Hizb-ut Tahrir teröre karşı konferans düzenliyor

Konferansın tanıtımını yapan Köklü Değişim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Uğurlu, çağrısında terör meselesinin bir türlü çözülmediğini ve terörü bitirecek kesin çözümü anlatacaklarını söyledi.

HİLAFET ÇAĞRISI

Çağdaşses'ten Ece Sevim Öztürk'ün haberine göre Köklü Değişim Dergisi’nin 10 Kasım 2012 günü Genç Değişim Kitabevi'nde gerçekleştirdikleri "Kürt Sorunu ve Çözüm Yolu" konulu panelde yine terör üzerine konuşmalar yapan Süleyman Uğurlu, kendi çözümünü hilafetin ilan edilmesi olarak şu sözlerle açıklamıştı:

“Hem Kürt sorununun hem de diğer sorunların ancak Hilafet ile çözülecektir. Meselenin çözümü demokratikleşme olamaz. Bizzat İslam’ın kendisi meselenin çözümüdür. İslam bu insanların bu halkların hayatında olmadığı müddetçe sorun asla çözülemeyecektir. Kavmiyetçilik yapan dernekler kapatılmalıdır. Hilafet devleti kurulmaldır. İnsanlar İslam Akidesi üzerinde birleşmeye davet edilmelidir.''

TERÖR ÖRGÜTÜ HİZBUT – TAHRİR: “ÇÖZÜM YILU HİLAFET’TE''

Terör örgütü Hizbut – Tahrir, düzenleyecekleri konferans çağrısında şu ifadelere yer verdi:

“…Hizb-ut Tahrir olarak biz, her meselede olduğu gibi, canımızı yakan ve aramızda fitne tohumları ekerek kardeşliğimizi bozan terör belasından kurtuluşun, yani nihai köklü çözüm yolunun, İslam ve onun yönetim nizamı olan Raşidi Hilafet’te olduğunu bir kez daha belirtiyoruz. Rabbimizden yapacağımız bu kampanyayı hayra vesile kılmasını niyaz ediyoruz.''

YARGITAY KARARI VAR

27.6.2014 tarihinde Yargıtay’ın verdiği karara göre, Hizbut – Tahrir açık bir şekilde terör örgütü olarak tarif ediliyor. Bu doğrultuda Hizbut – Tahrir’in gerçekleştireceği bu konferans, Anayasal çerçeve içerisinde olmadığı ve terör faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerektiği kaydediliyor.

LAİKLİĞE ÇAĞRI BİRLİKTELİĞİ'NDEN AÇIKLAMA: TERÖR ÖRGÜTÜDÜR, MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİNE GİDİLMEMİŞTİR

Konuyla ilgili Laikliğe Çağrı Birlikteliği adına açıklama yapan YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Hizb-ut Tahrir hakkında Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi'nin kararını hatırlatarak, kararın ardından herhangi bir mevzuat değişikliğine gidilmediğini belirtti. 

"Hizb-ut Tahrir, bir terör örgütü olmakla, anayasal düzenle çatışması karşısında, silahlı veya silahsız herhangi bir faaliyette bulunamaz" diyen Eminağaoğlu Hizb-ut Tahrir'in Almanya'da benzeri nedenle faliyetlerinin yasaklandığını hatırlattı.  

Hizb-ut Tahrir’in bir terör örgütü olduğu yolundaki Yargıtay 9 uncu Ceza Dairesinin 

2013/14330 Esas, 27.6.2014 tarih ve 7874 sayılı kararı bulunmaktadır.   Bu karardan sonra, 

konu hakkında herhangi bir mevzuat değişikliğine gidilmemiş olup, aynı hukuksal gerçeklik 

Bu konuda halen görevli olan Yargıtay 16 ncı Ceza Dairesi ve Yargıtay, anayasal düzen ve aynı 

mevzuat çerçevesinde, aynı görüşünü sürdürmektedir. Yargıtay uygulamaları kararlılık 

taşımakta ve devam etmekte, ancak örgüt te bu kararları eleştirerek faaliyetlerini her türlü 

serbestlikle sürdürmektedir.

Örgüt, Başkent Ankara’nın merkezinde, 22.4.2016 tarihinde Ankara Kocatepe Kültür 

Merkezi’nde, terörün bitmesini konu alan bir faaliyet gerçekleştireceğini duyurmuştur.  

Bu duyuruda; “…Hizb-ut Tahrir olarak biz, her meselede olduğu gibi, canımızı yakan ve 

aramızda fitne tohumları ekerek kardeşliğimizi bozan terör belasından kurtuluşun, yani nihai 

köklü çözüm yolunun, İslam ve onun yönetim nizamı olan Raşidi Hilafet’te olduğunu bir kez 

daha belirtiyoruz. Rabbimizden yapacağımız bu kampanyayı hayra vesile kılmasını niyaz 

İfadelerine yer verilmesi bile, anayasa dışılığın ayrıca ve açıkça ortaya konulmasıdır. 

Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilemezliği karşısında, buna yönelik eylemin, hukuk 

düzeni içinde olmayacağı, terör niteliğinde olduğu da ayrıca tartışmasızdır.

Hizb-ut Tahrir, bir terör örgütü olmakla, anayasal düzenle çatışması karşısında, silahlı veya 

silahsız herhangi bir faaliyette bulunamaz. Benzeri nedenle Almanya’da faaliyetleri 

yasaklanmıştır.  Bu hukuksal durum, anılan örgütün, herhangi bir kol, dal veya başka isimle 

faaliyette bulunması durumunda da değişkenlik göstermez.

PKK’nın ülkede her ne ad altında olursa olsun, adına halkı bilgilendirme toplantısı bile 

denilse, böyle bir toplantı etkinlik yapması nasıl olanaklı değilse, engellenmesi ve hukuksal 

işlemlerin yapılması zorunlu ise, Hizb-ut Tahrir’in de adına ne denilirse denilsin, ister 

terörle mücadele, ister halkı aydınlatma, ister hilafet, hiçbir biçimde serbest olarak 

herhangi bir eylemde bulunabilmesi söz konusu olamaz.

AKP hükümeti döneminde, islami terör örgütleri adeta sivil toplum örgütü gibi, ülkenin her 

yerinde hiçbir engelleme ile karşılaşmadan, kendilerini meşru göstermeye dönük 

faaliyetlerden geri durmamışlardır.

Bu konuda, anayasal düzen, yasalar, yargı kararları sözde kalmıştır.

Bunun bir örneği olarak Hizb-ut Tahrir, başkent Ankara’nın merkezinde, duyurusu 

yapılarak bir terör örgütü düzenlenebilme cüreti gösterilebilmektedir.

Bu nedenlerle Hizb-ut Tahrir’in terör örgütü olarak her türlü faaliyetlerinin tüm ülkede 

yasaklanması, yine her türlü faaliyetinin önlenmesi, eylemleri hakkında adli soruşturma 

açılması için İçişleri Bakanlığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara Valiliği’ne gerekli 

başvurular yapılmıştır.

Saygılarımızla.22.4.2016

LAİKLİĞE ÇAĞRI BİRLİKTELİĞİ adına Ömer Faruk Eminağaoğlu