MEB Müsteşarı: Evrimi çıkardık, cihadı ekledik, müfredat hafifledi

MEB Müsteşarı: Evrimi çıkardık, cihadı ekledik, müfredat hafifledi

MEB Müsteşarı: Evrimi çıkardık, cihadı ekled... Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin, yeni eğitim müfredatı taslağına yönelik eleştirileri değerlendirdi. Habertürk’ten Kübra Par’a konuşan Tekin; din derslerinin artırılması, evrim teorisinin müfredattan çıkarılması,...

Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin, yeni eğitim müfredatı taslağına yönelik eleştirileri değerlendirdi. Habertürk’ten Kübra Par’a konuşan Tekin; din derslerinin artırılması, evrim teorisinin müfredattan çıkarılması, Atatürkçülüğün müfredattan çıkarılması eleştirilerine yanıt verdi. Tekin, evrim teorisinin çıkarılmasını “Çocukların düzeyinde konuşulacak ve anlatılacak bir teori değil'' diye savundu.

Yeni müfredatın dindar nesil yetiştirme kaygısıyla hazırlandığı eleştirisine “Ben birey olarak çocuğumu dindar yetiştirmek isterim ama müfredatı öyle yapamam. Niyet okuması yapılıyor'' diyen Tekin; müfredata giren “cihat'' kavramının da “çalışmak, çaba göstermek'' anlamında kullanıldığını iddia etti.

Darwin, Freud ve Marx’ın müfredattan çıkarılmasını “Müfredatı hafiflettik'' diye savunan Tekin; okullardaki imam hatipleştirme oranının da normal seviyede olduğunu iddia ederek, “28 Şubat’tan önceki noktaya geldi'' dedi.

Parası yeten ailelerin çocuklarını özel okula göndermeyi tercih edişi, devlet okullarının yetersiz olduğu algısı sorulan Tekin, devlet okulları ile özel okulların denk olduğunu söyledi.

Yusuf Tekin’in Habertürk’teki röportajından ilgili bölümler şöyle:

Neden müfredatı değiştirme gereği duydunuz?

Müfredat teknolojik, ekonomik, bilimsel ve sosyal alanlardaki gelişme­lere göre belirli aralıklarla güncellen­melidir. Diğer ülkelerde de ortalama 7 yılda bir müfredat değiştiriliyor. Bizimki en son 2005’te değişmişti. 2014 yılı başından itibaren öğretmenlere, öğrencilere, velilere ve okul yönetici­lere bir anket uyguladık ve “Çocuğun kendi yeteneklerini geliştirmesi açısın­dan bu müfredat uygun mu?'' diye sor­duk. Yeterince demokratik olmadığı, bilimsel gelişmelere kapalı, güncelli­ğini yitirmiş ve en önemlisi de dayat­macı ve ezberci olduğu yönünde sonuçlar çıktı. Bunun üzerine, akademisyen ve öğretmen­lerle bir araya gelerek ne gerektiğini konuştuk.

Müfredatı yazan ekipte kimler vardı?

51 program demek, 400’ün üzerinde ders demektir. Komisyonumuzda, 6 binden fazla öğretmen ve öğretim üyesi görev yaptı. Her alanda komisyonlar kurduk. Gizli kapaklı bir şey yapmadık. En az 1 milyon kişinin fikrini sorduk. Söyleyecek sözü olan herkese kapımız açıktı. Askıya çıkmadan önce sivil toplum örgütü ve üniversitelerden görüş istedik. Entelektüeller ve gazetecilerle de tartıştık. 10 Şubat tarihine kadar görüş bildirmek isteyenler bize ulaşabilir.

“Niyet okuyuculuğu yapıyorlar''

Seküler kesimden de görüş aldınız mı?

Çağırdığımız akademisyenlerin etnik ya da dini kimliğine bakmadık, sadece akademik yetkinliklerini dik­kate aldık. Sendikal aidiyetlerine bile bakmadık. Hatta bazı akademisyenler, hükümetle birlikte anılmamak için “Bizim sizinle ortak çalıştığımızı söylemezseniz mutlu oluruz'' dediler.

Böyle diyorsunuz ama yeni müfredatın ideolojik bir bakışla hazırlandığı eleştirisi dile getiriliyor.

