Konuşmasını engelleyenleri uyardı: O gençlere zarar gelirse hesabını sorarız!

Tele1 ekranlarında Ece Zereycan’ın sunduğu Gün Bitiyor programının bu akşamki konuğu CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke oldu. Selin Sayek Böke, Boğaziçi Üniversitesi’nde yapacağı konuşmanın engellenmesi hakkında, “Eğer bizi Boğaziçi’ne davet eden gençlerin kılına zarar geldiği takdirde bunun hesabını soracağımızı herkesin bilmesini isterim'' dedi

TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA UYARISI

Selin Sayek Böke, AKP’nin özellikle 2013 yılından bugüne Türkiye’yi başta eğitim olmak üzere bir çok konuda kutuplaşmaya götüren bir politika izlediğini ve bunun çok büyük bir tehlike olduğunu söyledi. Başkanlık referandumunun bu kutuplaşmayı engellemek için fırsat olduğunu belirten Böke, “Eğer biz bilim konuşmayacaksak, farklı fikirlerden yeni fikirler üretebilen gençlerden yeni bir ülke yaratmayacaksak maalesef kötü bir durumda olacağız. Şunu bir kere dürüstçe ortaya koymak lazım: 15 yıldır yaşadığımız bir yarılma var ama 2013’ten bugüne daha fazla. Biz sonuna gelmiş bir iktidarın hırçınlığını yaşıyoruz. Herhangi bir gelecek kuramayacak iktidar zayıftır. Eğer biz bu referandum yoluyla bizi siyasetle ayrıştıranlara karşı bizi ayrıştıran siyasettir, bunu siyasete gösterelim demek için bir fırsattır'' şeklinde konuştu.

''BİRLİKTE YAŞAMAK İÇİN FIRSAT’

CHP Sözcüsü Böke, Anadolu’da yaptığı gezilerde bu kutuplaşmaya karşı çıkan ve bu referandumu kutuplaşmaya karşı çıkmak için önemli bir kitlenin varlığını gözlemlediğini belirtti. Böke, “Burada iki şeyi ayırmak gerekiyor. İktidar, sürekli toplumu terörist diye ayırırsa bu bir süre sonra davranış biçimlerine yansıyor. İktidardan terörist söylemi artınca il yönetimlerinden silahlı tehditler geldi. Bu hırçın siyasi dil kendisini fiziksel bir şiddetle toplumsal yapının içine çekiyor. Fakat bu sandık bir iktidar seçim sandığı olmadığını büyük bir kitle anlamış durumda. Bunu şimdiye kadar iktidar partisine oy vermiş seçmende de görüyorum. Her birinde yıllarca AKP’ye oy vermiş ve bundan sonra AKP’ye oy vereceğini söyleyen fakat bunun birlikte yaşamak için bir fırsat olduğunu düşünen geniş bir kitle var. Burada birbirimize el uzatabilirsek yeni bir geleceği kurma fırsatı yakalarız. Türkiye’de 4 kişiden 3’ü kendisiyle aynı partiye oy vermeyen kişiyle birlikte iş yapmak istemiyor, çocuklarının diğer partilere oy verenlerin çocuklarıyla oynamasını istemiyor. Bizim mutlaka hayırla bu kutuplaşmaya bir itiraz etmemiz gerekiyor. Ben buna açık milyonlar görüyorum'' ifadelerini kullandı.

SURİYELİ MÜLTECİLER

Selin Sayek Böke, Türkiye’de bulunan Suriyeli mülteciler hakkında da açıklamalarda bulundu. Böke, Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönebilmesi için gerekli ortamın hazırlanması gerektiğini vurgulayarak, “Bu toplumun 3 buçuk milyon insanı misafir edip ekmeğini paylaşması toplumun sağduyusuyla gerçekleşiyor, siyasetin başarısıyla değil. Bu insanlar kendi istekleriyle gelmedi. AKP’nin de yanlış dış politikaları yüzünden bu ülkedeler ve buldukları her fırsatta ülkelerine gidiyorlar. Bu yüzden bu insanların döneceği bir ülke yaratmaya çalışmak lazım'' şeklinde konuştu.

REFERANDUM SONRASI TÜRKİYE

Selin Sayek Böke, başkanlık referandumundaki olası sonuçlar hakkında da değerlendirmeler yaptı. Sonuç ne olursa olsun Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinin süreceğini vurgulayan Böke, “Hayır'' çıkması durumunda bu mücadelenin kolaylaşacağını ifade etti. Böke, “Evet de çıksa hayır da çıksa 17 Nisan’da aynı ülkeye uyanacağız ve bu ülkeyi demokratikleşme mücadelemize devam edeceğiz. Evet çıkarsa bu mücadelenin daha zor olacağı kesin. Fakat tek adam rejimine ikazla daha rahat oluruz. Evet çıkarsa sesimiz bugün olduğundan daha fazla kısılacak. Kutuplaşmaya onay almış, 2 buçuk yıldır yaşatılan fiili başkanlığın devamına onay almış bir iktidarla mücadele daha zor olacak'' dedi.

''İSTİKRAR’ VE ''GÜÇLÜ TÜRKİYE’ SÖYLEMLERİNE YANIT

Selin Sayek Böke, AKP tarafından dile getirilen “Güçlü Türkiye'' ve “istikrar'' söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Böke, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve başladığı dönemi “fiili başkanlık dönemi'' olarak değerlendirerek bu dönemin Türkiye’nin ekonomisine büyük zararlar verdiğini ifade etti.

Böke, “Türkiye güçlü bir ülke olsa başka bir ülkeye giden bakanı o ülkenin bakanıyla muhatap olur, polisiyle değil. İstikrar dediğiniz şey ise öngörülebilirlik demektir. Siz yarın uyandığınızda bu ülkede yapılacak siyaset konusunda bir öngörünüz varsa o zaman istikrar var denebilir. Türkiye’de her akademisyen bir sonraki KHK’da adım var mı diye tereddüt yaşıyor.Fiilen güçlü olduğunuz başkanlık dönemi işsizlik rakamlarında iyileşme sağlayamadığınız bir dönem. Bu dönemde 928 bin kişi işsiz kalmış. Bize sandıkta sorulan bu düzenin devam etmesini istiyor musunuz? Ben istemiyorum. Biz bu sandıkta işsizliğe hayır diyeceğiz. TL, son 2 buçuk yılda 150 para biriminin içinde en çok değer kaybeden 12’nci para birimiydi. Fakat 3 Ekim’den bugüne en çok değer kaybeden 4. para birimi. 3 Ekim’de ne oldu? Bakanlar Kurulu’nun ardından KHK’yı uzatma açıklaması yapıldı. Eğer Türkiye KHK’larla yönetilmeye devam edilirse TL’nin durumu ne olur? Eğer hayır çıkarsa bu durumu değiştirme fırsatı yakalayacağız'' şeklinde konuştu.