İran: 'ABD ateşle oynuyor'

ABD basını, ABD'nin Suriye'ye ait bir askeri uçağı düşürmesinin Trump yönetimi tarafından İran'a karşı da verilmiş güçlü bir mesaj olduğu yorumunda bulunmuştu. İran, ABD'nin Suriye'de son dönemde artan müdahaleci tavrını sert bir şekilde eleştirmeyi sürdürüyor.

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, ABD'yi Suriye'de yapacağı olası müdahalenin 'sonuçlarına katlanmakla' uyararak, "ABD'nin Suriye'deki maceracı ve akılsız davranışları, ateşle oynamaya benzer" diye açıklamada bulundu.

Rus haber ajansı Sputnik'in aktardığına göre konuya ilişkin bir tepki de İran Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, "Bu gibi asılsız iddiaların ortaya konulması son derece tartışmalı ve şüpheli" diye tepkide bulundu.

Washington yönetimini Suriye'de yapacağı tek taraflı her türlü askeri eylem konusunda 'uyardığını' söyleyen İranlı sözcü, uluslararası toplumu ABD'ye karşı tepki koymaya çağırdı.

ABD, kısa süre önce Suriye'deki Şayrat Hava Üssü'ndeki hareketliliği kanıt olarak göstererek, Esad rejiminin kimyasal saldırı hazırlığında bulunduğunu iddia etmişti.

'İRAN, SURİYE'DE KURALLARA UYMUYOR'

ABD Savunma Bakanı Mattis, İran’ın Suriye’de kurallara uymadığını ve Rusya’nın İran’ı ikna etmek için nüfuzunu kullandığını ifade etti. Gazetecilere açıklamalarda bulunan ABD Savunma Bakanı James Mattis, İran’ın Suriye politikası hakkında açıklamalarda bulundu.

“İran, kurallara uymuyor. Rusya’nın zaman zaman bir şeyleri yapmamaları konusunda İran’ı ikna etmeye çalıştığına inanıyoruz'' diyen Mattis, Suriye hükümetini destekleyen İranlı milislerle koalisyon arasında bir krizden endişe duyup duymadığı sorusunu da yanıtladı. Mattis “İranlı milisler bize saldırmazsa, hayır'' ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Suriye hükümetinin yeni bir kimyasal saldırı hazırlığında olduğuna dair bir kanıt sunmayacaklarını açıkladı.
Basın mensuplarının sorusu üzerine Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer'ın bu konudaki sözleri hakkında açıklama yapan Nauert, söz konusu bilginin istihbarat verilerine dayandığını, bu nedenle ABD'nin bu konuda kanıt sunmadığını ifade etti.