Küfür üzerine

Küfür üzerine

Küfür üzerine Sami Günal21 Mart günü “Nevruz'a Alternatif Bir Bakış'' başlığıyla bir yazı kaleme almıştık. Özet olarak, “Nevruz Kürt bayramıdır.'' diyen bir arkadaşımın savından hareketle “Elbette her toplumun kendi meşrebi çerçevesinde...

Sami Günal

21 Mart günü “Nevruz'a Alternatif Bir Bakış'' başlığıyla bir yazı kaleme almıştık. Özet olarak, “Nevruz Kürt bayramıdır.'' diyen bir arkadaşımın savından hareketle “Elbette her toplumun kendi meşrebi çerçevesinde anlamlandırmasına ve ritüellerine bir sözüm olamaz ve tahminlerin ötesinde saygı gösteririm. Bu apayrı bir konudur. Karşı koyuşum tekçi yaklaşımadır.''

Bu tekçi yaklaşıma karşı çıkıp “Dünya’nın çeşitli coğrafyalarında olduğu gibi Nevruz, Orta Asya ve İslam toplumlarının ortak bayramıdır. Sen, böyle tanımlarsan “milliyetçilik'' duyarlılığı olan insanlarda iticilik doğurursun. Böylece ''asgari müştereklerimizi’ de aşındırırız.''

Dedikten sonra, Nevruz’un pek dile getirilmeyen bambaşka bir yönünü işlemiştik. Ondan dolayıdır ki “alternatif bakış'' yaklaşımıyla yazımızı o cihette açımlamaya çalışmıştık. Bu açımlamadan önce de diğer toplumların anlayışlarını da tanımlayan açıklamalar yaptık.

Vay efendim, Nevruz’u hiçbir odağa mal etmeyip ortak bir haslet olarak yazan sen misin? “Okur Yorumları'' köşesine küllü kültürsüz bir cudam, küfür döşemiş. İlgili birimimizi uyarmam sonucu abc’nin yayın ilkelerine ters olan, gözden kaçmış bu küfür silindi.

Derin(!) bir kültür sahibi olduğu anlaşılan cudamın küfrünü yazım yanlışlarını da koruyarak aktarıyorum:   

“Nevruz değil Newroz,serefsiz barbar köpek soyu. Öğren!!!Newroz kürd halkinin bayramidir,nokta.sulandirma serefsiz.''

Aynı yazıya yazılan; Kürt ya da Türk olduğunu bilemediğim ki önemli de değil, Anadolu’ya yakışan bir entelektüel insanın yazım yanlışı sıfır olan yorumunu da aktarayım. Bu, düzeyli bir fikir sahibi olan okur, farklı bir bakış açısı sergilemiş. Bir eleştirisi olmuş olsa, beni yerden yere vursa ne çıkar! Geliştirir! Demiş ki:    

“Beşer'den İnsan'a

Evrim, ölümlü zalim beşerden ölümsüz adil İnsan'a yükselmektir. Peygamberler, bu yükselişin öğretileri olan kutsal kitapları getirirler. Veliler, bu öğretilerin öğretmenleri olarak beşerleri İnsan'a, Âli'ye doğru evrimleştirirler. Koşullar değişip Veliler gelemez olduğunda, Velilerin öğretmenliği ve rehberliği Cumhuriyet düzenine dönüştürüldü. Cumhuriyetin yetiştirdiği laik ve aydın kişiler, işte kutsal kitabın önerdiği örnek kişilerdir. Nevruz'un tek anlamı; beşerden, Âli İnsan'a yönelişti.''

Yukarıdaki cudamın fikirden yoksun pespaye küfrü vesilesiyle… Naçizane adımız not düşülerek matbuat hayatına katılmış kitabımızdaki bir yazımızı anımsadık. Kısaltarak takdim etmek istedim:

(…)  

Geçmişte okuduğum bir kitapta bir küfür cümlesi vardı. Yaşar Kemal’in “Sarı Sıcak''ı mıydı, yoksa Fakir Baykurt’un “Tırpan''ı mıydı, anımsayamıyorum. Öykünün ya da romanın kahramanı, öfkelendikçe, aynen şu yazım şekliyle, küfür ediyordu: “mına goduğumun…'' okurken ben tıfıl bir çocuktum ama hiç te rahatsızlık vermiyordu bana.

