Sayın Cumhur Reisi Recep Tayyip Erdoğan

Prof. Dr. Coşkun Özdemir

Sayın Erdoğan,  88 yaşındayım.44 yıl devlet hizmetinde çalıştım.30 yıl kadar İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğretim üyeliği yaptım. Çalışmaya devam ediyorum. Türkiye Kas Hastalıkları Derneği Başkanı olarak bir avuç özverili insanla, engelli kas hastaları için bakım, bilgilendirme ve rehabilitasyon hizmeti veriyorum.  Sağlığımı tehdit eden iki çeşit hastalığım var. Giderayak ülkenin kaderinde en büyük rolü oynayan size hitap etmek istedim. Ben öteki dünyada bize sadece oruç, namaz, ibadet değil, daha iyi, daha adil bir dünya için neler yaptığımızın sorgulanacağına inanırım. Bu nedenle yurdunu, halkını seven, sorumluluk duygusu taşıyan, yaşlı bir insan olarak size başvurmak istedim. Bir cumhuriyet, aydınlanma, bilim ve Atatürk sevdalısı olarak size kendimi tanıtmalıyım.

16 NİSAN da halk tarafından onaylanırsa size BAŞKAN olarak hitap edeceğiz.  Tüm yurtsever yazar ve düşünürler Türkiye’nin durumunu çok kaygı verici buluyorlar. Ben de bu kaygıyı paylaşanlardanım sayın Erdoğan. Referandumun sonucu ne olursa olsun bu durum değişmeyecek. Toplumda çok belirgin bir kutuplaşma oluştu. Bunun nedenleri kuşkusuz uzun uzun konuşulmaya tartışılmaya değer. Ben size bu hitabımda olabildiğince bu nedenlerin analizi amaçlı kısa bir yol bulmaya çalışacağım. Sayın Başkan siz halktan hemen hemen benzersiz ve tutarlı bir destek alıyorsunuz. Ben Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimleri, cumhuriyetin kuruluş felsefesini, laikliği aydınlanmayı, modern hukuku benimseyen yurttaşlar grubundanım. .Siz kendinizi ve inançlarınızı açıkça ifade eden bir lidersiniz. Bu devrimleri ve laikliği hedefinizdeki dünyanız için benimsemiyorsunuz. Cumhuriyetlerimiz arasında fark var. Evet sizin bizlerden farklı bir dünyanız var. Bu dünyayı yaratmak ve sürekli kılmak kararlığındasınız  bu gerçek  yadsınamaz. Dindar ve kindar  gençler yetiştirmek istemeniz bu yüzden ''%50’yi evde zor tutuyorum’ demeniz bu ayrışmayı  kanıtlıyor. Yeni bir tarih inşasına gayret ediyorsunuz. Bizler Osmanlı’dan iyi bir miras almadığımızı, bunun akıl ve aydınlanmadan uzak, bilim ve felsefeden yoksun bir miras olduğu inancındayız. Siz Osmanlı’yı özlem ve övgü anıyorsunuz. Sizin halk desteğiniz biz cumhuriyetçi ve aydınlanmacıların iki katından fazla. Ancak bu tablo, bu ayrışma topluma barış ve huzur getirmekten uzak. Toplumdaki bağnaz dinciler sizin muhafazakarlığınızdan cesaret bularak kadınların örtünmesi, sokağa yalnız çıkması ve benzeri konularda suçlamalar, günahlar icat ediyorlar. Bir üniversite hocası “örtünmeyen kadınlar  fuhuşu davet ederler diyebiliyor. Başka 3 profesör, müziğin her türlüsünü günah sayıyor. Kadının sesli gülmesini yasaklayanlar çıkıyor. Daha da ötesi Diyanet işleri başkanı nişanlıların el ele vermesini, bir odada yalnız kalmasını günah ilan ediyor İslam’a aykırı batıl inanç ve hurafelere karşı durmuyor. Oysa İslam tarihinde İbni Sina ,İbn-i