Gerçekleri yazmanın bedeli ve Suriye gerçekleri

Gerçekleri yazmanın bedeli ve Suriye gerçekleri

Gerçekleri yazmanın bedeli ve Suriye gerçekleri AKP, Türkiye'ye ağır faturaları çıkan, büyük bedeller ödemesine neden olan ve 2010 yılından bu yana sürdürdüğü Suriye politikası konusunda değişikliğe gitmek için adımlar atacağı yönünde sinyaller vermeye başladı.Öte...

AKP, Türkiye'ye ağır faturaları çıkan, büyük bedeller ödemesine neden olan ve 2010 yılından bu yana sürdürdüğü Suriye politikası konusunda değişikliğe gitmek için adımlar atacağı yönünde sinyaller vermeye başladı.

Öte yandan, başından bu yana inatla sürdürülen yanlış Suriye politikasına bağlı olarak Rusya ile bozulan ilişkiler konusunda da Erdoğan ve AKP hükümeti geri adım atmak için girişimlerde bulunuyor.

Öte yandan, yaklaşık 6 yıldır, Suriye konusunda havuz medyasının yalan ve sipariş haberleri ile kamuyou oluşturmak ve porpaganda yapmak için yalan haber bombardımanına başvuran AKP iktidarı, Suriye konusundaki gelişmeler hakkında gerçek bilgileri veren bir avuç gazeteci için de her türlü baskı ve engelleme yoluna başvurdu. Açılan davalarla gazeteciler, hapis ve ağır para cezaları ile cezalandırıldı. Merkez medyada Suriye hakkındaki gelişmeleri tarafsız şekilde veren muhabirler işlerini kaybetti.

İşte o gazetecilerin başında gelen ABC Gazetesi Ortadoğu Temsilcisi Ömer Ödemiş, bu süreçte Suriye'de çatışmaların en yoğun olduğu dönemlerde bile sahadan doğru haberleri iletmeye evam etti.

Yaptığı bu gazeteciliğin bedelini ise, davalar, tehditler, yıldırıcı takipler şeklinde ödedi.

 Ömer Ödemiş, yazdığı açık mektupla bu süreçte hangi koşullarda gazetecilik yaptığını ve Suriye'de gelinen noktada kendi yazdıklarının tek tek doğru çıkarken "Esed 3 hafta sonra düşecek" manşeti atan sözde gazeteciler ile sözde ortadoğu analistlerine de gerçek gazeteciliğin ne olduğunu bir kez daha hatırlattı.

İşte Ömer Ödemiş'in kamuyouna yönelik yazdığı o açık mektup:

DOSTLARA AÇIK MEKTUP
Beş yılı aşkın bir süredir Suriye haberleri yaparak, yaşanan gerçekleri Türkiye halkına ve dünya kamuoyuna anlatmaya çalıştım. Bu süreçte 650 civarında haber, röportaj ve izlenim yazdım. “AKP’nin Suriye yenilgisi ve ESAD'' kitabını yaklaşık 2 yıl önce yazdım ve AKP’nin yenildiğini o gün tespit ettim. Yandaş medyanın yalan haberlerini düzeltmek ve gerçeğini yazmak için en az 300 haber yapmak durumunda kaldım. Herkesin "bitti bitiyor, Esad gitti gidiyor" dediği süreçte ben "asla gitmeyecek ve Suriye halkı gerici saldırılardan zaferle çıkarak özgürlüğünü ve bağımsızlığını yeniden kazanacak" dedim.

Suriye devletini ve halkını tanımayan sözde gazetecilerin uydurma haberlerine ve sakat öngörülerine karşın doğru olanı, haklı olanı ve süreçte kazanacak olanı hep yazdım. Emevi camiinde namaz kılma arzusunun bir hayal olduğunu, değil Emevi camiine, Emevi camiinin bulunduğu kente bile Erdoğan’ın bir daha asla gidemeyeceğini yazdım. Davutoğlu’nun stratejik derinlik tezinin, stratejik yenilgi olduğunu ve bölgede bu insanları “değerli bir yalnızlığın'' beklediğini açık ifadelerle yazdım.

