Gökyüzünden Yağan Acı, Utanç ve ABD Bombaları

Gökyüzünden Yağan Acı, Utanç ve ABD Bombaları

Gökyüzünden Yağan Acı, Utanç ve ABD Bombaları Aydın Tonga            ABD, geçtiğimiz hafta Şayrat Hava Üssü'ne 59 adet Tomahawk füzesi ile saldırdı ve akabinde şu açıklamayı yaptı: “Suriye savaş uçaklarının yüzde 20’sini yok ettik, havalanamaz hale getirdik''           ...

Aydın Tonga

            ABD, geçtiğimiz hafta Şayrat Hava Üssü'ne 59 adet Tomahawk füzesi ile saldırdı ve akabinde şu açıklamayı yaptı: “Suriye savaş uçaklarının yüzde 20’sini yok ettik, havalanamaz hale getirdik''

            400 bine yakın insanın can verdiği, iç ve dış göçlerle 13 milyon insanın yerinden yurdundan edildiği, beş yıldır bombaların, silah seslerinin yıkımların ve acıların eksik olmadığı bir coğrafyadan bahsediyoruz. Paramparça edilmek istenen ve her bir parçasını da kimi zaman tekfircilerin, kimi zaman cihatçıların kimi zaman da emperyalist örgütlerin akbaba misali ele geçirmeye çalıştığı bir ülkeden söz ediyoruz. İşte Amerika 10 bin kilometre öteden gelip, bu ülkenin üzerinle bir kez daha tonlarca zehir, tonlarca acı, gözyaşı ve ölüm bıraktı.