Niyet okuyuculuğu yapıyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı mevcut hükü­mete bağlı olduğu için “Bunlar yapsa yapsa ideolojik bir şey yapar'' mantı­ğıyla eleştiriyorlar. Bu, kolaycılık ve tembelliktir. Zahmet edip taslağı okuyarak herhangi bir cümlesinden ideolojik bir çıkarımda bulunan biri olursa, o önermeyi bize getirsin lütfen. Haklılık payı varsa düzeltiriz ama hiç okumadan eleştirmek haksızlıktır.

Din dersi arttı, sosyoloji seçmeli oldu

“Eski müfredat Türk-İslam sentezine dayanıyordu. Şimdiki müfredat ise ağırlıklı olarak İslami kaygılarla hazırlandı. Dindar, sağ, muhafazakâr bir gençlik yaratılmak isteniyor'' deniliyor. Bu müfredatla dindar bir nesil yetiştirmeyi mi hedefliyorsunuz?

Kesinlikle yanlış! Bakın, ben birey olarak çocuğumu dindar olarak yetiştirmek isterim ama Milli Eğitim Bakanlığı müfredatını öyle yapamam. Böyle bir kaygım veya çabam olamaz. Bu çok açık ve net. Ama insanlar “Yusuf Tekin çocuğunu böyle yetiştirmek istiyor, o zaman bütün çocukları böyle yetiştirecek'' diye niyet okuması yapıyor. Bu çok yanlış. Kamu görevi başka, özel hayatımız başka. Yeni müfredatın dini kaygılarla hazırlandığını söylemek kesinlikle haksızlıktır. Biz bilimsel anlamda etkin, öğrendiklerini hayata geçirebilen çocuklar yetiştirmek istiyoruz.

İlköğretim ve lisede toplam 33 farklı din dersi var. Buna karşılık sosyoloji ya da psikoloji gibi dersler sadece 11. sınıfta ve seçmeli olarak okutuluyor. Din derslerinin sayısı neden bu kadar arttı?

Elmalarla armutları karıştırmamak lazım. Çok fazla ders var gibi gözükse de haftada 1 saati zorunlu. Diğerleri sadece seçmeli derstir.

“Dindar kesimden eleştiri alacağız''

“Ateizm ve sekülerizm, satanizmle beraber bir inanç sorunu olarak anlatılacak'' diye bir haber okuduk. Böyle yapacaksanız, bu ideolojik bir yaklaşım değil mi?

Bu çok büyük bir yalandır çünkü daha din dersi askıya çıkmadı. Bu, niyet okuyuculuğunun en bariz göstergesidir. Eski müfredatta varsa o başka… Zaten onu değiştirmeye çalışıyoruz.

Din kültürü ve ahlak bilgisi müfredatı nasıl olacak peki?

Türkiye’den bazı velilerin açtığı dava neticesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir karar verdi. Ale­vilikle alakalı AİHM’nin önerdiği değişiklikleri hayata geçiriyoruz. Komisyona, Alevi Bektaşi Federasyo­nu’ndan temsilciler davet ettik. Çok güzel bir müfre­dat oldu ama muhtemelen Atatürkçülük eleştirisine benzer şekilde bu sefer de dindar kesimden eleştiri alacağız. Orada da kazanımlar azaltıldı. Çocuklarımı­zın seviyesine göre dersler verilmesini amaçlıyoruz.

Diğer dinlere dair değerler yok ama cihat var

Halloween ve Christmas gibi başka bir dine ilişkin kutsal günler, artık müfredatta olmayacak. Nedenini, kültürel yozlaşma yaratması olarak göstermişsiniz. Okullarımızda Hıristiyan çocuklar da okuyor. Onlara ait değerleri neden çıkardınız?

Çıktığı doğru mu, tam bilmiyorum. Bize özgün Cumhuriyet Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı, Kurban ve Ramazan Bayramı daha çok yer aldığı için böyle bir eleştiri yapılıyor olabilir. İngilizce müfredatta sadece onlar değil, bunlar da vardır.

''Cihat’ kavramının yeni müfredata girmesi de tartışma yarattı.

Cihat son zamanlarda biraz daha siyasal bir kav­ram halini aldı. Ama aslında cihat kelime olarak çalışmak, çaba göstermek anlamına gelir. Nerede geçtiğini bilmiyorum ama ideolojik veya siyasi bir çağrışım yapacak şekilde kullanıldıysa düzeltilir.

“Atatürk’ün vatan sevgisini anlatmak ne kadar peda­gojiktir?''

Atatürk’ün vatan-millet sevgisiyle, Atatürk önderliğinde kazanılan hak ve özgürlükler müfredattan neden çıkarıldı?