Bu güne kadar Suriye gerçekliğine ilişkin yazdığım hiç bir haberim ve öngörüm yanlış çıkmadı. Yaşanan beş yıllık süreç benim öngördüklerimi doğruladı. Bundan dolayıdır ki yazdıklarımı beni çok sevmeyen, duruşuma destek vermeyen hatta benden nefret edenler bile takip etmek durumunda kaldılar.

Ben kahin değildim. Yalnızca Suriye halkını ve devletini onlardan daha çok tanıyor ve neleri başarabileceğini biliyordum. Uluslaşmış bir devleti, mezhepsel ve etnik bir savaş provokasyonuyla yıkılamayacağını, tarihsel ve bölgesel bilgi birikimimle biliyordum. Öngörülerimin doğru çıkmasının nedeni bilgiye dayanıyor olmasıydı.

5 yıllık Suriye sürecinde 15-16 defa Suriye’ye gittim. Çok sıkıntılı süreçler yaşadım. Üzerime kanas ile ateş edildi, kaldığım otelin bahçesine havan mermisi düştü, çatışma bölgelerinde saatlerce sıkışıp kaldığım oldu. Patlamalara, katliamlara ve parçalanmış çocuk ve kadın cesetlerine tanık oldum. Yüreğim onlarla birlikte parçalandı. Çoğu zaman insanlığımdan utandım, nefret ettim. Ölünün kıyısında çırpınan insanlarla birlikte çırpındım. Aç sofralara konuk oldum, yarım ekmeği bu insanlarla paylaştım. Açlık yaşayan insanlara bir parça ekmek dağıtmanın onurunu yaşadım. Onurlu, direngen, vatansever onlarca insanla sohbet etmek fırsatı buldum.

Benim her Suriye’ye gidişimde yakın çevrem hep tedirgin oldu. "Gitme artık" diyenlerin sayısı her gün arttı. Ve ben her gitmem gerektiğinde gitmekten geri durmadım. Pek çok gergin ve çatışmalı süreçlerde orada oldum. Katillerin başlattığı büyük Şam taarruzunda, Şam ve Lazkiye, Homus katliamlarında. Kesab saldırısında ve Lazkiye kırsalının temizlenmesi operasyonlarında. Cenevre görüşmeleri sırasında Suriye cezaevlerinde vahşet görüntüleri diye uydurma ve provakatif haberlerin AKP tarafından dünya kamuoyuna sunulduğu süreçte Şam Mezze cezaevine girip, El Kaide ve diğer İslamcı terör örgütlerinin tutuklu elemanlarıyla röportaj yaparak, gerçekte Suriye cezaevlerinde nelerin yaşandığını tüm dünyaya anlattım.

Zor ve sıkıntılı bir süreçti. Ancak gazetecilik vicdan işiydi ve ben kesinlikle doğruların yanında durmalıydım. Bedeli ne olursa olsun, bir halkın maruz kaldığı saldırıların tanığı olarak tüm dünyaya bildiklerimi ve gördüklerimi anlatmalıydım. Öyle de yaptım.

Onlarca dava açıldı hakkımda, ölüm tehditleri aldım ve almaya devam ediyorum. Polis tehdidi ve baskısına maruz kaldım.

Davalardan boyumu aşan ağır para cezaları gelmeye başladı. Süren davalardan ne gelir bilinmez. Güvenlik nedeniyle aynı bölgelerde, bilindik mekanlarda kalamaz oldum. Aynı araca sürekli binemez oldum. Toplu taşıma aracı kullanamaz oldum. Güvensiz kentlerde barınamaz oldum. Zaten sıkıntılı olan yaşamım on kat daha ağırlaştı. Hareket alanım daraldı. Kimi zaman kaldığım mekânlardan günlerce çıkamaz, oğlumu dahi göremez oldum.

Ben bir gazeteciyim. Sadece yaşadığım sürece onurluca tanıklık etmeye çalışıyorum. Bireysel kimliğimle ve duruşumla bu süreci atlatmaya, altından kalkmaya çalışıyorum. Haberlerimin çoğunu yaptığım ve uzun süre çalıştığım gazete bile bana verilen para cezalarını ödemez iken, duruş olarak bile yanımda olmadı. Destek vermedi. Bu tür uzun soluklu mücadeleler, örgütlü yapılarla ancak taşınabilir. Ben bu süreci tek başıma bugüne kadar taşımaya çalıştım. Sanıyorum başarılı bir şekilde de taşıdım. Bu süreçte yanımda olan az sayıdaki dostlara teşekkür ediyorum. Ancak artık daha güçlü birlikteliklere ihtiyacımız var.

