Kitleler haklı istemlerle harekete geçti mi yalnız bırakılmaz!

Mustafa İlker Gürkan

“Adalet yürüyüşü'' hakkında bazı tespitler yapalım:

Bir siyasal parti genel başkanının başlattığı yürüyüştür…

Geçen sürede “olay bir siyasal parti faaliyeti'' gibi olmaktan çıkmış, toplumsal ve kitlesel bir muhalefet faaliyete dönüşmüştür.

Yürüyüşe adını veren istem -Adalet- çok geniş kitlelerin yüreklerine ve akıllarına  denk düşmektedir.

Bir tarih dersi: Kitleler haklı bir taleple harekete geçti mi; yani bir kitle hareketi başladığında, bu olgunun karşısında nasıl tutum alınacağı önemlidir. O hareketin eksikleri yanlışları olabilir, bazı katılımcılara yönelik itirazlarınız bulunabilir, hatta eylemin zamansız olduğunu düşünebilirsiniz.  

Eleştirilerinizi dile getirebilirsiniz… Daha ötesi bunun sonunun bir yenilgi olacağını da görebilir, değerlendirebilir ve ilan da edebilirsiniz… Bunları yapmalısınız da… 

Ama kitleleri yalnız bırakmanız asla kabul edilemez. Kitleler -sonuç olarak- haklı istemlerle harekete geçtiler mi asla yalnız bırakılmamalıdırlar. Kitlelere katılmanız ve artık “eleştirel tutumunuza son vermeniz'' gerekir.

Bu tutum sizin düşüncelerinize – sözlerinize- yazılarınıza, o kitle hareketi sürecinde ve sonrasında inanılmaz bir değer katacaktır. “Sosyal Mücadeleler Tarihi'' bunun çok değerli örnekleriyle doludur.
Öylesine çok örnek var ki.. Asya’dan Afrika’dan… Ama “Solcular'' için örnek vereyim.. Özellikle Türkiye Avukatlık Hareketi adına açıklamalar yapan önemli isimleri de bir ağabeyleri olarak aydınlatmış olayım.

68’li arkadaşlarımızın çoğu, o yıllarda sıkça verilen bir örneği hatırlayacaklardır; 1871 Paris Komünü karşısında –bu eylemin baştan yanlış olduğunu ilan etmelerine ve gerekçelerini açıklamalarına rağmen- Marks, Engels ve arkadaşları var güçleriyle Komün’e destek oldu ve fiilen katıldılar.

Saygı ve sevgilerimle..

(*) Avukat, Muğla Barosu eski Başkanı