Hep izledik, lütfen affetme bizi kızım...

Hep izledik, lütfen affetme bizi kızım...

Hep izledik, lütfen affetme bizi kızım... Aydın TongaMengene içerisine sıkıştırılmış günlerden geçiyoruz. Günler yorgun, bunalımlı, kaygılı ve en çokta üzerine çöken haksızlığın ağırlığı altında, diğer bir güne geçmeye çalışıyor... Sanki sözler,...

Aydın Tonga

Mengene içerisine sıkıştırılmış günlerden geçiyoruz. Günler yorgun, bunalımlı, kaygılı ve en çokta üzerine çöken haksızlığın ağırlığı altında, diğer bir güne geçmeye çalışıyor... Sanki sözler, söylemler, itirazlar muhatabın iki eli arasında ve biraz yüksek tondan ifade edilince o iki el boğazından yapışıyor söylenenlere; "buraya kadar" diyor.

Yıl 2017, takvimler Nisan ayını gösteriyor fakat insanın “karşıtını'' düşmanlaştırma, şeytanlaştırma, itibarsızlaştırma gayretleri bugün de en güçlü yanıyla karşımızda duruyor. Bu noktada takvim yaprakları “insana olan düşmanlığın'' ve “iktidar hezeyanlarının'' en musibet örnekleri ile doludur dersek yerdir. Misal şu örnek Hıristiyanlık tarihinden II.Friedrich’e ait: “Bütün sapıklar kanun dışı sayılacaktır; bunlardan tövbe etmeyenler ateşte yakılacaktır.'' Sapık deyince açmak gerekiyor elbet; “din dışı davrananlar'' anlamında yorumlanıyor. Pek tabi dönemin şartları içerisinde dinden anlaşılan da kilisenin anladığı din oluyor. Dolayısıyla kilisenin otoritesine karşı çıkan da “sapkın'' sayılıyor. Bir örnekte “İslam tarihinden'', Osmanlının en kudretli din ve devlet adamlarından Şeyhülislam Ebusuud’tan. Bakın kendisine yöneltilen bir soruya meşhur Şeyhülislam nasıl cevap veriyor:

Soru: Kızılbaş topluluğunun, dine göre topluca öldürülmesi helal midir? Bunları öldürenler gazi, bu öldürme sırasında ölenlerde şehit olur mu?

Cevap: Kızılbaşların topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. Bu, en büyük kutsal savaştır. Bu yolda ölmek de şehitliğin en ulusudur.

Devam edelim.          

Dedik ya mengeneye sıkıştırılmış zamanlardan geçiyoruz ve adeta acı damlıyor kimi sözlerden ve kim sözler kızgın demir misali dağlıyor dokunduğu yüreği. Öyle ya referandumda sırf tercihini “hayırdan'' yana kullandığı için bütün bir halkın eli kanlı örgütlerle yan yana anılmasını; “onlar terör örgütleri ile, biz milletle yan yanayız“ denilmesini başka nasıl açıklayabiliriz ki? Elbet bu sözler ancak kızgın bir demir eşliğinde dile getirilebilir. Karşıtını dağlasın, yandaşını mest etsin kabilinden söylenebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmiş sözleri de bu manada unutulmayan türden bir muhteviyata sahiptir diyebiliriz. Sadece iki örnek vermek istiyoruz. İlki Ermenilerle ilgili. Yıl 2014, Tayyip Erdoğan konuşuyor: “Benim için neler söylediler. Çıktılar bir tanesi aynı zihniyet. 'Gürcü’dür' diyen oldu. Çıktı bir tanesi afedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu''.. İnsani yanınızın kuvvetini, kıymetini sonra vicdanınızı bir yana bırakın da bir an için “Ermeni'' olduğunuzu düşünün. Ve bir an için bu ülkede yaşayan bir “Ermeni'' olduğunuzu.. Diğer örneğimizde aynı yıldan ve söz sahibi yine Erdoğan. Soma Faciası olmuş. Maden ocağı ölüm olmuş, acı olmuş, gözyaşı, yoksulluk olmuş çökmüş işçilerin üzerine. 301 ocak öksüz kalmış. İşte o dönemde Başbakan Erdoğan Soma ziyaretinde kendini protesto eden birine şu sözler seslendi: "Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü." Bu arada hatırlatmak gerekiyor ki, AKP döneminde İsrail ile olan ekonomik ve ticari ilişkiler oldukça hızlı gelişmiştir. Öyle ki 2008-2014 yılları arasında İsrail-Türkiye ticaret hacminin yüzde 90.2 artması bu durumun en açık göstergelerinden birisidir.