(…)

Bir tarihte, gezgincilik yaparken Hollanda durağında bir Hollandalı bana anlatmıştı: “Sizin bir Türk, benim anneme küfretti, anlamadım. Neden anneme? Benim annem yetmiş yaşında, ondan nasıl bir haz alabilir ki? Kız kardeşime sövseydi bir anlam yükleyecektim, bunu bana açıklar mısınız?'' demişti. Gel de açıkla!

Dünyanın tüm toplumlarında eğitim seviyelerine ve kültürel kodlanmalarına bağlı olarak az ya da çok oranda gündelik yaşam içinde argo-küfür temaları vardır ve kullanılır. Sadece hedefler farklı seçilir.

Şimdi, hedefi belirleyelim.

Toplumların ürettikleri birtakım değerler olur. Sahip oldukları/olduruldukları değerlerle gururlanır ve onları kutsarlar. Geleneksel toplumların tarıma ve el emeğine dayalı geleneksel üretim/değerleri olur. Geleneksel üretimde “ham emeğe'' dayalı iş gücü önem kazanır. Bu iş gücünde kadınlar daha da önem kazanır ve onlar metalaşır/mallaşırlar. Bunu en iyi biz biliriz.

“Ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen / Ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız / Ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki / Ve karasabana koşulan / Ve ağıllarda, ışıltısında yere saplı bıçakların / Oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar''

Aşırı sahiplenme ve hoyratça kullanma devreye girer. Bununla birlikte kadını kutsarız ve insanı vuran en can alıcı noktanın onun kutsalları olduğunu bildiğimizden onu hedef tutarız. En kutsalımız olan kadınımıza, anamıza küfrederiz… İnsan vahşi bir yaratıktır(?)

Fakat, neden bu kadar kutsanır ki topu yükün kadın kimliği?

Sanayileşmemiş, geleneksel toplumlarda sosyal kurumlar tam oluşmamış/gelişmemiştir. İnsan, doğası gereği, sosyal bir güvence olarak sığınılacak kurumlar arar. Bu kurumlar olamayınca… İşte, devreye “ana kucağı'' girer. Aşırı kutsamanın psikolojisinde/sosyolojisinde, ekonomi politiğinde bu “güvence'' ihtiyacı da yok mudur?

Ha, tabii “anne figürünün kutsallığı'' temasına hiç girmiyorum, itiraz etmiyorum. En yüce değerdir. Bu anlam hakkı zihnimizde saklı ve ayrı bir konudur.

Neden, geleneksel/İslam toplumlarında yere düşen “ekmek'' kutsaldır? Neden, öpülüp de duvar üstüne konulur? İşte, konuyu yakaladık! Onun en iyi bildiği tek üretim, tarım ürünüdür de ondandır. İnsanlar, ürettikleri şeyleri kutsarlar. Yani sahiplik duygusu devrededir. Matbaa neyimize, uzay mekiği neyimize, makine yapan makinalar neyimize?

Şimdi geldik geleneksel toplumların alternatifine ve onlar neye küfrederler?

Bizden önce, aydınlanmayı ve sanayileşmeyi becererek, makine yapan makine yapma devresine girmişlerdir. Neyle? “Akılla!'' İşte onların üretim tarzları/değerleri ve dolayısıyla kutsalları “akıldır.''

Nasıl ki bizim ürettiğimiz “buğday'' ve üretimin iş gücü unsurlarından biri olarak gördüğümüz “kadınlar'' kutsal ve şahsi değerlerimizdir ve onların üstüne titreyip kutsuyorsak, onlar da “aklı'' ön plana çıkartıp kutsamışlardır. O nedenle onların algısında en büyük hakaret, “akla'' küfretmektir. Anaya-avrada küfre direkt kızmaktan ziyade psikolojik köken aramaya çalışırlar.

Filmlerde de görmüşüzdür; onlar ya direkt “benliğe/kişiliğe'' yönelik olarak orta parmağı dik tutup diğer parmaklarını avuçlarının içine yumarak “havaya doğru'' bir tuşe hareketi yaparlar ya da işaret parmağını dik tutarak, diğer parmakları yumar, tabanca gibi şekil verip şakaklarını oyma hareketi yaparak “sen akılsızsın, aklına küfrediyorum.'' derler.

Görüldüğü gibi ortada; ana-avrat, bacı, kız-kızan yok.

