Nazlı Ilıcak ve 16 gazeteci tutuklandı

15 Temmuz darbeye teşebbüs soruşturması kapsamında gözaltına alınan 21 gazeteciden aralarında Nazlı Ilıcak’ın da bulunduğu 17 kişi tutuklandı. Hürriyet muhabiri Arda Akın, Bülent Mumay, Mehmet Gündem ve Yakup Sağlam serbest bırakıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ''15 Temmuz darbeye teşebbüs’ soruşturması kapsamında gözaltına alınan 21 gazeteci dün sabah, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na getirildi.

NAZLI ILICAK CEZAEVİNDE

“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek'', “Örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek'', “Silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek'', “Silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçlamalarıyla 5 savcı tarafından 6 saat sorgulanan gazeteciler, Nöbetçi 5’inci Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Nazlı Ilıcak, Bayram Kaya, Cuma Ulus, Haşim Söylemez, Emre Soncan, Seyit Kılıç, Cihan Acar, Hüseyin Aydın, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Hanım Büşra Erdal, Ufuk Şanlı, Ali Akkuş, Abdullah Kılıç, Yakup Çetin, Mustafa Erkan Acar ve Habip Güler tutuklandı.

ARDA AKIN VE BÜLENT MUMAY SERBEST

Hürriyet gazetesi muhabiri Arda Akın ve Yakup Sağlam adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Bülent Mumay ile FOX TV Haber Müdürü Mehmet Gündem serbest kaldı.

ŞAİR HİLMİ YAVUZ BIRAKILDI

Kapatılan Zaman gazetesine yönelik operasyonda gözaltına alınan şair ve yazar Hilmi Yavuz (80) ise emniyetteki ifadesinin ardından serbest bırakıldı.

NAZLI ILICAK CEZAEVİNE KONULDU

Tutuklananlar arasında yer alan Nazlı Ilıcak ve Hanım Büşra Erdal gece 01.00'de Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz kurumuna konuldu.

Ilıcak ve Erdal Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı polisler tarafından iki ayrı otomobil ile getirildi. Nazlı Ilıcak cezaevi girişinde herhangi bir açıklamada bulunmazken, Hanım Büşra Erdal, "Sadece gazeteciyiz, attığımız tweetlerden dolayı tutuklandık." dedi.

BÜLENT MUMAY: GAZETECİ TUTUKLAMAK DOĞRU BİRŞEY DEĞİL

Serbest kalan Mumay’ı dışarıda ailesi ve arkadaşları karşıladı. Ağabeyi Cengiz Mumay’a sarılan Bülent Mumay gözyaşlarını tutamadı. Kendisinin ve ailesinin bu süreçte çok üzüldüğünü dile getiren Mumay, 'Böyle bir şey ile suçlanacağım hiç aklıma gelmezdi. Bu bir delilikti. Üç dört gün sevdiklerimizi üzmemize neden oldu. İnşallah diğer meslektaşlarımızın da aynı şekilde suçsuzlukları ortaya çıkar. Özgürlüklerine kavuşurlar. Bu ülkenin aynı hataları tekrar yapmasına gerek yok. Gazeteci tutuklamak doğru bir şey değil. Bu ülke başka hatalar yapsın, aynı hataları tekrarlamasın’ dedi.

'TEK BAĞLI OLDUĞUM KURUM GAZETECİLER CEMİYETİDİR'

Öte yandan Bülent Mumay'ın savcılık sorgusunda ise, “Fetullah Gülen cemaati hakkında bilgim vardır. Söz konusu cemaatle herhangi bir bağım yoktur. Bu terörist gruba bağlı herhangi bir yayın organında görev almadım. Benim bağlı olduğum tek kurum Türkiye Gazeteciler Cemiyetidir. Söz konusu cemaat terör örgütü olarak kabul edilmeden önce yani 2011 yıllarında cemaatin hazırladığı kumpaslar sonucu gözaltına alınan, tutuklanan arkadaşlarıma destek olan, bu yönde yazılar yazan sosyal medyada paylaşımlarda bulunan bir gazeteciyim. FETÖ medya yapılanmasından değilim. Bu anlamda tarafıma isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum'' dediği öğrenildi. 

"O TWEETLERİM İÇİN ÖZÜR DİLEDİM"

Hanım Büşra Erdal mahkemedeki savunmasında suçlamayı kabul etmezken, savcılık ifadesini tekrarladı. Mahkeme heyeti, Erdal'a, Ergenekon ve Balyoz davaları döneminde attığı "Twitterda promosyon zamanı! Her 500. takipçime bir günlük Silivri'de konaklama, mahkemeyi gezme, duruşma izleme, sabah kahvaltı, öğle yemeği (;" tweetlerini de sordu.

