Kartal bir tırnağını kaptırdı

Ali Kaya Soysal

   Dün gece  Beşiktaş, ligin üst sıralarının formda ekibi Kayseri ile deplasmanda karşılaşırken dengeli ve çekişmeli bir maç bekliyordum açıkçası, 1-1 lik sonuç dengeli oldu, ama oyun öyle gerçekleşti mi acaba?

   Bugün spor sayfalarının maçla ilgili manşetleri "Kartal Türkiye de yok" veya "Beşiktaş içeride yabancı" temelinde atılmış, buna değinmek isterim öncelikle, ..Bu takım, çok değil, daha bir hafta önce Galatasaray derbisini rakibini sürklase eden bir futbol ve 3-0'lık skorla geçerken  içeriye yabancı mıydı,  2 yıl art arda şampiyon olurken, oynadığı futbol taraflı tarafsız her futbolseverin takdirini kazanırken Türkiyede yok muydu?

   Şampiyonlar ligi maçlarından sonra oynanan lig karşılaşmalarında toplam 8 puan kaybedilmesi kastediliyorsa eğer, bunu irdeleyelim o zaman..Söz konusu kayıp puanların tamamı beraberlikler sonucunda oluştu.Sırasıyla içeride Trabzon ve Başakşehir , dışarıdaMalatya ve dün gece Kayseri..Normal lig akışında bu maçların üçer puanla geçileceğinin garantisi ne ölçüdedir?

   Kaldı ki , hem Malatya hem de dünkü Kayseri maçlarında Beşiktaş rakiplerine büyük üstünlük sağladı. Sadece gol alanlarında şansı yaver gitmedi. Diyeceğim şu ki, "Beşiktaş içeriye konsantre olamıyor" tezi belki bir kaç oyuncu için geçerli olabilir, ama temelde yanlıştır..

    Örneğin, dün akşamki maça çıkan ilk on bire bakarsanız hafta içi Leipzig'e karşı oynayan sadece 4 oyuncu vardı, yani Şenol Güneş Kayseri maçına büyük önem verdiğini bu kararıyla tescillemişti zaten.

    Neyse, bu konu anlaşılmıştır herhalde deyip sahanın içine girelim.Beşiktaş, maça arzulu ve baskılı başladı, 8'de Cenk in gollük vuruşunu kaleci Lung kurtardı, 16'da ise sağ kanattan Quaresma'nın getirip al da at diye verdiği pası Oğuzhan kötü bir plaseyle outa gönderdi.Buna karşın Kayseri 31'de ilk atağında Tosiç'in kademe hatasından Umut'la golü buldu, işte bu andan itibaren Kayseri tamamen savunmaya döndü.Daha doğrusu Beşiktaş atakları karşısında skorunda getirdiği psikolojiyle başka çaresi kalmadı.

   38'de Cenk in gollük kafa şutunu Lung un köşeden çıkarmasından sonra  devrenin son dakikasında Umut'un bana göre talihsiz bir pozisyonda topa salladığı ayak darbesi istemdışı Cenk'e attığı tekmeye dönüşmesi sonucu kazanılan penaltıyı aynı futbolcü beraberlik golü olarak ağlara gönderdi.

     İkinci yarının başında Lopez ikinci sarıdan atılınca oyun tek kaleye döndü, aynı beraberlikle biten Malatya ve Akhisar  maçlarında olduğu gibi.Talisca ve Negredo hamleleride gole yetmeyince kaçınılmaz final geldi ve bunun adı "içeriye yabancı" oldu.Ana mesele şu, kapanan takımlara karşı dünyanın heryerinde oynamak, neticeye gitmek zordur.Yapılacak şeyler basittir:Oyunu kanatlara, hatta çizgiye yıkıp yapılacak ortalarla savunmanın dengesini bozmak, ceza sahası içine verkaçlar denemek, şut atmak.Bir silah daha vardır, çalım atma becerisine sahip oyuncularınızı ön plana çıkarmak.Beşiktaş'ın elinde bunların birçoğunu yapabilecek kapasitede Quaresma diye bir yıldız var, ama dün gece çok isteksiz ve güçsüzdü.90 dakika oyunda kalmaması gerekirdi.

     Sonuç olarak kapanan , oyun kurmayı düşünmeyen, vakit geçiren,özetle anti-futbolu tercih eden takımlara cesaret veren beraberlikle bitti maç.Kayseri'nin teknik patronu Romen Sumudica'ya da bir parantez açmak istiyorum bu arada.Bu arkadaş saha içi ve dışındaki tüm aksiyonlarda var maalesef, fair-play uğruna disiplin kurullarının dikkatini çekmek isterim.

   Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki  rakibi  biraz  önce belli oldu,Barcelona'nın bile istemeyeceği Bayern München.Yorumsuz...