Bu da bir diğer şehir efsanesi. Atatürk, hepimiz için ortak bir değerdir. Bu gibi değer­leri çocuklarımızın seviyelerine uygun sınıf­larda vermeyi, pedagojik olarak daha uygun bulduk. İlkokul 1. sınıfa başlayan bir çocuğa Atatürk’ün vatan sevgisini anlatmak ne kadar peda­gojiktir? 1. sınıftan çıkar­dık ama 4. sınıfta konuyu genişlettik. Bu sadece Ata­türkçülükle alakalı da değil. Matematik dersinde de fen bilgisinde de böyle yapıldı. Çocukların algı düzeyinin üzerinde olan kazanımlar, uygun sınıflara aktarıldı.

Daha doğrudan sorayım, Atatürkçü nesil yetiştirmemek için mi bunları çıkarıyorsunuz?

Bu sonucu çıkarmak yanlış. Hepimiz Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in birer vatandaşıyız, Atatürk’e eşit düzeyde vefa duyuyoruz. Birileri “Siz Atatürk’ü sevmiyorsunuz, saygı duymuyor­sunuz'' diyerek diğer toplumsal kesimleri ötekileştirme eğilimin­deler. Oysa biz, en az diğer gruplar kadar Atatürk’ün temel değerlerine sahip çıkan insanlarız. Biz de bu Cumhuriyet’in bekası için çaba sarf ediyoruz. Bunu görmezden gelerek Atatürk’ün oluşturduğu Cumhuriyet’in temel referanslarını hiçe saydığımızı düşünenler haksızlık ediyor.

“Evrimin bilimselliği tartışmalı, çocukların düzeyine uygun değil''

Biyoloji derslerinden evrim teorisini neden çıkardınız? Biyoloji öğretmenleri “Evrim teorisi olmadan kalıtımı, canlıların çeşitliliğini nasıl anlatacağız. Suriye ve Ürdün dahil, evrim teorisi tüm dünyada işleniyor'' diye itiraz ediyor…

Tersini düşünen, bilimselliği tartışmalı olan bu teorinin ilkokul ve ortaokuldaki çocuklara anlatılmasını doğru bulmayanlar da var. Çalıştığımız akademisyenler içinde bu karara karşı olan da katılan da vardı. Doğa tarihiyle ilgili olan kısımlar farklı bir formatla ele alındı. “Dünyada bütün ülkelerde okutuluyor'' eleştirisine katılmı­yorum, öyle olsa geri adım atmazdık. Akademik düzeyde bu teorilerin anlatıl­ması doğaldır ama ilkokul ve ortaokul düze­yinde binlerce bilimsel teoriden hangilerini anlatıyoruz ki evrim teorisini de anlatalım?

Açık konuşalım, evrim teorisini İslami kaygılarla mı çıkardınız?

Hayır, dini gerekçeler göz önünde bulun­durulsaydı, evrim teorisine karşı olanların yaratılışla ilgili önerileri konulurdu. Asıl, evrim teorisinin geçmişte hangi ideolojik gerek­çelerle müfredata konulduğu tartışılmalı.

İyi ama bunun ideolojik değil bilimsel bir tercih olduğu söyleniyor.

Ben evrim teorisinin bilimselliğini tartış­mıyorum, o konuda yetkin de değilim. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı olarak şunu söy­lüyorum; evrim teorisi, bizim eğitim verdiği­miz çocukların düzeyinde konuşulacak ve anlatılacak bir teori değildir. Çocuklarımız o teoriyi yükseköğrenimde öğrenebilirler.

Tepkileri dikkate alarak müfredata yeniden koyma ihtimaliniz var mı?

Hayır, ihtimal dahilinde görmüyorum.

Darwin, Freud, Marks ve İbn-i Rüşd gibi düşü­nürlere yer verilmemiş. Çocuğun kuşkuculuğunu, yaratıcılığını besleyen nok­taların çıkarıldığı ve pozi­tivizm karşıtı bir anlayışla hazırlandığı eleştirisi var…

Kesinlikle yanlış. Yaratıcı­lığı ya da analitik düşünmeyi çıkarmaya değil tam tersi onu geliştirmeye çalışıyo­ruz. Bu eleştirilerin hiçbirine itibar etmiyorum. Tam ter­sine, bence Darwin’in ya da Freud’un olmamasını eleştiren kişi ideolojik yaklaşıyor. Ünite sayısını azalt­tık çünkü bütün derslerdeki müfredatı hafif­lettik. Ezberciliği azaltmaya çalışıyoruz.