Haldun, İbn-i Rüşt, Farabi Ei-Kindi gibi felsefeci bilginler var. Onlar Eski Yunan eserlerini Aristo’yu, Eflatun’u tercüme ettiren bilginler. Avrupa  kendi Rönesanslarını yaratmak için onlardan ilham alırken Osmanlı’nın bu bilginleri göz ardı ettiğini, hatta onlardan haberdar olmadıklarını öğreniyoruz. Osmanlının yıkılışında bilim felsefe ve teknolojiden uzak kalışının önemli rol oynadığı kanısındayız sayın başkan. Osmanlının yıkıntılarından çekip çıkarıp bir ulus ve bir yurttaş yaratan bir ümmet toplumundan bir ulus yaratan, devrime inanan yurtseverlerle mucizevi bir kalkınma gerçekleştiren laikliği kuran ama hiçbir zaman din ve İslam karşıtlığı yapmayan Gazi Mustafa Kemali bu yüzden saygı ve minnetle anıyoruz. Siz de bir 10 Kasım’da Atatürk’ü uzun uzun andınız ve onun bağımsızlık ülküsünü övgü ile dile getirdiniz. Fakat şu sırada EVET- HAYIR kutuplaşması tatsız, yakışıksız seviyesiz çatışmalara yol açıyor ve kuşkusuz bu 16 Nisan’dan sonra devam edecek. Ülkenin manzarası iç açıcı olmaktan uzak. Yazık ki siyasi çatışmalar da öyle… Bir günün vahşet ,şiddet ve ,cinayet  bilançosuna bakar mısınız?. 1)-Kan donduran cinayet 2)-5 yaşındaki Ekin silahlı hesaplaşma kurbanı. 3) -5 çocuğunun annesini öldürüp canına kıydı 4- komiser yardımcısı beylik tabancası ile intihar etti-5-Ankarada eski koca dehşet saçtı, 3 ölü 6-iki günlük bebeği çöp konteynırına attılar. 7)-Murat kaptan iple kendini astı. Aynı gün iki asker şehit. Haberlere devam edersek; İş bulamayan 90 kişi intihar etti. Binlerce öğrenci tutuklu ya da hükümlü. Hakkari’de 19, Tunceli’de 14, Kuzey Irak’ta 8 hain öldürüldü.

Bir an durup düşünsek Ne kadar hazin değil mi? Bu gazete başlıkları. Bu sonuncusu sevinilecek, övünülecek bir haber mi? Neden hainleşti onlar, uygarca bir beraberliğimiz olamaz mıydı? Binlerce hapis yatan yurttaşımız aslında geri kalmışlığımızın ürünleri değil mi? Allah’ın lütfu olarak kabul etmemiz gereken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün akıl ve bilim mirası boşuna değil. Sorunlarımızın önde gelen nedeni akıl, bilim ve aydınlanmadan yoksun oluşumuz ve oy uğruna halkımızı bunlardan yoksun bırakışımızdır. İnsani gelişmişlikte, bilimde, kadın haklarında en gerilerde oluşumuz da bu yüzden. Halkımızla birlikte geri kalmışlığımızı gizlemenin bence bir yararı yoktur. Laiklik sayesinde İslam dünyasının en ilerisindeyiz ama bu dünya gelişme geriliğinin bütün unsurlarını taşıyor ve batıdan aldığı silahlarla birbirini öldürüyor. Bütün bunlar yüzlerce yıllık kötü yönetimden  değil mi? O hain diye nitelenen vatandaşlar  yeterli, hümanist  bir eğitimle  başarılı bir yurttaş olamazlar mıydı?_ . .Kadın cinayetleri yürek yakıyor sayın başkan.