Müslümanların bilimle imtihanı

Müslümanların bilimle imtihanı

Müslümanların bilimle imtihanı Prof. Dr. Mahmut YANAR ([email protected])Dinler arası üstünlük kurmak doğru mu??Bugün Müslüman toplumların tamamına yakınının bilim ve teknolojiden uzak, demokrasi ve temel insan haklarından yoksun oldukları esas alınarak...

Prof. Dr. Mahmut YANAR ([email protected])

Dinler arası üstünlük kurmak doğru mu??

Bugün Müslüman toplumların tamamına yakınının bilim ve teknolojiden uzak, demokrasi ve temel insan haklarından yoksun oldukları esas alınarak İslam’ın yapısal olarak yeniliğe kapalı olduğu, Avrupalıların ise parlak olan son 500 yıllık tarihi göz önüne alınarak ırk ve dinlerinin bilim ve teknolojiye daha yatkın olduğunu savı pek çok çevrelerce kabul görmektedir. Ortadoğu’da yaşanan katliamlar ve IŞİD’in yaptıkları da bu kabulü güçlendirmektedir. Ama uygarlık tarihine baktığımızda gerçeklerin hiç de öyle olmadığı, şu anda sahip olduğumuz tüm değerlerin insanlığın ortak mirası olduğu, Afrikalı zenciden Amerikalı Maya toplumlarına, Hıristiyan toplumlardan, Müslüman toplumlara kadar her kesimin bunda katkısı olduğunu görmekteyiz. Tarih bize her toplumda iniş ve çıkışların olduğunu, bunun dinin türü ve niteliği ile bir ilişkisinin olmadığını göstermiştir. Din toplumlara rengini vermez, aksine rengini toplumdan alır. Toplumsal dinamiklerin öznesi değil, nesnesidir. Asıl belirleyiciler coğrafik, ekonomik ve sosyolojik nedenlerdir. Bu nedenle dinleri toplumsal gelişmişliğin veya geriliğin bir unsuru olarak görmek veya sorgulamak doğru değildir.

Dünyada ilk uygarlıkları kimler kurdu?

İnsan uygarlığındaki niteliksel sıçrama, avcı-toplayıcılıktan yerleşik düzene geçilmesiyle birlikte ilk olarak MÖ 8.500 yılında Mezopotamya’da başladı. Bu bölge insanları daha sonra Sümerliler, Babilliler, Hititliler, Asurlular ve Persler gibi dünyanın ilk uygarlıklarını kurdular. Yazının icadı da bu döneme rastlar. Avrupa ise yerleşik düzene kendi başına bağımsız olarak değil, Mezopotamya toplumlarından etkilenerek MÖ 5.000 yılında ancak geçmiştir. İngilizlerin bu döneme geçişleri ise daha geç olmuştur (MÖ.3500).  Avrupa’nın bildiğimiz anlamdaki Batı uygarlığına geçişleri de yine Mezopotamya üzerinden, MÖ 547 yılında Tales’in, Mısır ve Babil’den almış olduğu pek çok bilgiyi alıp Milas’a getirmesiyle başladı. Bilim Avrupa coğrafyasında 1.500 yıl kadar parlak bir gelişmeden sonra, MS 1.000 ile 1.450 yıllarında skolastik düşünce ve kilisenin ağır baskısıyla ortaçağ karanlığına saplandı. Bilimin yönü bu kez tekrar Batı’dan Doğuya, yani bilimin doğduğu yere, Mezopotamya ve Müslüman toplumlara doğru çevrilmeye başladı, ta ki Rönesans’a kadar.   

Müslüman toplumların uygarlığa katkıları olmuş mudur?

Tarih, bir zamanlar Arap/Müslüman toplumların da çok önemli uygarlıklar kurduklarına tanıklık etmiştir: Avrupa toplumları ortaçağ karanlığında iken, Müslüman toplumlar bugünün aksine, bilim ve teknolojide ön saflarda yer alıyordu. O dönemlerde okuma yazma oranı zamanın Avrupa toplumlarından çok yüksekti. Dünyanın en zengin kütüphanesine sahiptiler. Antik Yunan filozofları ve Hint bilim insanlarının kitaplarını Arapçaya çevirdiler. Bilime saygıları vardı. Herkesin dilediği gibi düşünüp inanmasına izin verilirdi. Bilginin gücünü, bunun refah ve zenginlik getireceğini bildikleri için tüccar ve halifeler bir kitap için 1000 altın dinar dahi ödeyebiliyordu. Eğer Nobel ödülü o zaman verilseydi, kuşkusuz bunların tamamını Arap/Müslüman bilim insanları alırdı. Bu coğrafyada Araplarla birlikte pek çok İranlı ve Musevi bilim insanları evren ve onun işleyişi konusunda serbestçe tartışıyorlardı. Avrupa ise tarihin bu aralığında aklın özgür olmadığı skolastik düşüncenin karanlığında boğuluyordu. Bilimden tamamen uzaklaşılmış, doğa ve toplumsal olaylar artık hurafelerle açıklanmaya başlanmıştı. Mezhep savaşları bugünün Arap coğrafyasından farklı değildi. Tabii ki bilim sevildiği yerde kök salardı. Nitekim öyle de oldu. Eski çağın kültürü İtalya’da, Bizans’ta sönerken, Arap coğrafyasında yeni bir kültür doğuyordu.  Hilal’in gölgesi Haç’a düşmüş, Ezan’ın sesi Çan’ın sesini boğar olmuştu.