Orta öğretimde pek çok okulun imam hatiplere dönüştürülmesi tartışma yaratmıştı. İmam hatip liselerinin sayısı niye bu kadar arttı?

Sizce Türkiye’de lise öğrencilerinin yüzde kaçı İmam Hatip’e gidiyorsa rakam çoktur?

Bu bir branş okuluysa, herhalde %5.

Hayır bunlar branş okulu değil, normal lise. Sadece dini hassasiyetleri daha yüksek olan velilerin çocuklarını gönderdiği bir lise. 28 Şubat olduğunda toplam öğrencilerin yüzde 12’si İmam Hatip’lerde okuyordu, bu %1’ler mesabesine düşürüldü. Türkiye’de imam hatiplere talep yüzde 12 civarında. Şu anda ortaokul ve lise düzeyinde imam hatipleşme oranı yüzde 11-12. “Çok imam hatip açıldı deniyor'' ya, öyle bir şey yok. 28 Şubat’tan önceki noktaya geldi.

Bazı okulları İmam Hatip’e dönüştürmenize velilerin tepkileri olmuştu.

Oradaki ortaokullar eskiden ilkokuldu. O tepkilerin çok büyük çoğunluğu ilkokul, orta okul ve lisenin ayrılmasına karşıydı. İlkokula başlayan 66 aylık bir çocukla, 8. sınıftaki 14-15 yaşındaki çocuğun aynı okulda okuması pedagojik olarak doğru değil. Bazılarını ilkokul, bazılarını ortaokul, bazılarını da imam hatip yapmışızdır. Bunun dışında bazı illerde bize sorulmadan değişiklikler olduysa da bakanlığımız müdahale etti. Çok köklü bir lisenin imam hatip lisesine dönüştürülmesine müsaade etmedik. Bu konuda da çok hassas davrandık.

"MEB Müsteşarı: Evrimi çıkardık, cihadı ekledik, müfredat hafifledi" haberi, 05 Şubat 2017 tarihinde yazılmıştır. 05 Şubat 2017 tarihinde de güncellenmiştir. Eğitim kategorisi altında bulunan MEB Müsteşarı: Evrimi çıkardık, cihadı ekledik, müfredat hafifledi haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. MEB Müsteşarı: Evrimi çıkardık, cihadı ekledik, müfredat hafifledi 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Eğitim konusunda 11 Mayıs 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 03:24 Sürüden ayrılanı kurt kapar atasözünün anlamı
  2. 03:23 Su testisi su yolunda kırılır atasözünün anlamı
  3. 03:22 Söz gümüşse sükût altındır atasözünün anlamı
  4. 03:19 Sinek küçüktür fakat mide bulandırır atasözünün anlamı
  5. 03:14 Bilim insanları duyurdu: Dünya'nın içindeki bir gezegen keşfedildi
  6. 03:10 Ücretsiz Spotify kullanıcıları için kötü haber: Bu özellik sadece Premium abonelere sunulacak
  7. 03:04 Turistler Antalya'yı bıraktı Konya'ya koşuyor!
  8. 03:01 9. Yargı Paketi'nin taslağı belli oldu
  9. 03:00 Güneş yüzeyinde patlama: Şiddetli jeomanyetik fırtına bekleniyor!
  10. 02:58 Galatasaray 33 milyon euroluk bombayı patlatmak için harekete geçti!
  11. 02:55 Sona kalan dona kalır atasözünün anlamı
  12. 02:36 Belediyenin yardımları devam ediyor: İşte Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin sunduğu hizmetler!
  13. 02:08 Beşiktaş'ın tarihine damga vurmuştu: Yeni kulübü şimdiden belli oldu!
  14. 02:08 ABD'den açıklama: "İsrail, Gazze’de uluslararası hukuku ihlal etti demek makul"
  15. 01:50 Beşiktaş 95 euroluk dünya yıldızının bomba transferi için hazırlanıyor!
  16. 01:50 Bakan Tunç: “Özgür Filistin için önemli bir adım”
  17. 01:49 Artık tablet, oyun konsolu ve modemler de TSE onaylı yenilenecek!
  18. 01:47 20 bin öğretmen ataması detayları belli oldu: E-Devletten bunu yapmayı unutmayın!
  19. 01:45 Gece limonu diyeti: Bu kilo verme yöntemiyle hayallerinize kavuşabilirsiniz!
  20. 01:43 Tencerelerin içinde kepçe ya da kaşık bırakmayın!
Eğitim Haberleri