%1400 arttığı söyleniyor. Ne kadar kolay cinayet işliyor benim halkım .Bu güzelim ülke hasta bu ülke sağlıksız ,huzursuz, dağınık, cepheleşmiş, birbirine kızgın, öfkeli. karşıtını vurup kırmak ,hatta yok etmek istiyor. Bunu yadsıyabilir miyiz? .Spor alanları da öyle, vur kır, taşla üzerine. Ciddi bir kalite sorunu, uygarlık sorunu  var tüm toplumda. Çoğunlukla İlkel manzaralar sergiliyoruz Siz birbirine diş bileyen kavgalaşan 80 milyona nasıl başkanlık yapacağınızı düşünmez misiniz? .Bu kadar büyük bir desteğin sahibi cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan buna çare üretme potansiyeline sahip diye düşünüyorum. Bütün ülkenin 80 milyonun hiç ayırt etmeden başkanı olmak istemez misiniz? .Halkın en az yarısı  size  sevdalı ..Bizim çeşitli eleştirilerimize katılmıyor. Onda kusur bulmuyor. Bundan yararlanarak bütün toplumu kucaklayacak davranışlar içine giremez mi reisicumhur. Bunun için bilimin aydınlanmanın ve laikliğin hümanizmanın benimsenmesi ve hedef edinilmesi ve toplumun liderlerin yönlendirmesi ile bu ilkelerde  buluşması yeterli olacaktır. Bu ülkede saygı değer büyük beyinler, büyük, humanist yurtseverler var. Onları okumak onları dinlemek istemez misiniz? Atatürk’ün sofrasını anarak. Alkollü ya da alkolsüz. Bilime, inançlara saygılı, aydınlanmacı bir bilge kişiyi danışman almak istemez misiniz? Bu bilge kişilerin sofranızda tartışmalarını dinlemek istemez misiniz? Türkiye de bundan çok yararlanmaz mı? . Keşke Orhan Bursalının çıkardığı Bilim teknoloji ve orada özellikle her hafta yazan bir bilge kişi Doğan Kuban’ı okusanız ve bu derginin öteki yazarları ile birlikte. Kuban Türkiye’mizi, ve tüm dünyayı, global patolojiyi, emperyalizmi, Osmanlıyı, İslam dünyasını  o kadar  güzel ve nesnel bir analizle anlatıyor ki çizdiği o zemin üzerinde en verimli tartışmalar yapılabilir .Sayın Erdoğan Atatürk 32 yaşında Sofya’da ateşe iken bir opera seyrettikten sonra arkadaşlarına neden geri kaldığımızı gittikçe daha iyi anlıyorum demiş. Ne kadar anlamlı değil mi? Siz de halkınızla birlikte, klasik müzik opera, tiyatro izlemek istemez misiniz?   .Ne yapmalı, nasıl yapmalı? Bu güzel ülke nasıl huzura kavuşabilir, nasıl birlik içinde kalkınabilir geleceğe umutla güvenle bakabiliriz? Emperyalizme onun türlü çeşitli oyunlarına karşı nasıl direnebiliriz? Ülkemizi, halkımızı seviyorsak birbirimizi yıpratmadan birlikte mücadele vermeliyiz, çıkış ve çözüm yollarını bulabilmeliyiz. Enerjimizi çatışma yerine bu çaba için harcamalıyız Kutuplaşma, cepheleşme çok kötü. Çünkü çok iyi biliyoruz ki emperyalizm her ülkede yerli ortaklar, yeni işbirlikçiler buluyor. Bir uzun hikayeye değinip geçiyorum. Nedir bu Feto olayı, nasıl oluyor? Yüzbinlerce insanın tutsak edilişi. Nasıl bu kadar kapsamlı bir akıl tutulması oluyor? Ne demek 4 bin hakim, binlerce öğretmen, binlerce asker, general bürokrat. Onları cezalandırmakla huzur bulabilir miyiz? Nedir bu kolektif psikoz? Nedir bunun analizi? Eğer sağlıklı bir analiz yapılabilirse. Sizin ve partinizin ve bütün ülkenin bundan büyük bir ders çıkaracağını sanırım. Sizin onlarla nasıl bir işbirliği içinde olduğunuzu anlamamız da çok güç. Benim halkım Atatürk’ün ölümünden sonra ihanete uğramış, eğitimden yoksun bırakılmıştır. Bu yoksunluğun failleri büyük toprak ağaları ve onlarla işbirliği yapan geri kafalı politikacılardır Onlar el birliği ile bütün dünyaya örnek ülkeye en büyük yurtseverleri sanatçıları yetiştiren köy enstitülerini ve bir aydınlanma odağı halkevlerini yok etmişler böylece ağalıklarını sürdürmüşlerdir

