağlamından kopartılarak kullanılmaktadır. İşin esası ise şudur;

Zaman gazetesi ziyareti ile ilgili sorulan soruda; o gün basın çalışanları ve gazetecilik yapmaya çalışanlar için rutin olarak tüm gazeteleri ziyaret kararına binaen verdiğim cevap zaten bilinen ve konuşulan bir hadisedir. Yaklaşık 1 yıl önce Sn. Dursun Çiçek, Ahmet Hakan ile yaptığı söyleşide bunu ifade etmiştir. Yani ne CHP, ne de Sn. Kılıçdaroğlu töhmet altında bırakılamaz. Bu yanlı ve kötü niyetli tutumu tekzip ettiğimi bildiririm.

Diğer soru ise, mit tırları tutanaklarını nasıl temin ettiğim yönünde idi. Sn. Bülent Tezcan, 2014 senesinde bir basın açıklamasıyla bu tutanakları göstermiştir. Bu bir suç değil, sn. Tezcan'ın sorumlu siyaset anlayışından kaynaklı vekillik vazifesidir. O basın açıklaması ile aleni hale gelen bu evrakları ben de temin edip okudum. Bu açık, basının önünde gerçekleşen bir hadisedir. Sanki, gizli kapaklı bir iş olmuş ve ben bunu söylüyorum gibi yansıtılan hadise gerçek dışıdır. Ve bu basın açıklaması nedeniyle sn.Tezcan, görevini yapmıştır. Zaten bugün kendisi açıklama yaparak bu hususu teyid etmiş, bu kadar sıradan bir hadise üzerinden yürütülen tezviratlar çökmüştür. Konu bundan ibarettir.

Bir Cumhuriyet Halk Partili için listelerde olmak ya da olmamak bir önem taşımaz. Ben bir Parti Meclisi üyesiyim. Günlerdir, tüm medyanın şahsıma yönelik saldırıları, seçim sürecini şahsıma iftiralar düzerek partimi karalamaya yönelik bir kampanyayla domine etme çabasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi ne fetö ne de başka bir terör örgütünün bulaşamayacağı kadar büyük ve güçlüdür.

Bu bağlamda; parti içi tartışmaların siyasi duruş ve ilkeli gazetecilik saikleri gereğince atılan adımları karalamak adına havuz gazeteleri ve televizyonlarınca mesnet yapıldığını bilen hiçbir vatandaşımız bu çukur medyasına itibar etmediği gibi; çarpıtılan ve bağlamından kopartılarak lanse edilen açıklamalarım ile ilgili yapılan tezviratlarla ilgili hukuk önünde hesaplaşacağımdan emin olabilirler.

Sayın Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce'nin kampanyası kapsamında partililerimle birlikte sokak sokak çalışmaya devam edeceğimi duyurup, saygılarımı sunarım.