Macellan’dan çok önce Suriyeli Ebu’l Fida, Kopernik’ten çok önce El Biruni, Darwin’den çok önce Cahiz (776-868) ve İbn Miskeveyh (?-1030), onların bulduğu şeyi önceden keşfetmişlerdi. El Gazen kum saatleriyle zaman ölçüyor, Astronomik aletlerle güneşin yolunu doğru olarak saptıyordu. Değirmenleri, yelkenleri, trigonometriyi icat ettiler, sulama yöntemlerini geliştirdiler. Matematik, geometri ve astronomide çok önemli gelişme sağladılar. Kimya ve metal sanayinde önemli adımların atılmasında öncülük ettiler. Çin’den barutu ve kağıdı Avrupa’ya tanıtanlar Müslümanlardı. Aristo’yu zamanında Avrupalılardan daha iyi özümsemişlerdi. Yunan bilginlerini Yunanistan’da Arap sanırlardı. Bu nedenle de Arşimed’e Arapça anlamında Arşimedin deniyordu. 

Ebu Cafer Muhammed Bin Hasan Bin Nasreddin (1201-1274)’in matematik, astronomi ve felsefe alanında çok önemli eserleri olmuştur. Ebu Ali Sina ve Farabi birer Türk İslam filozofu olarak özellikle biyoloji ve evrim konusunda Avrupa’yı etkilemiştir. Mevlana ve İbni Haldun üzerinde de önemli etkileri olmuştur. İbni Haldun Sosyolojinin babası olarak bilinir. Pek çok araştırmacı İbni Haldun’u aynı zamanda diyalektik felsefenin ve tarihsel materyalizmin öncüsü olarak tanımlar. Devvani ve Kınalızade Ali Efendi de (1500) evrim konusunda İbni Haldun’dan etkilenmiştir. Daha sonra pek çok İslam düşünürü evrim konusunda açıklamalarda bulunmuştur. Musa el Harezmi (780-850) , Ebu Maşer (787-886),  El-Kindi (796-870), Ahmed El–Fergani (?-861),  Ebul Hasan Zencani (1250), El-Avfi (1171-1253), Ebu Süleyman Müsti  (?), Farabi (870-950) ve İbni Sina (980-1037) bilim dünyasına damgasını vurmuş diğer önemli İslam aydını ve bilim insanlarıdır.

Müslümanlığı yayılmasının itici gücü neydi?

Yayılmacılık güçle, güç ise bilim ve teknoloji ile olur. Nitekim öyle de oldu. Müslümanlar yarım yüzyıl gibi kısa bir sürede bilimden aldıkları güçle Kuzey Afrika’dan Hindistan’a kadar geniş bir coğrafyayı egemenlikleri altına aldılar. Bilim ve teknoloji demek refah ve nitelikli yaşam, kısaca zenginlik demekti. Bu nedenle Arap ordularının arkasından tüccarlar yürüyordu. Nedeni de buydu zaten. Ve bu fetih Arapları zengin yaptı. Zamanın Arap dirhemi, bugünün dolarıydı. Bugün pek çok Avrupa dillerinde yer alan kervan, ambar, mağaza, dara, amiral, karabiber, zencefil, karanfil gibi sözcükler Arapçadan geçmedir.

Kısaca orta çağda MS 1.000’ li yıllardan 1.450 yıllara değin bilim ve teknolojinin gelişip kök saldığı yer, Kuzey Afrika’dan Hindistan’a kadar yayılmış olan İslam toplumlarında idi. Avrupa ise tarihin bu aralığında ölü bir denizden farksızdı. Ama daha sonra Doğuda kültür ışığı sönmeye başladı. Bağdat’ta filozof El Gazali bilginin gereksiz, aklın güçsüz olduğunu söylüyordu. Bu sefer bilimin yönü tekrar değişmeye başladı. 

Müslüman toplumların kurtuluşlarının anahtarı nedir?

Zenci de olsa beyazda olsa, Müslüman da olsa Hıristiyan da olsa, Sünni de olsa Şii de olsa, tüm insanların gözyaşı rengi aynıdır. Akarken herkeste aynı acıyı verir. Bugün Müslüman toplumların durumu içler acısıdır. Bilim ve teknoloji üretemeyen, akılcılıktan yoksun, her olayı dini referanslar üzerinde okumaya çalışan, din ve mezhep uğruna günde yüzlerce insanın katledildiği bir Müslüman coğrafyaya tanıklık ediyoruz. Öte yandan Batı da, radikal İslam’ın yaptıklarından beslenerek, kimi zaman da geliştirerek, sonuçta İslamifobi üzerinden Doğu’nun kaynaklarını sömürmesine gerekçe yaratmaktadır.

