Muzaffer Ayhan Kara: Diplomadan ekmek çıkmaz

Son günlerde gündemin birinci konusu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın lisans diploması. Tartışmalar devam ederken dün Marmara Üniversitesi'nden bugün de Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan açıklama geldi. Erdoğan diploması olduğunu iddia etti. 

Erdoğan'ın diploması tartışmasına dair bir yorum da Muzaffer Ayhan Kara'dan geldi. Kara Oda TV'de kaleme aldığı yazıda Erdoğan'ın diploması tartışmasının muhalefeti ileriye taşımayacağını öne sürdü. 

Kara'nın yazısı şu şekilde; 

Epeyce bir süredir kamuoyunu meşgul eden bir tartışma sürüp gidiyor. Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan üniversite mezunu mu, değil mi?

Bu tartışmanın hareket noktası ise Türkiye’de kanuna göre cumhurbaşkanının üniversite mezunu olma şartı…

NEDEN TARTIŞILIYOR?

Bu tartışmanın sürüp gitmesinin birkaç nedeni var: Birincisi, YÖK’ün kurulmasıyla beraber akademilerin palas pandıras üniversiteye dönüştürülmesi ve bu süreçte fakülte ve yüksekokul birleşmeleri… İkincisi, üslubu ve hedefleriyle Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığında oluşturduğu handikaplar ve dolayısıyla ciddi bir belirli kesimin kendisini hazmedememesi…

Erdoğan, anayasa ve yasaları, yaptığı cumhurbaşkanlığı yeminini hiçe sayan uygulamalara imza atıyor; dozajını da gittikçe arttırıyor. ''Terleyen Cumhurbaşkanı’ olacağını söylenişti baştan ama bu kadar da ileri gideceği düşünülmüyordu. Oysa daha anayasayı değiştirmeden fiilen, de facto olarak ''partili cumhurbaşkanı’ ya da bazen de ''başkan’ gibi davranıyor. Yargı da seyirci nasılsa…

SON NOKTA

Artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite mezunu olmadığından hareketle cumhurbaşkanlığının düşmesi tartışmalarının zamanı geldi ve geçti! Bu konuda epeydir yazmayı düşünüyordum ama bendenizden önce yine Odatv’de yazan ve Erdoğan’ın okul arkadaşı da olan Rafael Sadi topa girdi. Belki son noktayı koymak da bendenize düştü!

Şunu da belirteyim, bu son noktadan en çok da Cumhurbaşkanı Erdoğan zıtlanacak! Evet, hoşuna gitmeyecektir çünkü açıkçası onun bu tartışmalardan gizli bir haz duyduğunu düşünüyorum. Nasılsa rahat ve karşısındaki kimilerinin çember çevirir gibi diploma tartışmasını nasıl da yürüttüğüne bıyık altından gülüyor olmalı. Çünkü diploması cebinde…

R. T. Erdoğan’ın okulunun adı, “Aksaray İktisat ve Ticaret Yüksek Okulu''.

Rafael Sadi, birkaç gün önceki yazısında şöyle diyordu:

“Tayyip Bey ile tam 4 sene hatta biraz da fazlası aynı okulda, aynı sınıfta bazı günler de aynı sırada çok kıymetli hocalardan ders aldık. Mezun olduk mu? Hayır, ben olmadım, olamadım ekmek parası derdindeydim ve 4. Sınıftan 3 ders takıntı ile okulu bitiremedim, diploma alamadım. Tayyip Bey de diploma aldı mı alamadı mı ben bilmiyorum. Diplomasını alıp almadığı konusunda da bir şey diyemem.''

MADEM DİPLMA YOKTU, YEDEKSUBAYLIĞI NEDEN TARTIŞILMADI?

İlk olarak şunu not edeyim: Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerliğini Kağıthane’deki Hasdal Kışlası’nda askeri kantinde asteğmen olarak yaptı yedek subay okulu sonrasında. Askerliğine dair fotoğraflar basında yayınlandı. Ki, üniversite mezunu olamayanlar asteğmen olarak askerlik yapamıyor Askerlik Kanunu’na göre. Tayyip Bey’in askerlik yaptığı yıllarda, 80’lerin başlarında da aynı kanun geçerliydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite mezunu olmadığı, o nedenle cumhurbaşkanlığının düşmesi gerektiğini öne sürenlerin bu konuda da bir diyecekleri olmalıydı ama es geçtiler. Yani, askerliğini de konu etmeliydiler; “Üniversite mezunu olmayan birisi nasıl oluyor da askerliğini yedek subay olarak yapabiliyor?'' demeliydiler. Böyle bir şey duyduk mu? Duymadık!

