Kılıçdaroğlu: Gezi'de ölenlerin günahı neydi?

“Kan dökmeden yapamazsınız'' sözlerinin yarattığı tartışmayı dikkatle izleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sert muhalefeti sürdüreceğini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Gezi’de linç edilen insanları görmedik mi? Ali İsmail’in, Berkin Elvan’ın ne günahı vardı. Erdoğan’ın elleri kanlıdır'' dedi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya sehayati dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlık sistemiyle ilgili söylediği “kan dökmeden yapamazsınız'' sözleri nedeniyle kendisini hedef alan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, Gezi sürecini anımsatıp “Ne günahı vardı Ali Ismail’in, Berkin Elvan’ın. Erdoğan’ın elleri kanlıdır. Suriye’de ölen herkesin kanı ellerindedir'' sözleriyle, aynı sertlikte yanıt verdi. “Oluk oluk kan akacak'' diyen mafya liderine karşı Erdoğan ve yandaşlarının ne yaptığını soran Kılıçdaroğlu, “Adam çıktı elinde silah Can Dündar’a saldırdı. Ne oldu, birileri üzüntülerini mi ifade etti'' görüşünü dile getirdi.

''Farkındayım ama...’

Kılıçdaroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’na yönelik “Ensar’ın önüne yattı'' sözlerinin ardından, bu kez başkanlık sistemiyle ilgili sözleri nedeniyle iktidar ve Saray’ın hedef tahtası oldu. TOBB Genel Kurulu’ndaki bu sözlerinin hemen ardından 2 günlük Almanya seyahatine çıkan Kılıçdaroğlu ile “kıyamet koparan'' bu sözlerinin Türkiye’deki yansımalarını konuşuyoruz. Tartışmayı büyük bir dikkatle izleyen CHP lideri, “Söylemlerimi sertleştirdiğimin farkındayım. Ama sözlerimin toplumun büyük kesimine ulaşması lazım. Diplomatik bir dille, üstü örtülü eleştiriyle amacınıza ulaşamıyorsunuz. Anladıkları dilden konuşuyorum'' diyerek “sertlik'' politikasını sürdüreceği mesajı veriyor. Bunun gerekçesini de şöyle açıklıyor:

“Bizi bu noktaya getiren, iktidardakilerin vurdumduymazlığı. Normalde olumsuz bir olay karşısında ya geri çekilmeleri, özür dilemeleri veya eksiklerini itiraf etmeleri gerekirken tam tersine yaptıklarını meşru görüp, toplumun ahlaki değerlerini temelden sarsıyorlar. Yanlış yapan, halka doğruları söylemeyenlerin iktidarda olduğu bir ortamda farklı bir dil kullanma şansımız, başka seçeceğimiz yok.''

Kılıçdaroğlu, “Bu ülkenin aydınları, sivil toplum örgütleri, sürekli seslerini kesip duracak mı? Sokağa çıkacaklar, ''bu yanlıştır’ diye. Sonra onlar kendilerini dağıtmaya gelen TOMA’ların üzerine yürüyecekler'' deyip Gezi sürecindeki örnekleri veriyor:

“Caddenin ortasında linç edilen insanları görmedik mi? Ali Ismail’in, Berkin Elvan’ın ne günahı vardı. Sonunda kan akmadı mı? Erdoğan’ın elleri kanlıdır. Suriye’de ölen herkesin kanı, Erdoğan’ın ellerindedir. Gün gelecek onun faturasını da ödeyecek.''

''Oluk oluk kan dökülecek diyene ne yaptın?’

Mafya lideri Sedat Peker’in Erdoğan’ı desteklemek için Rize’de miting yaptığını, “oluk oluk kan akacak'' dediğini anımsatıp, Erdoğan’a, “Niye hiçkimse itiraz etmedi CHP dışında. Kan akacak diyor, hem de oluk oluk. Ben böyle bir laf mı kullandım? Hayır. Ona niye bir şey yapmadı, onun söylediğini gayet olağan karşıladılar'' diye yüklenen Kılıçdaroğlu, kendisine 12 saat geçmeden dava açıldığına işaret ediyor: “''Ülkenin yarısını zor tutuyorum evde’ diyor, kimse bir şey söylemiyor. Baroların sesi kesilmiş, üniversiteler korkudan konuşamıyor. E hadi ben de konuşmayayım, kim konuşacak? Tek anladıkları dil bu. Ben de onların diliyle onlara hitap ediyorum. Ama sözlerimin içinde hakaret yok. Sert eleştiri var. Koro halinde saldırıyorlar şimdi, medyaları dahil. Ahmet Hakan’ı geceyarısı dövdüler, birisi üzüntüsünü mü ifade etti, hükümet kanadından. Adliyenin önünde adam çıktı elinde silah, Can Dündar’a saldırdı. Birileri üzüntülerini mi ifade etti? Hayır. Havuz medyası döndü, Dündar’ın mizanseni olarak sunmaya çalıştı. Bu kadar ahlaksızlık olur mu? Şimdi ''yaptığınız ahlaksızlık’ desek, bence çok hafif kaçar. Bütün gazetecilerin meslek ahlaki olarak meslektaşlarına yapılan saldırıyı kınaması lazım, ama tam tersi bir olay. Eğer bir ülkede ahlaki yozlaşma, belli bir noktaya ulaşmışsa, o ülkede hiçbir şeyden söz edemezsiniz. Ne erdemden, ne bilgiden söz edebilirsiniz. Daha sert söyleyeceğim, ama neyse dilimi tutuyorum. Onu daha ileri aşamalarda...''