            Gökyüzünden acı yağarken bu acıyı suç olarak değil de marifet olarak gören ve yorumlayan yurtların başında şu ülkelerin hükümetleri gelmekteydi: “Türkiye, İngiltere, Fransa, İsrail, Japonya, İtalya, Polonya, Hollanda, Suudi Arabistan, Katar ve Avustralya'' Ne ironik bir diziliş değil mi; daha düne kadar “Nazi, Faşist'' diye anan ve anılanlarla, “Terörist devlet'' diye yaftalanan ülkeler bir olmuş, gökyüzünden Suriye’ye yağan bombalara alkış tutuyorlar.
            Şu sözler hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş’a ait: “Bu saldırıyı olumlu karşılıyoruz ama bunun sonunun gelmesinin ve Esed rejiminin tamamıyla uluslararası alanda cezalandırılmasının şart olduğunu düşünüyoruz'' Şu sözlerde İsrail Başbakanına  “Başkan Trump'ın bu kararına tam destek vermekte ve Esad rejiminin korkunç eylemlerine karşı verilen bu kararlılık mesajının sadece Şam'da değil, aynı zamanda Tahran'da, Pyongyang'da ve diğer yerlerde de yankılanmasını ümit etmektedir'' Benzer bir açıklamada Suudi Arabistan’dan geldi. Hani şu yaklaşık 200 yıldır aynı hanedanlığın yönettiği ve kadınların bile dışarı çıkmak için erkeklerden izin aldığı o ülke.      
            Avrupa Birliği Konseyi ve NATO gibi küresel örgütler de bu saldırıda ABD’nin yanında olduklarını belirttiler. Söz konusu örgütlerin baştan beri söyledikleri ise şuydu: “Suriye’de demokrasi yok, Esad diktatör ve Suriye’nin varlığı bölge ülkeleri için bile tehlike arz etmekte.'' Dünyanın içinde bulunduğu durumu, süregelen iç savaşları ve daha nice büyük sorunları bir yana bırakalım; iki partiden başka siyasi temsilin ülke yönetiminde söz sahibi olmadığı ABD’si ile güvenliği beş ülkeye bırakılmış BM’si ile insanın vicdanının kanatan kapitalist paradigması ile dünyanın geride kalan “modern'' ülkeleri demokrat mıydı peki?  Bu arada hatırlatmak gerekiyor ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında Batı’nın “diktatör'' söylemini şöyle eleştirmişti: “Bunlar birisine diktatör diyorsa benim indimde o iyidir. Çünkü onların çıkarlarına gelmiyor.'' Erdoğan demişken O’nun darbe ile iktidara gelen Sisi’yi günlerce nasıl eleştirdiğini, Rabia işaretleri ile meydanları nasıl coşturduğunu, Mursi’ye nasıl sahip çıktığını ve gelinen noktada Trump’un Sisi’ye verdiğini desteği de unutmamak gerekiyor. Trump harfi harfine Sisi için şu cümleleri kullandı: “Şüphesi olan herkesin bilmesini isterim ki, Cumhurbaşkanı Sisi’nin arkasındayız. Kendisi zor durumlarda harika bir iş çıkardı. Mısır’ın ve Mısır halkının arkasındayız.'' Erdoğan mı o bugünlerde Trump’tan randevu bekliyor ve Suriye için ABD’nin bir an önce harekete geçmesini diliyor.
            İktidar kirli sesini zerre kadar utanç duymadan yedi düvele böyle duyuruyor işte. ABD gibi ahtapot misali silah ve üs ağları ile dünyayı saran bir ülke, kural, kanun, ahlak, vicdan tanımadan bir ülkeyi işgal ederken egemenlerin huşu içerisinde destek vermesi de bu sesin çürümüşlüğünü ortaya koyuyor. Bu çürümüşlük içerisinde ABD hiç şüphesiz başı çekmekte. Şöyle ki sadece geçen yıl 7 ülkeye 26 bin 72 bomba atan bu ülkeden başkası değildi. Üstelik o bombaların 12 bin 192’si de Suriye’ye atılmıştı. Fehim Taştekin ABD’nin bu kabarık suç dosyasını “Yemen için de ağlar mısın İvanka'' yazısında oldukça anlamlı verilerle işlemiş. Durup durup okunası bir yazı; ne diyelim kalemine sağlık.
            Devam edelim.
            ABD’nin ciltler dolusu suç dosyasının arkasında buna yetecek büyüklükte bir savaş sanayisi var ki, bu rakamları da hatırlamalı şimdi. Misal 200’ün üzerindeki irili ufaklı ülkenin askeri harcamalarının toplamı ancak ABD askeri harcamalarına denk geliyor. Dahası dünyada yıllık 1,2 trilyon dolar askeri harcamanın 587 milyar doları ABD’ye ait. Sözüm ona demokratik(!) olan bu ülkede eğitim için ayrılan harcama askeriyenin 10’da birine denk geliyor. Sosyal dayanışma harcamaları ise tam bir felaket. Zira bu harcamalar, askeri harcamaların ancak 120’de biri kadar! Öyle demokratik, öyle uygar (!) bir ülke işte ABD.
            Gelelim bu savaş aygıtının, dünya üzerine dağılmış kollarına. Bakınız yıl daha 1967, ABD’nin dünyadaki askeri ve stratejik üslerinin sayısı 1014’e ulaşmış. Sovyetlerin dağılması ile her ne kadar üs sayısı azalsa da 2005 yılı itibariyle ABD’nin askeri üslerinin sayısı hala çok yüksek; 737. Bugün ise bu üslerinin sayısın 823’e ulaştığı belirtilmekte. Örneğin ABD’nin Almanya’da 270, İtalya’da 83, Japonya’da 124, Güney Kore’de 87 adet üssü bulunmakta. Toplamda böyle 150’den fazla ülkede 500 binden fazla askeri olan ceberut, totaliter bir ülkeden bahsediyoruz. ABD’nin dünya çapındaki askeri personel sayısı ise bu rakamın çok üzerinde; 1,8 milyon kişi.! Diğer taraftan 2011-2015 döneminde neredeyse satılan her üç silahtan biri ABD’ye ait. Bu dönemde adı geçen ülkenin dünya toplam silah ihracatındaki payı %33! Üstelik bu silahların yarıya yakın bölümü Ortadoğu ülkelerine satılmış!
            Bütün bunlara rağmen, bütün bu yayılmacı, talancı ülke gerçekliğine rağmen; ABD egemen güçlerle birlikte dünyayı silaha, savaşa, nükleere füzelere boğmasına rağmen dünya için tehdit Suriye değil mi? Birleşmiş Milletlerinden, NATO’suna, IMF’sine kadar muktedir olan ABD, Arap Baharı vb argümanlarla Ortadoğu’yu kana bulayan ABD, Suudi Arabistan gibi ülkelerle kol kola gezen ABD ama dünya için Suriye tehdit öyle mi?  Bu suç, bu günah, ayıp, utanç elbet yalnızca ABD’ye ait değil. ABD gökyüzünden bomba yağdırırken ona alkış tutan destek veren, onu öven herkesin sözleri de en az o bombalar kadar ölüm, kan ve gözyaşı taşıyor geleceğe. Ve o geleceği tehdit eden hiç şüphesiz ABD ve işbirlikçileridir, Suriye değil.

