Masaya 'Amerikan Bayrağı' dikmek

Mustafa İlker GÜRKAN
Özel günler oluyor, “doğum günü'', "çocukların sınavı kazanmasını kutlamak''…

Ya da piknik yapıyorsunuz eş-dost geniş bir piknik sofrası kuruyorsunuz… Ortaya bir yere ya da yerlere birkaç “Amerikan Bayrağı'' dikmek… Bir de Ramazanda olan var…

Gelenektir “iftar sofraları''.. Güzel de bir gelenek… Çeşitli resmi-gayrı resmi kuruluşlar iftar yemekleri düzenler… Bir de “iftar sofrası için'' reklamlar yapılır… “Herşey Cola ile daha iyi gider“

Gazate sayfasında, TV ekranın da küçük sevimli bir piknik sepeti janarında size “gülümseyen'' bir tanıdık “Cola  şisesi'' … Sonra sepetler açılır, tabaklar dizilir sofraya yemekler gelir…bütün bunlar olurken softanın ortasına “Bayrak diker gibi'' bir ya da birkaç Cola şişesi konur…Görür-benimser ve biz de sofralarımızda uygularız bunu… Hele “İFTAR sofrasında'' ne işi var demek kimsenin aklına gelmez…

Nazım Ünlü şiirinde

“Ne tuhaf şey Taranta - Babu! 
Kapımızdan içeri ölüm 
kolonyal şapkasına 
bir bahar çiçeği takıp girecek... “ diyor…

Girmiş bile…Üstelik ellerimizle- gönlümüzle ağırlamışız onu…

Yani “Rızanın imalatı''… Yani “Piyasa ekonomisi''… Yani “Sosyal devletin tasfiyesi''…

Kutluyoruz..Seçim ya da maç kazanmışız… Garson soruyor; “İçecek Ne alırsınız?''… “Biz içki içmeyiz, Cola, meyvesuyu falan getir…'' Ve getiriyor bir kocaman Cola şişesi.. O sevimli bilmem kaç yıllık şişe modelinin biraz iricesi… “GÜMmmm!..'' diye.. Bir bayrak gibi masanın ortasına koyuyor .. Artık; koyuyor mu? Dikiyor mu desek… Hiç eksik olmuyor masadan, biterse tazeleniyor…

Eğer devlet büyüğü falansak –yani politikacı-  soframızda “adı ya da simgesi“ görünmez.. Ayaklı “Şarap ya da Bira'' bardaklarında gördüğümüz coco-kahverengi içicekler işte O’dur…Ve sonra hep beraber kaldırıyoruz kadehleri…''Şeref’e''… Kimin şerefine?...