İktidar kavgasının olduğu her yerde haksızlık ve zulmün eksik olmayacağı malumdur. Tarihe mazlumlar gözünden baktığımızda bu yalın ama bir o kadar da soğuk gerçeği ürpererek de olsa görebiliriz. Fakat şu var ki, tarihte zehirli otlar misali sözleri ve icraatları ile benliklerimizi yaralayan kimseler olmadı sadece. Öyle zamanlar oldu ki, binlerce can verilmesine rağmen sokaklar terk edilmedi. Eşitlik, adalet ve istiklal kavgası için kahramanca, göğüs göğüse mücadele verdi insanlar. Ve tarih bütün bu sonsuzluğunda nice düşünürü, bilim insanını, şairini, sanatçısını yaratmasını da bildi. Ondandır, zifiri karanlık günlerde, bazen bir çift söz yetti zincirlerin parçalanmasına.

Karl Marks o tarihin yetiştirdiği en büyük düşünürlerden biridir. Sürgünlerle, soruşturmalarla dolu bir yaşamı olmuştur. Yoksulluk da hiç istememsine rağmen bir an olsun yanı başından ayrılmamıştır Marks’ın. Bir mektubunda bu durumu şöyle dile getirir büyük düşünür: “Benim kadar az parası olup da para hakkında bu kadar çok yazan başka kimse olmadı. Kapital, onu yazarken içtiğim tütünün parasını bile karşılamayacak.'' Tarihi kazanımların arkasında işte böylesi yaşamlar vardı. Bizim topraklarımız da emeği, direnci hak ve hakikat kavgasını elbet yakından tanır. Bir defa emperyalizme karşı yiğitçe dövüşmüşüz; saltanatı elimizin tersiyle itmesini bilmiş ve kadın hakları konusunda dünyaya örnek olmuşuz. Ama ben şimdi daha başka bir yerden örnek vermek istiyorum. Adı, Ahmet Uluçay. 1954 Kütahya doğumlu. Senarist ve yönetmen.  Tam bir sinema sevdalısı ve emektarı. “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak'' adlı filmi ile fethetti kalplerimizi. Hiçbir sinema eğitimi almamasına ve yaşadığı köyü askerlik dışında hiç terk etmemesine rağmen filmi onlarca ödül aldı. Ne yazık ki geçtiğimiz yıllarda üzerinde çalıştığı filmi tamamlayamadan bizlere veda etti Uluçay. Bahsi geçen ödül töreninde ise şu konuşmayı yaptı: “Bu ödülü karıma armağan ediyorum , çünkü gerçek yönetmen o, ben sadece sinema yapmak için onu buradaki insanların asla bilemeyeceği yoksulluklara ittim ama o hep benimle oldu..'' Ruhu şad olsun. Memleket belki de böyle insanların yüzü suyu hürmetine ayakta kalıyor, kimbilir.

Nurhan Çetinkaya “Kızıma Mektuplar'' adlı kitabının bir yerinde kızından yola çıkarak bütün mağdurlara şöyle seslenir:

“Heykelleri yıktılar,

Tiyatroları kapatttılar,

Balerinlere hakaret ettiler,

Engellilere biber gazı ve su sıktılar,

Hep izledik. İzledik, izledik, izledik.

Konuşunca bizi de susturdular. Oy uğruna, rant uğruna İstanbul’u kaybettik…

Lütfen affetme bizi kızım.''

Geçmişin ve bugünün bir de böyle bir yanı vardır. Bazen konuştuğumuzu, tepki verdiğimizi, itiraz ettiğimizi zannederiz ama birkaç dakikamızı almaz bu söylediklerimiz. Meselelerin ne acısını, ne hüznünü ne de bizi bekleyen tehlikenin derinliğini yaşarız. Ayak üstü çekiştirir gibi hadiselere dahil olmaya çalışırız. Hal böyle olunca da, zalim daha bir emin adımlarla yürümeye devam eder.