Suriye'de yaşanan gerici saldırı süreci sona doğru yaklaşırken en sert sürecine de giriyor. Bu süreci de hep birlikte taşımalı ve Şam meydanında birlikte zafer işaretleriyle, bir halkın özgürlük zaferini birlikte karşılamalıyız. Tüm dostlara bu süreci birlikte omuzlama çağrısında bulunuyorum. Biz haklı bir davanın yanında durduk ve her türden saldırı ve tacizlere rağmen, sıkıntılara rağmen onurluca durmaya devam edeceğiz… Sizler de yanımızda durun. Omuz verin. Destek olun. Zafer haklının olacaktır. Zafer Suriye halkının olacaktır.

14/Haziran 2016
ÖMER ÖDEMİŞ

"Gerçekleri yazmanın bedeli ve Suriye gerçekleri" haberi, 16 Haziran 2016 tarihinde yazılmıştır. 16 Haziran 2016 tarihinde de güncellenmiştir. Medya kategorisi altında bulunan Gerçekleri yazmanın bedeli ve Suriye gerçekleri haberi 2016 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Gerçekleri yazmanın bedeli ve Suriye gerçekleri 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Medya konusunda 29 Mart 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 16:12 Yeniden Refah Partisi'nin adayı, AKP'nin lehine geri adım attı!
  2. 16:04 Fenerbahçe'nin Transfer Hızı: Lorran ve Rodriguinho Gündemde!
  3. 15:58 ABD'de Şubat Ayında Tüketim Harcamaları Yükseldi, Ancak Gelirler Beklentilerin Altında Kaldı
  4. 15:55 Mossad Başkanı Hamas ile Rehine Takası Önerdi, Netanyahu Reddetti
  5. 15:52 Güven Hokna'nın Set İtirafı: Yaprak Dökümü'nde Tuvalet Temizliği!
  6. 15:47 Kırlangıçların Uzun Mesafeli Uçuş Yetenekleri: İsveç Araştırması Detayları Ortaya Çıktı
  7. 15:33 RTÜK, Yerel Seçim Öncesi Siyasi Reklamların Yasaklanacağını Duyurdu!
  8. 15:28 Fiorentina, Zaniolo Hamlesiyle Transfer Pazarında Hareketlilik Yaratıyor
  9. 15:21 İsrail'in Halep'e Hava Saldırısında 38 Kişi Öldü
  10. 15:15 Beşiktaş, 2024-2025 Sezonu İçin Transfer Komitesi Kurdu
  11. 15:10 Xabi Alonso, Gelecek Sezon İçin Kararını Verdi: Leverkusen'de Kalacak!
  12. 15:05 Kurtuluş Kuş'un Evlilik Heyecanı Acı Haberle Karıştı: Eşi Nezaket Şimşek'in Düşük Haberi
  13. 15:04 Perde Arkasında Gizlenen Cinayet: 'Anneme Taciz Etti, Öldürdüm'!
  14. 15:00 Wasco'da Korkunç Olay: İnşaat İşçileri Bacak Çiğneyen Adamla Karşılaştı!
  15. 14:55 İsrail Kısıtlamalarına Rağmen Mescid-i Aksa’da Cuma Namazı Kılındı
  16. 14:51 Lamborghini'nin Yenilenen Logosu: Güçlü, Zarif, Cesur
  17. 14:43 Yapay Zeka: İş Dünyasında Devrim, Akademide Yenilik
  18. 14:39 Kosova'nın Kuzey Mitroviça Bölgesinde Türkçe Resmi Dil Oldu!
  19. 14:37 Babacan'dan Erdoğan'a maaşı çağrısı: "Milyonlarca emekliyi aldatmaktan vazgeçin!"
  20. 14:34 Osayi-Samuel Trabzonspor Fenerbahçe Maç’ı İçin "Şiddet Maçı Bıraktırmalıydı”dedi
Otomotiv Haberleri