Demek ki her toplumda küfür varmış ama hedefler, toplumların meşrebine göre değişirmiş. Kimisinde anaya, kimisinde kafaya…

Ha, benim küfürle aram nasıl? Haşa, asla küfür etmem(!) Trafikte “hayvansal'' teşbihlerle küfretmeyen kim ki? Fakat, küfürden ne çıkar ki? Sadece bir sibop görevi görür, kendini rahatlatırsın. Olayın, tarafımca mühimsenen yönü budur.

(…)

Oğlum üç dört yaşlarındaydı. Bir gün, kreş servisinde aldığımda ne dese beğenirsiniz? “Aneşi şikiiil anneşi şikiiil!'' aynen okuduğunuz gibi konuşuyor. Hem gülüyorum hem de bir panik içindeyim ki sormayınız! Güya steril bir çocuk yetiştireceğim! İçinde yaşadığımız toplumda kim masum kalabilmiş ki? Süleyman Demirel bir röportajında diyordu ki “Bilmez olur muyum? Yakası açılmadık küfürler bilirim, amma elden ne gelir, yerim dar.''

(…)

Sakın ola, dar yaklaşımlarla; gelişkin sanayi toplumları da buğday üretmiyorlar mı, onları da bir ana doğurmuyor mu vb. şeyler denilmesin. Biz, toplumların gündelik yaşamlarında ve tarihsel gelişim süreci içindeki kültürel evrimleşmelerinden söz ettik. Onların da cahili cühelası, avam takımı yok mu? Var.

Sahi son yıllarda beklenmedik tepelerde küfür tarzı bilinçli mi pompalanıyor yoksa az okumaktan, dağarcık yetersizliğinden mi ne?

Toplumsal evrimleşme “hoca-cemaat'' teşbihine mi hapsedildi ne?

"Küfür üzerine" haberi, 06 Nisan 2017 tarihinde yazılmıştır. 06 Nisan 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Küfür üzerine haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Küfür üzerine 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 26 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 03:33 Çağlayı tuzlayıp yemeyi unutacaksınız! Mardin’in meşhur lezzeti Firkiye tarifi
  2. 03:31 PUBG oyununda Erangel haritası değişiyor! Yeni güncelleme yolda
  3. 03:27 Türk Hava Yolları, 2023'te tüm zamanların rekorunu kırdı
  4. 03:24 Mehmet Şimşek açıkladı: Türkiye sahalara döndü; sıkıntılar geride kaldı
  5. 03:21 KKM'de hesabı olanlar dikkat! Faiz oranları değişti!
  6. 03:18 Kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olacak! İşte puf poğaça tarifi
  7. 03:16 Pastörize sütte kuş gribi virüsü bulundu!
  8. 03:13 Cam bezlerini çöpe atın, daha iyisini bulduk!
  9. 03:11 Ütü derdine son: Bu tarifi uygulayan ütüden kurtulur!
  10. 03:08 Galatasaray, Portekiz'in kariyerinde 129 gol ve 96 asist bulunan süper yıldızıyla anlaşıyor!
  11. 01:32 Ülkemizde de popüler olan ünlü tencere firması iflas etti: İşsizlik kapıda
  12. 01:28 Uzun yıllar boyunca tatlı anılar bırakan bir marka, resmi olarak iflas ettiğini duyurdu
  13. 01:24 Fernando Muslera'dan Beklenmedik Bir Karar: Emeklilik! Şaşırtıcı Açıklama Geldi!
  14. 01:03 Türkiye'nin Otonom Sistemler Fuarı'nda Gösterdiği Performans Avrupalıları ve Asyalıları Etkiledi!
  15. 00:55 Beşiktaş'ın Yeni Teknik Direktörü Belli Oldu, İmzalar Atılıyor!
  16. 00:54 Fenerbahçe'de İrfan Can Kahveci ve İsmail Yüksek'in transferi gündemde!
  17. 00:52 Resmi Gazete’de yayımlandı: Sağlık alanında 36 bin personel alınacak
  18. 00:50 TikTok resmen yasaklanıyor!
  19. 00:46 Akıllı telefon aklınıza bile gelmeyecek özellik: En az radyasyon yayan 20 telefon!
  20. 00:45 Emeklilere Sevindirici Haber: Kadir Aydar'dan 5 Bin Lira İkramiye Müjdesi!
ABC Kritik Haberleri