Öğretmenler yasadışı alınan o paraların peşine düştü

Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan çalışma takvimine göre 18 Eylül 2017'de başlayacak yeni öğretim yılı dönemi öncesinde okullarda velilerden "kayıt parası" altında alınan ücret tekrar gündem konusu oldu. Olay ilgili Eğitim-iş'ten "Kayıt parası isteyen okulları bize bildirin, hesabını sonuna kadar soralım" çağrısı geldi.

Eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın 8 Mayıs 2013 tarihinde  yaptığı konuşmada söylediği, "Okullar açıldığında, kayıt kabul dönemlerinde velilerden hiçbir başlık altında, aidat, bağış alınmayacak" ifadelerine rağmen  hâlâ birçok okulda kayıt parası altında velilerden bağış yapılması isteniyor.

'ARTIK SÖZÜN DEĞİL FİİLİN VAKTİ GELMİŞTİR'
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz geçtiğimiz günlerde Beykoz’da düzenlenen bir programda müfredata ilişkin bilgileri kamuoyu ile paylaştı. Okul kayıt döneminde ortaya çıkan kayıt parası ya da bağış ile ilgili konuya da açıklık getiren Yılmaz, “Öğrenci velileri bağış yapmaya zorlanamaz. Burada personellerime talimatım diğerlerine de bilgi milli eğitim temel kanunu 16 madde, ''Öğrenci velileri bağış yapmaya zorlanamaz’ dolayısı ile böyle bir uygulama olduğu söyleniyor. Doğru olmadığını söyleyeyim. Biz de iletildiğinde hukuka uygun olmadığını, bu uygulamanın yapılmamasını söylediğimizde de kanuna uygun herkes davranmak durumunda kalıyor'' dedi.
 Eğitim-iş yetkilileri Yılmaz'ın konuşmalarını yetersiz buldu. "Birçok yoksul çocuğun ''kayıt parası’ yüzünden ancak yardımlarla okullara kaydedildiği haberleri her sene geldiğine göre; artık sözün değil fiilin vakti gelmiştir" açıklamasında bulunarak Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bu soruna ilişkin kesin bir çözüm bulmaları gerektiğini  dile getirdiler. 

Kayıt parasına ilişkin ise Eğitim-iş yetkilileri velilere: "Sizden kayıt parası isteyen okul yöneticilerini bize bildirin ve Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri olarak hesabını sonuna kadar soracağımızı görün. Unutmayın; Bu karanlıklar ancak dayanışarak yırtılacak ve çocuklarımıza vereceğimiz en güzel eğitim mirası da bu olacak" diyerek bu konun takipçisi olacakalarının sözünü verdi.

Konuyla ilgili Eğitim-iş Merkez Yönetim Kurulu'nun açıklamasının tamamı şu şekilde:
Her eğitim-öğretim döneminin başlangıç utancı olan ''kayıt parası’ tartışmaları, yeni dönem öncesinde yine ortaya çıkmıştır.

Devletin ücretsiz olarak sunmak zorunda olduğu ve bunun için yurttaşlardan vergiler aldığı eğitim hizmeti, yine iktidar tarafından seçilen okul yöneticilerinin ''kayıt parası’ isteme keyfiliğiyle mahalle bakkalı hizmetine bürünmüştür.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, bugün yaptığı basın toplantısında konuya değinmiş ve şunları söylemiştir: "Kayıt dönemi başladı. Kayıt parası filan istiyorlar. Böyle bir şey yok. Bu net bir şekilde kanunumuza aykırı.  Milli Eğitim Temel Kanunu 16. Maddesi der ki; Öğrenci velileri hiçbir şekilde bağış yapmaya zorlanamaz. Buradan bütün yöneticilere, bütün okul müdürlerine, personelime ve velilere talimatımdır. Böyle bir uygulama olduğu söyleniyor. Doğru olmadığını söyleyeyim."

