Muharrem İnce: Manşetlere direne direne geliyorum!

İşte İnce’nin konuşmasından satır başları:

Arkadaşlar ben mi yanlış görüyorum yoksa 1 kilometre uzakta mı bu kalabalığın sonu. Benim gözlerde bir sorun yok değil mi? Harikasın Mersin, yok böyle bir şey. Bir deneyimli siyasetçi diyor ki ‘meydanlar doluysa sevinebilirsin, balkonlar doluysa işler iyi demektir, çatılar da doluysa kazandın demektir.’ Bir değişimin önünde giden lider, ortasında giden durumu kavramış, arkasından giden sürüklenmiş olur ama bir değişimin karşısına çıkan mutlaka yok olur. Bir değişim rüzgarı bu tepeden tırnağa, bir dip dalgası bu. Bir halk hareketi bu. oldu bu iş. Yorgun adam gidecek, bu ülkenin başına taze bir kan gelecek.

Televizyonlara bir çağrıda bulunuyorum. Bakın 104 mitingime yanlış yaptınız. Şimdi geriye kaldı 3 büyük ilin mitingi. Ben de meydanlara gönlünü koyan vatandaşlarıma sesleniyorum. Eğer aynı numarayı İstanbul, Ankara ve İzmir’de de yaparlarsa miting meydanlarından kanal önlerine gideceğiz hep birlikte. Manşetleri yapan Erdoğan, manşetlere direne direne gelen ben.

Saraylı Erdoğan, devletin uçağıyla gezen Erdoğan, devletin parasını harcayan Erdoğan, milletin parasıyla miting yapan ben. Bu seçim saraylılarla milletin evladı arasında geçecek.

Türkiye’nin dış politikasını rezil ettiler, kavgalı olmadığımız kimse yok. 4 milyon Suriyeli Türkiye’de yaşıyor, 40 milyar dolar para harcadık. Neden? Erdoğan’ın kaprisleri yüzünden. ‘Rus uçağını düşürdüm, ben talimat verdim’ dedi, sonra vazgeçti. Davutoğlu ‘ben yaptım’ dedi, daha sonra iş pilota kadar geldi. Türkiye’nin el atıp da bozmadıkları hiçbir şeyi kalmadı. Türkiye’yi yeniden toparlamamız lazım. Bu seçimin kaybedeni olmayacak. Çünkü Türkiye’ye barış, huzur gelecek, dolar düşecek, faiz düşecek. Benim cumhurbaşkanlığım, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına benzemeyecek. O camdan konuşuyor, ben candan konuşacağım. Kimseyi ayırmayacağım, saraylarda yaşamayacağım, milletin parasını savurmayacağım. Haddini bilen, halkını bilen cumhurbaşkanı olacağım.

Geçen gün: ‘Niğde’ye gittin Ömer Halisdemir’in mezarına neden uğramadın, Fatiha okumasını biliyor musun?’ diyor. Erdoğan senin yanından FETÖcüler hala gitmemiş, seni kandırıyorlar, yanındaki FETÖ’cülere dikkat et, sana yalan söylüyorlar. Ayıp ediyorsun, senin derdin Fatiha değil, senin derdin ayet değil, senin derdin fatiha olsa, bakara makara diyen kişiyi tutup atardın partiden.

Bence o çakma dünya lideri. Gerçekten dünya lideri olsa benimle televizyon programına çıkar. Erdoğan benimle televizyona çıkmaya korkuyor. İstediğin televizyonda, istediğin saatte, gel seninle ekonomi tartışalım. Yüreğin varsa gel, bilgin varsa gel, cesaretin varsa gel Erdoğan! Nanoteknoloji diyorum, kuantum diyorum, yeni meslekler gelecek diyorum, o kıraathane diyor. Çay olacakmış, kek olacakmış.

Benim 30 yıl önce yazdığım şiir kitabımı almış, konuşuyor. Ben yazdım itirazın mı var? Ben o şiir kitabından kazandığımla Fen bilgisi laboratuvarı yaptırdım. Bunlar güya ‘Necip Fazıl’cılar ya; Necip Fazıl’a bir gün diyorlar ki, gençliğinizde yazdığınız bir şiirde kadın bacağı geçiyor. Necip Fazıl da ‘benim gençliğim hayatımın çöplüğüdür, oraları sadece köpekler karıştırır’ cevabını veriyor.

Biz Sünniler, ülkedeki Alevilere haksızlık ediyoruz. Aleviler vergi veriyor mu?, veriyor. Askere giyiyor mu, şehit oluyor mu? peki camilerin imamlarına devlet yardım ediyor da cemevlerine niye etmiyor? Bu haksızlık. Bunu gidermek için Alevi olmak gerekmez, insan olamak yeterli. 100 gün içinde cemevlerinin statüsünü halledeceğiz.

48 saat içinde OHAL’i kaldıracağız.

100 gün içinde Merkez Bankası yönetimi bağımsız olacak.

PKK, FETÖ gibi terör örgütleriyle amansız mücadele edeceğiz.

Passoligi kaldıracağız.

Kamu bankalarını sektörel bazda yeniden düzenleyeceğiz.

Avrupa Birliği ile müzakerelere yeniden başlayacağız.

Böldüğü üniversiteleri yeniden birleştireceğiz.

Öğretmenlere, polislere 3600 ek göstergeyi vereceğiz.
Suriye’ye hemen büyükelçi atayacağız.

4 milyon Suriyeliyi güle oynaya memleketlerine göndereceğiz.

Bağımsız yargı, tarafsız yargı, adil yargı, 81 milyonun güvendiği bir yargı oluşturacağız.

Hiç kimsenin telefonları dinlenmeyecek.

Medyanın bağımsız olmasıyla ilgili yasal düzenlemeler getireceğiz.

Çiftçiye mazot 3 lira olacak, asgari ücret 2200 TL olacak, en düşük emekli maaşı 1500 TL olacak.

24 Kasım’da öğretmenlere bir maaş ikramiye vereceğiz.

Kamuda işe alımlarda mülakat varsa torpil vardır, mülakatı kaldıracağız. Bazı mesleklerde mülakat şartsa, orada da mülakatı video ile kaydedeceğiz.

Emeklilere bayramda bir asgari ücret ikramiye vereceğiz.

Çocuk bezindeki KDV’yi indireceğiz.

Önümüzde 2 seçenek var; Ya yorgun adam kazanacak ya taze kan kazanacak. Taze kan kazanırsa faiz düşecek, dolar düşecek, işsizlik azalacak. Yorgun adam kazanırsa kavga devam edecek, dolar yükselecek, kindar nesil yetişecek.