.Bu halkın küçümsenemeyecek bir bölümü kendi çıkarı gibi ülkesinin çıkarının nerede olduğunu bilmiyor. Sağlık bilinci çok yetersiz, tedavisi olmayan hastalığa, akraba evliliğinin risklerine inanmıyor. Bilimle bilimsel düşünce ile yakınlığı yok. İnandığı insanlar var, tercihlerinde seçimlerinde sadece onlara güveniyor. Siz onların başında geliyorsunuz ve bu güveni çok iyi kullanabilirsiniz. Temel bilgi yoksunluğu halkın dinini de gerektiği gibi anlamasına engel oluyor.80 yaşındaki hocasının elini sıkmıyor, şarkıyı, sinemayı, tiyatroyu, resmi, heykeli günah sanıyor. Allah’ın kadınları umursamayıp erkeklere 79 huri vaat ettiğini sanıyor. Ona Allah’ın en büyük en yüce tarif edilmez yücelikte bir varlık olduğu anlatılmıyor. Uydurma hurafeler ve hadislerle besleniyor. Engin hoşgörünüzden yararlanarak saray sofrasına yanı başınıza oturan bir fesli tarihçi “ Savaşı YUNAN kazansaydı iyi olacaktı, saltanat ve hilafet devam edecekti'' diyebiliyor. Türk askerinin Anadolu halkının bağımsızlık savaşına hakaret değil mi bu? Bir ülkenin milli kahramanı için Anıtkabir’e gideceğinize kenefe gidin diyor. Size dokunmanın büyük sevap olduğunu, Allah’ın vasıflarını taşıdığınızı söyleyenler size ve İslama hizmet mi ediyorlar? 150 gazetecinin hapiste olduğunu öğreniyoruz. Sizi yanıltıyorlar sayın Erdoğan başkan. Bunların 144 tanesinin terörist olduğunu açıklıyorsunuz. Geri kalanların cinsel istismarcı olduğunu. Bunlar doğru değil. Ben  4 ayı aşkın bir süredir sorgusuz sualsiz savunmasız hapiste olan cumhuriyet yazarlarını tanıyorum. Bir misal olarak içlerinden lütfen iyi tanıdığım, Kadri Gürsel  Hakan Karanın ve Musa Kartın ne yapmış olduğunu merak etseniz ve öğrenseniz, bunun çok haksız hukuksuz cezaya dönüşen bir tutuklama olduğunu ileri sürenlere katılacaksınız ..Sayın Erdoğan, sizin bütün bunları yok etmek ve bu toplumdaki vahim kutuplaşmayı ortadan kaldırma gücünüz var ,yetkiniz var .Ama bu gücü kullanmak istiyor musunuz? Size ve ön gördüğünüz dünyaya muhalif olanlarla uzlaşarak barış içinde yaşamak istiyor musunuz? Böyle bir çözüm düşünebiliyor musunuz bilmiyorum. Her şey buna bağlı. Son sözüm şu olacak. Cahil sözcüğünü kullanmak istemiyorum. Kullanan çok birikimli yazar ve düşünürler var. Halkımız en temel bilgilerden yoksundur, yoksun bırakılmıştır. Düşünemeden, soramadan öğrenemeden, bilgisizliğinin farkına varmadan biyolojik yaşam sürdürmektedir. Bu durumda sağlıklı bir demokrasi olanaksızdır. Bu savımı beğenmezseniz lütfen en güvenilir aydın kişilerle danışmanlarınızla  bir tartışma düzenleyiniz .Uygun bulursanız ben en güvendiğiniz danışmanınızla buluşur tartışmaya katılırım. .Size halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak saygılar sunuyor iyilikler sağlıklar  diliyorum.