Bakan Yılmaz’ın bu konuya değinmesi de müfredat değişikliğinde bile umursamadığı Milli Eğitim Temel Kanunu’nu hatırlaması da iyi gelişmeler olmakla beraber, konuya ilişkin bu klişe açıklaması maalesef yetersizdir.
Her eğitim-öğretim döneminde yapılan benzer açıklamalar, bu güne kadar ''kayıt parası’ uygulamasını kaldıramadığına ve birçok yoksul çocuğumuzun ''kayıt parası’ yüzünden ancak yardımlarla okullara kaydedildiği haberleri her sene geldiğine göre; artık sözün değil fiilin vakti gelmiştir.

KENDİ SEÇTİĞİ YÖNETİCİYİ ZAPTEDEMEYEN BAKANLIK
Bir devlet görevlisi, en üst amirinin beyanı ve yasalara rağmen hukuksuz bir yola giriyorsa, burada beklenen durum, yöneticilerin ona sitem etmesi değil, o koltuğu altından almalarıdır.

Eğitim-İş olarak, MEB’in okul yöneticilerini yandaş sendikalardan nasıl devşirdiğini, kapalı kapılar ardındaki o mülakatlarda adaylara nasıl iktidar eksenli siyasi sorular sorulduğunu defalarca ispatladık.
Şimdi kendi seçtikleri okul yöneticilerine ''kayıt parası’ konusunda sözünü geçiremeyen Milli Eğitim Bakanı, “Kayıt parasını doğru bulmuyorum'' demekle yetinmektedir.

Dershaneleri kapatıp yerine aynı mantıkla temel liseleri kuran, yoksul ile zenginin eğitime ulaşma oranındaki devasa uçurumu git gide açan, aynı kalite ve kriterlerde eğitim sunulmayan yavrularımızı aynı sınava sokarak bir sonuç bekleyen, yani eğitimi her anlamda paralılaştıran ve kalitesizleştiren MEB’in, kayıt parası konusunda ''halka düşkün’ imajı çizmesi absürttür.

Bakan Yılmaz’ın aynı açıklamada “velilere de talimatımdır'' ifadesi ise ayrıca gariptir. Kendi seçtiği memuruna söz geçiremeyen Bakan Yılmaz’ın, hizmet vermekle yükümlü olduğu velilere talimat verebileceğini düşünmesi, en hafif tabirle oturduğu koltuğun maksadını anlayamamaktır.

VELİLERE ÇAĞRIMIZDIR: O OKULLARI BİZE BİLDİRİN
Yine de Eğitim-İş olarak bu konuda MEB’e önerimiz şudur:

Eğer samimiyseniz, bu konuda mağdur velilerin arayabileceği ihbar hattını aktif ve işlevsel olarak kullanın, bu uygulamaya yeltendiği kanıtlanan yöneticiler hakkında gereken soruşturmaları yürütün.

Okul yöneticilerinin ''kayıt parası’ uygulamasına esas bahane, “devlet hizmet vermiyor, ödenek yok'' gibi kalıplaşmış cümlelerdir. Bu hukuksuzlukla baş etmek istiyorsanız, okullarımızın bakım, onarım,  fiziki alt yapı, en önemlisi de temizlik ve personel ihtiyacını devlet eliyle karşılayın.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasa’da yer aldığı üzere ''Sosyal Hukuk Devleti’ ise sosyal devlet olmanın gereği olan;  parasız, kamusal, ulusal, laik ve bilimsel eğitimi sağlayın. Hukuk devleti olmanın gereği de açıktır: hukuk kurallarına uymayanlar (yandaşlarınız) hakkında hukuki işlem başlatın.

Yani bir kere olsun liyakatli davranın ki bu konuda açıklama yaptığınıza değsin.

Bu konuda velilere de bir çağrımız var:

Bu uygulamalara maruz kalmak dışında seçenekleriniz var. Kimse yoksa biz varız! Çocuklarınızın laik, çağdaş, bilimsel ve parasız eğitim alabilmesi için mücadele veren bir Eğitim-İş var!

Sizden kayıt parası isteyen okul yöneticilerini bize bildirin ve Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri olarak hesabını sonuna kadar soracağımızı görün.

Unutmayın; Bu karanlıklar ancak dayanışarak yırtılacak ve çocuklarımıza vereceğimiz en güzel eğitim mirası da bu olacak.