Erdal, "Evet bu tweetleri ben attım, bunun bir hata olduğunun ve gazetecilikle ilgi ve alakası olmadığının bilincindeyim, ayrıca muhataplarımdan da Twitter'da özür diledim" ifadelerini kullandı. Cemaat'e ait Yamanlar Lisesi'nde okumasına ilişkin de konuşan Erdal, "Ben söz konusu okula kaydolduğumda o yapıya ait olduğunu bilmiyordum, ailem de bilmiyordu" diye konuştu.

CEMAAT'İN İÇİNİ O ZAMAN BİLMİYORDUM

Zaman gazetesi muhabiri Habip Güler de ifadesinde kayyum atanmasıyla birlikte gazeteden atıldığını belirterek, savcılık ifadesinde kendisinin attığı tweetlerin sorulduğunu hatırlattı. Güler bu tweetlerle ilgili savcının kendisine "Bu tweetlere ben de imzamı atarım" dediğini söyledi. Güler, "Tweetlerde demokrasi ve hukuk vurgusu söz konusudur, bazen yazmış olduğum tweetleri kırıcı olmamak ve yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için sildiğim olmuştur" dedi.

Mahkeme Güler'e, 2014 yılında Cemaat'i terör örgütü ilan eden AKP'ye karşı o dönemde attığı Cemaat yanlısı tweetlerini de sordu. Güler, "Söz konusu tweet bana aittir, o zaman duygusal davrandım, söz konusu yapının içeriğini o zaman tam olarak bilmiyordum" diye yanıt verdi.

HAYRUNİSA HANIM BENİ KÖŞK'E DAVET ETTİ

2004 yılında Fethullah Gülen ile röportaj yapan eski Milliyet gazetesi çalışanı Mehmet Gündem de suçlamaları kabul etmedi ve Gülen'le röportaj organizasyonunu anlattı. Gündem,"Benden de Fethullah Gülen ile röportaj yapmam istendi, bunun üzerine Gazeteciler ve Yazarlar vakfı ile Zaman gazetesindeki çevreme ilettim. 2004 yılının sonunda kabul edildi ve Amerika'ya gidip röportaj yaptım ve 2005 yılında yayınlandı" dedi. İfadesinde, Mustafa Karaalioğlu ve İshak Alaton'la da çalıştığını anlatan Mehmet Gündem, "2011 yılında Cumhurbaşkanı'nın eşi Hayrunisa hanım beni köşe davet etti ve kültür danışmanı olarak çalışmamı teklif etti" dedi. Bu teklifi memur olarak çalışmak istemediği için kabul etmediğini aktaran Gündem, "proje danışmanı" olarak Köşk'te görev aldığını söyledi.

AKSİYON DERGİSİNDE ERGENEKONCU OLARAK YAFTALANDIM

Ufuk Şanlı da mahkemede verdiği ifadede, 2007 yılında Ekrem Dumanlı'nın Ergenekon davaları sürecinde bir toplantı yaptığını ve bu toplantıda yayın ilkelerini aktardığını anlattı. Şanlı, Dumanlı'ya bu toplantıda evrensel yayın ilkelerine bağlı kalınmasını söylediği ve karşıt görüşlü insanların da görüşlerinin alınmasını istediği için dergi bünyesinde "Ergenekoncu" diye yaftalandığını söyledi.

BENİ SABAH GAZETESİNE BERAT ALBAYRAK ALDIRDI

Şanlı mahkemeye yaptığı savunmanın devamında ise  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'la ilgili de konuştu. Şanlı, "2008 yılında Fatih Lisesi'nde arkadaşım olan şu anda Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'a ulaştım. Bunun üzerine Çalık Grubu'na yeni geçen Sabah gazetesine finans editörü olarak göreve başladım. 2 yıl çalıştım. İdareyle anlaşmazlık yaşadım, bunun üzerine buradan ayrılarak 2010 yılında TRT Arapça El İktisadiyat adlı ekonomi kuşağında programcılık yaptım." ifadelerini kullandı.

"Tek güvencem mesleğimdir" diyen Şanlı, eşinin açık olduğu gerekçesiyle gazetecilik süreci içerisinde Cemaat tarafından dışlandığını da söyledi.