AKADEMİLER ÜNİVERSİTELERE DÖNÜŞÜNCE…

İkinci olarak düşeceğim notlar, bu değerlendirmenin başında belirttiğim akademilerin üniversiteye dönülmesi ve bu süreçte bazı fakülte ve yüksekokulların birleşmesi ve yeni fakültelere dönüşmesi süreciyle ilgili…

Nitekim Rafael Sdai de değinmiş Tayyip Bey’le beraber okuduğu okula bu açıdan:

“Okul ve bina ilk önceleri TUNA İKTİSAT OKULU adı ile faaliyet gösterdi ve 1970’li yılların başında herhalde 1974 öncesi devletleştirilerek 4 yıllık eğitim veren AKSARAY İKTİSAT VE TİCARET YÜKSEKOKULU unvanı ile bizleri talebe olarak kayıt altına aldı. (…) Biz mezun olmadan veya benim açımdan konuşacak olsam olamadan okul 1981’de (galiba) kapandı ve Çemberlitaş’ın arkasındaki MALİYE MUHASEBE YÜKSEK OKULU ile birleşti. (…) Okul hangi sene MARMARA ÜNİVERSİTESİ ile birleştirilip o bünye içine katıldı bilmiyorum. Ama doğal olarak duyduk.''

Rafael Sadi’nin okulu ile ilgili olarak yazdıklarına şunu ekleyebilirim: Bu satırların yazarı da ilk olarak 1976’da Mülkiye’ye başlamadan veda etmiş, ertesi yıl İstanbul’dan ayrılmamak için yeniden üniversite sınavına girerek İİTİA Şişli Siyasal Bilimler Yüksek Okulu’na girmiştir. (Bendenizle birlikte eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul, Dev Genç Başkanı Bülent Uluer, İstanbul Dev Genç Başaknı ve sonra ''akil adam’ olan Celalettin Can, basında tanınan yazar Ahmet Ümit ve Cezmi Ersöz, gazeteci Serpil Yılmaz da bu okula girmişti. Ertesi yıl da gazeteciler Merdan Yanardağ ve Necdet Saraç geldi yanımıza. Şimdinin hükümet kalmşoru Ali Bayramoğlu asistanımızdı. Aydın Ayaaydın da. Hocalarımız arasında Erdoğan’la ortak hocamız Ord. Prof. Reşat Kaynar’ın yanında Prof. Server Tanilli, Prof. Ümit Yaşar Doğanay, Prof. Cavit Orhan Tütengil, Prof. Aydın Aybay, Prof. Mübeccel Kıray, Prof. Haluk Ülman, Prof. Turan Güneş ve daha kimler kimler vardı!) Okulumuz, önceden “Şişli Siyasal Bilimler Yüksek Okulu''ymuş ve 1970’ten sonra devletleştirilerek akademiye bağlanmış. Henüz ikinci ya da üçüncü sınıftayken, 12 Eylül öncesinde okulumuz “yüksekokul''dan “fakülte''ye dönüştürüldü ve “İİTİA-Şişli Siyasal Bilimler Fakültesi'' adını aldı. Bendeniz 1982-83 döneminde mezun oldum (o zamanlar altı yılda bitirmeyenler adamdan sayılmazdı!) ve öğrenci işlerinden bir “çıkış'' verdiler; “İİTİA-Şişli Siyasal Bilimler Yüksek Okulu'' yazıyordu çıkışta! Oysa okul çoktan fakülteye dönüştürülmüştü! 12 Eylül’le ve YÖK’le beraber çok politize olan ve başat bir misyonu olan okulumuz İİTİA’nın “Marmara Üniversitesi''ne dönüştürülmesiyle birlikte “İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne dönüştürülmüştü! Yani, bendeniz Şişli SBYO çıkışlı olmama rağmen okulun son iki yılını İİBF tabelası altında okumuştum! İşin ilginç yanı, bir ara diploma gerekti ve aldığımda “M.Ü.-İİBF'' diploması verdi öğrenci işleri!

''DİPLOMA’DAN EKMEK ÇIKMAZ!

Nasıl? Yaşadıklarımı anlatırken ben bile zorlanıyorum, kaldı ki okurlar nasıl anlayacak, merak ediyorum!

İşte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite hikayesi de hemen hemen bendenizinkiyle aynı olasa gerek. Gerçek bu. Kim üzülür kim sevinir, orasında değilim. Sadece garip bir tartışmaya son vermek istedim. Muhalefetin misyonu iyi araştırmadan bu gibi abukluklardan ''ekmek çıkarmak’ değil, eksiklerini giderip ayağa kalkmak ve iktidarı R. Tayyip Erdoğan’dan almak olmalıdır.

Muzaffer Ayhan Kara