Memleketimdem cehalet manzaraları

Prof. Dr.Coşkun Özdemir

Bu yazıyı Türkan Saylan’ın ölüm yıl dönümünde yazıyorum. Bu akşam onu yıllarca benzersiz bir özveri ile başkanlığını yaptığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin düzenlediği toplantıda Nebil Özgentürkün hazırladığı belgeselle anacağız

“O’nu cehennemde zabaniler karşılayacak Atatürkçüleri de yanına çağırsın.'' Bu, ölümü üzerine bir dinci milli irade temsilcisinin Saylan’a seslenişi.

“K.ltak kız utanmıyor musun o kıyafetinden ? Atletizm şampiyonu olacağına İslam’ın şampiyonu olsaydın.'' Bu da Avrupa 110 engelli şampiyonu olan Nevin Yanıt’a sesleniş.

“Sömürgede dinimizi inancımızı daha iyi yaşardık'' İki genç kızımız TV programında Atatürkü değil Humeyni’yi sevdiklerini söylüyorlar ve Atatürk olmasaydı sömürge olurduk itirazına karşı bu cümleyi sarf ediyorlar.

“Bizi okumuşların şerrinden koru yarabbim.Okumuş oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor. Cahil ve okumamış halka daha çok güveniyorum.'' Bir imamın ifadesi.

Sayın hoca “Türk milleti Atatürkün öncülüğünde Allah’ın yolundan sapmıştır. Yeniden Allah’ın nizamını kurabilmek için burayı artık bir darül harp bölgesi ilan ediyoruz.'' Üniversite öğretim üyelerine gönderilen bir mektuptan.

“Bir kadın giyinip süslenip yalnız sokağa çıkarsa rastladığı her erkekle zina etmiş sayılır.'' İslam adına fetva veren bir görevli vatandaş.

“Kadının sesli gülmesi, kahkaha atması dinen uygun değildir'' Bir devlet adamı.

Nişanlıların el ele tutuşması bir odada yalnız kalması dinen caiz değildir.'' Diyanet İşleri başkanımız.

“Müziğin her türlüsü günahtır. İçinde kadın sesi varsa günah artar. Elinizde bir sopa var da onu ahenkli bir şekilde yere vurursanız o da günahtır.'' 3 Üniversite profesörü.

“Hocam Allah’ın izin verdiği akraba evliliği neden sakıncalı olsun.'' Kronik hastalıkları olan aileleri bilgilendirme toplantısında vatandaşın itirazı.

Ülkemizde akraba evliliği özellikle doğu ve güney doğuda çok yaygın. Kız isteme durumları bazen kanlı sonuçlanabiliyor. Mardin’de bir düğünde 44 kişi öldürüldü. Töre cinayetleri de çok olağan geleneklerimizden.

Tedavisi olmayan genetik hastalıklar için bilgilendirme toplantılarımızı dinleyenler sahte uydurma çarelere başvurmaktan geri durmuyorlar. Bir aile, hasta çocuğa zeytinyağı sarımsak karışımı, ikinci aile kasları kuvvetlendirir varsayımı ile Alabalık ,üçüncü aile kuzu pisliği sürüyor. Bu sonuncu aile “Hocam ama bahar kuzusu lazımmış onu bulamadık'' diyor.

Bizim derneğin tekerlekli sandalye kullanan hastaları nadiren otobüslere binme fırsatı buluyorlar. Onları içeri alabilen az sayıda otobüs var. Şiir yazan engelli kızlarımızdan biri otobüse binmek isterken şoför ona “yahu senin ne işin var dışarılarda otursana evinde'' diye sesleniyor. Engelliye yaklaşımımız da genellikle böyle.

Çocuk gelin çocuk damatlardan başlık paralı kız alışverişlerinden töre cinayetlerinden vazgeçemiyoruz.

TÜBİTAK’ın bilimsellikten uzaklaştığına dair örnekler var. Darwin ,evrim benimsenemiyor.

Ülkeyi derinden sarsan FETÖ olayını nasıl izah edersiniz? Binlerce hakim, savcı, general, profesör ,öğretmen neyin peşindedirler Allah aşkına? Aklınıza CEHALET sözcüğü gelmiyor mu? Bütün bunlar akıl, bilim, çağdaşlık, kitap, aydınlanma yoksunluğundan değil mi? İslam dünyasının hali ortada değil mi? Peki var mı bir önlem? Seviyesi düşük siyasi tartışma ve atışmalar ortamında bu halkı aydınlatıcı, bilgilendirici; akla, bilime ve mantığa yaklaştıran bir çaba görüyor musunuz? Yüksek binalar, gökdelenler, duble yollar tüneller iyi ama cehaletten kurtarmıyor ki. Düşünen, soran, doğruyu arayan, kuşku duyan, sorgulayan, eleştiren durmaksızın okuyan ve öğrenen insan yetiştiriyor muyuz? İnsani gelişmişlikte, fikir özgürlüğü, basın özgürlüğünde, kadın haklarında neden en gerilerdeyiz? Bunu ciddiye alıp çare çözüm arıyor muyuz? Yoksa imamın söylediği gibi okumuş, düşünen insan tehlikeli mi? Cehalete ve Emperyalizmin sömürüsüne karşı halkın desteğini almak planımız var mı? Cehaletimizden, batıl inançlarımızdan, geri kalmışlığımızdan yararlandıklarına şüphe var mı? Nedir bu bitmez tükenmez kadın cinayetleri? Benim yurttaşım nasıl bu kadar kolay cinayet işliyor? Hem de 28 bıçak darbesi ile? Ne kadar çok intihar eden var. Bunlar çok yinelediğim Atatürk’ün ölümünden ve II. Cihan Harbi’nden sonra başlayan eğitime, köy enstitülerine, halkevlerine vurulan darbenin sonuçlarıdır. Bu; bilimden, akıldan, bilimsellikten uzak yaratılan sağlıksız toplumun ürünleri. TV’lerin açık oturum konuşmacıları çok şey biliyor, çok şey söylüyorsunuz, ama benim halkım bilmiyor, anlamıyor. Lütfen benim şu dile getirdiklerimi de konuşup tartışın. Ana okulunda takkeli sarıklı bebeler. Sigara tüketiminde, cep telefonu kullanımında, TV seyrinde antibiotik kullanımında birinciyiz. Takılıyorum sigara içenlere “bari bu birinciliği kaçırmayalım devam edin'' diye. Çok köklü bir eğitim programına acilen ve şiddetle ihtiyacımız var. Bir bölümünü sıraladığım Türkiye gerçeklerini görmezden gelmeyelim ve hep birlikte oy kaygısı olmadan çare çözüm arayalım. İlk büyük hedef AYDINLANMA.