Yazımızın başında günlerin bizi nasıl bir kıskaç içerisine aldığını sözlerin nasıl da kimi zaman ölü bir sessizliğe kimi zamanda savaş meydanındaki asi ruha dönüştüğünü yazmaya çalıştık. Hep böyle değildik, yakın tarih bile tanık buna. Bir an olsun ders alalım, ders çıkaralım. Yazıyı yine Nurhan Çetinkaya ile bitirmek istiyorum. Bakın andığımız kitabında kızına bu durumu nasıl anlatıyor yazar:

“Siyah beyazdı eskiden filmler. Daha samimi, daha sade, daha içten, daha romantik. Fikirler daha saygın, görüşler de şeffaftı. İsimlerini telaffuz etmekte zorlansak da, siyah beyaz olsa da hayat, heyecanlıydık Kandil’de, Paskalya’da, Hamursuz’da..

Sonra ayırdılar bizi birbirimizden insansızca ve düşman ederek. Meğerse biz düşmanmışız, bilmeden yaşamışız yıllarca dostça ve kardeşçe. Beraber gülmüş beraber ağlamışız Kilise’de Cami’de, Havrada. Keşke böyle kalsaydı bizim düşmanlığımız, samimi içten ve romantik, tıpkı siyah beyaz filmler gibi. Evet, yaşam siyah beyazdı ama bizim gönlümüz renkliydi.

"Hep izledik, lütfen affetme bizi kızım..." haberi, 06 Nisan 2017 tarihinde yazılmıştır. 06 Nisan 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Hep izledik, lütfen affetme bizi kızım... haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Hep izledik, lütfen affetme bizi kızım... 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 20 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 00:11 Türkiye milyarlarca dolarlık dev yatırımı daha kaçırdı!
  2. 00:09 Audi'lerin bagajlarındaki rakamlar ne anlama geliyor? İşte güç tablosunun sırrı!
  3. 00:06 Ucuza lüks otomobil arayanlara iyi haber geldi! Yeni Citroen C3 Aircross size göre olabilir
  4. 00:00 Sadettin Saran açıkladı: Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız
  5. 23:50 Dünyanın en iyi havalimanları açıklandı: Türkiye de listede
  6. 23:46 AKP’li Nihat Zeybekçi İsrail’le ticareti savundu: ''Katliam başka ticaret başka''
  7. 23:43 Türkiye boykota gidiyor! Ünlü adlar da destek verdiğini açıkladı
  8. 23:41 Altın sahiplerini korkutan uyarı geldi: "Bu fırsat kaçmaz, hazırlanın"
  9. 23:32 Trump'ın yargılandığı bina önünde kendini ateşe verdi
  10. 23:29 BM açıkladı: Sudan'da insan eliyle oluşturulan kriz çok büyük boyutta
  11. 23:08 Dünya Bankası, Türkiye'ye milyonlarca dolarlık bir borç verme kararı aldı!
  12. 23:01 Trump'ın yargılandığı mahkeme önünde bir kişi kendini yaktı!
  13. 22:53 Fenerbahçe'nin Avrupa'dan elde ettiği gelir açıklandı!
  14. 22:49 Türkiye pazarı için özel olarak geliştirilen Tesla Model Y'nin satış fiyatı netleşti!
  15. 22:15 Gazze'deki Çatışmalar Çevre ve Sağlık Felaketine Yol Açıyor: BM Uyarısı
  16. 22:14 Kulüpler Birliği, TFF'ye seçim için bir çağrıda bulundu!
  17. 22:14 Beşiktaş, ligdeki beş maçlık galibiyet hasretine son verdi
  18. 22:11 Beşiktaş, MKE Ankaragücü'nü 2-0 Mağlup Ederek Galibiyet Hasretine Son Verdi
  19. 22:06 Okul müdürünü tacizle suçlayan lise öğrencilerinin şikayetleri sonucunda müdür tutuklandı
  20. 22:06 İstenmeyen tüylerden acısız nasıl kurtulunur?
ABC Kritik Haberleri