            Sözü Eduardo Galeano ile noktalamak istiyoruz. “Ve Günler yürümeye başladı'' kitabında ABD’nin ve Dünyanın o korkunç yüzünü bakın nasıl anlatıyor yazar: “2010 yılında bugünlerde, intihar eden Kuzey Amerikalı askerlerin sayısının her geçen gün arttığı ortaya çıktı. İntihar edenlerin sayısı neredeyse çatışmada ölenler kadardı. Bu sorunu çözmek için Pentagon, silahlı kuvvetlerin en gelecek vadeden kesimini oluşturan akıl sağlığı uzmanlarının sayısını arttırmaya karar verdi. Dünya giderek devasa bir karakola ve bu karakol da dünya boyutunda bir tımarhaneye dönüşüyor. Bu tımarhanede deli olanlar kim? Kendilerini öldüren askerler mi yoksa onlara öldürmeyi emreden savaşlar mı?

"Gökyüzünden Yağan Acı, Utanç ve ABD Bombaları" haberi, 14 Nisan 2017 tarihinde yazılmıştır. 14 Nisan 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Gökyüzünden Yağan Acı, Utanç ve ABD Bombaları haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Gökyüzünden Yağan Acı, Utanç ve ABD Bombaları 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 24 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 16:45 Dolandırıcılar kara para aklamak için her şeyi denedi: Kiralık hesap oyunu
  2. 16:39 Mustafa Keser'e İbrahim Tatlıses'ten Ağır Sözler: "Kör Ol Fakat Nankör Olma!"
  3. 16:38 Gazze'deki Hastanede toplu mezar! Ellerini arkadan bağlayıp infaz etmişler
  4. 16:38 25 Nisan 2024 günlük burç yorumarı
  5. 16:32 Kireç Kalıntılarına Doğal Çözüm: Limon Tuzu ve Suyla Parlaklık Kazanın!
  6. 16:30 İrfan Can Kahveci'ye Dev Bir Teklif Geldi!
  7. 16:30 Yargıtay'da belirsizlik devam ediyor: 30 gündür başkan seçilemedi
  8. 16:29 İngiltere Başbakanı ve NATO Genel Sekreteri, Polonya Ziyaretinde Güçlü Savunma Taahhüdünde Bulundu
  9. 16:28 Dışişleri açıkladı: 1915 olayları hakkındaki tek taraflı açıklamaları reddediyoruz
  10. 16:25 BDDK'dan bankalara "limitleri artırmayın" talimatı geldi
  11. 16:25 Gazze'de Toplu Mezar Dehşeti: Elleri Bağlı Cesetler Nasır Hastanesi'nde Bulundu
  12. 16:23 Damacana su fiyatlarına rekor zam! Bir bardağı 2 buçuk liraya içiyoruz
  13. 16:20 Beyaz ette yeni kriz: 5 ayda yüzde 200 zam geldi
  14. 16:17 Trabzonspor'u kahreden haber geldi! Efsane başkan hayatını kaybetti
  15. 16:14 ABD Senatosu 95 Milyar Dolarlık Dış Yardım Paketini Onayladı: Bernie Sanders Karşı Çıktı
  16. 16:14 Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Ankara'ya Geldi!
  17. 16:11 Galatasaray'ın Süper Lig Zaferi Sonrası Zaniolo'nun İtalya Yolculuğu Başlıyor
  18. 16:11 İşte markalara göre otomobillerin bakım ve onarım maliyetleri!
  19. 16:10 Ebrar Karakurt'a Beşiktaş'tan Jest geldi! Büyük jest!
  20. 16:08 Cem Yılmaz'a doğum gününde 'yıldız' hediyesi geldi
ABC Kritik Haberleri