Arkaya dönüp baktığımızda tarih bize bu coğrafyada yaşananların bir kader olmadığını, ne yapılması gerektiğini söylüyor aslında: “Din ve mezhepler arasında bir üstünlük kurmayı, doğa ve toplumsal olayları inanç temelinde tartışmayı bırakıp, özgür ve eleştirel aklı egemen kılmak, bilim ve teknoloji üretmek''. Bilim soyut, fantezi bir uğraş değildir.  Sonuçları itibariyle aş demektir, iş demektir; refah demektir, mutluluk demektir; kısaca hayatta kalmak, insanca yaşamak demektir. Türkiye’nin yüzünün batıya yönelmesi, Atatürk ilke ve devrimleri, cumhuriyetin demokratik ve laik değerleri işte bu nedenle önemli ve değerlidir. Bu değerlere sahip olmak, sadece Türkiye’nin değil, yaygın etkisiyle diğer Müslüman toplumların da yazgısını belirleyecektir. Bu bağlamda, Darwin’den çok önce  Cahiz, İbn Miskeveyh, Ebu Ali Sina, Farabi, Devvani ve Kınalızade Ali Efendi gibi pek çok İslam aydını ve bilim insanları tarafından ileri sürülen evrim teorisinin, öte yandan Türk insanını kulluktan çağdaş birey  seviyesine çıkaran Atatürk ilke ve değerlerinin Türk Milli Eğitim müfredatından uzaklaştırılması büyük bir talihsizlik olmuştur.    

KAYNAKLAR

Tüfek, Mikrop ve Çelik (Jared Diamond)

İnsan Nasıl İnsan Oldu (M. İlin-E. Segal)

Dünü ve Bugünüyle Evrim Teorisi (Evrensel Basım, Kenan Ateş)

İlk Toplumların Değişimleri (Serol Teber)

Yaratıcı Aklın Sentezi (Servet Tanilli)

İkdidar  (Bertrand Rusel)

Evren ve Evrim (Cihan Türkoğlu)

"Müslümanların bilimle imtihanı" haberi, 01 Şubat 2017 tarihinde yazılmıştır. 01 Şubat 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Müslümanların bilimle imtihanı haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Müslümanların bilimle imtihanı 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 20 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 15:30 Beşiktaş'ta Svensson Fenerbahçe derbisinde cezalı duruma düşen oyuncu!
  2. 15:29 Fenerbahçe Süper Lig Maçı İçin Sivasspor Karşısında Hazırlıklarını Sürdürüyor
  3. 15:28 Putin ile Aliyev, Moskova'da görüşeceklerini açıkladı
  4. 15:25 Galatasaray kulübünün başkanlık seçimi zamanı!
  5. 15:25 Yeme-içme Sektöründe Çözüm Odaklı Adımlar: Federasyon Başkanı Karabağlı'nın Önerileri
  6. 15:23 Kızıl Ordu Korosu'nun sürgününün yıl dönümlerinde düzenleyeceği konsere tepki: ayıbı durdurun!
  7. 15:22 Hakkari'de Heyelan Felaketi: Onlarca Küçükbaş Hayvan Toprak Altında Kaldı
  8. 15:21 Livakovic'ten Çok başarılı performans geldi!
  9. 15:19 Kuzey Kore’den yeni füze denemesi geldi
  10. 15:16 Max Verstappen Rekor Kralı Oldu!
  11. 15:13 Ordunun polisin yetkileri genişletildi: Ekvador'da OHAL ilan edildi
  12. 15:12 Skandal! 18 Puan Silindi, Kulüp Küme Düştü!
  13. 15:12 Galatasaray'da Ziyech Gerçeği: Sözleşmenin Gizli Maddesi ve Gelecek Sezon Maaşı!
  14. 15:12 Beşiktaş'ta Bomba Ayrılık!
  15. 15:11 Beşiktaş'ın Galibiyet Sevinci Çok Çok Kısa Sürdü!
  16. 15:10 Libya’dan Filistin’in BM üyeliğinin veto edilmesine ilişkin açıklama geldi: Derin üzüntü duyuyoruz
  17. 15:09 Bakan Symmonds ‘Zamanı gelmişti’ dedi: Barbados, Filistin’i resmen tanıdı
  18. 15:05 Öpüşme Görüntüleri Kumpas! Yılmaz Erdoğan'ın hamlesi çok konuşulacak!
  19. 15:05 AKP'den 'İstiklal Marşı', 'Atatürk ve Erdoğan'a hakaret' iddialarıyla ilgili açıklama geldi
  20. 15:02 Erasmus+ Projesi Kapsamında Konya'da Kariyer Danışmanlığı Eğitimi Verildi
ABC Kritik Haberleri