Sezonun ilk büyük maçından beraberlik çıktı

  Öncelikle şu "derby" konusuna bir açıklık getirmek istiyorum,
kelimenin orjinalinden de anlaşıldığı gibi bu yakıştırmanın doğum yeri
İngiltere dir..Aynı kentin iki takımı karşilaşınca o maça derby sıfatı
eklenir, mesela Londra derbisi Arsenal-Chelsea veya Manchester derbisi
M.United- M.City gibi...

   Dün gece neyin derbisiydi, İstanbul ve Trabzon şehirlerininmi?
F.Bahçe-Trabzon futbol maçı olsa olsa iki kulübün mazileri,
başarıları, rekabetleri göz önüne alındığında "büyük maç" olur..Tabi ,
ülkemize özgü Akdeniz, Karadeniz , Ege gibi bölgesel derbilerde kabul
edilebilir..

   Maç önü F.Bahçe teknik direktörü Aykut Kocaman ın yayıncı kuruluşa
verdiği demeçte bir nokta dikkatimi çekti..Şu cümleyi kurdu hoca.."
çok kritik bir maça çıkıyoruz"..Sezonun daha 2. haftasında kritik maç
nasıl olur, anlayamadım, acaba bilinçaltı şunumu demek istedi, ilk
hafta berabere kaldım, ardından Vardar a karşı  skandal bir yenilgi
aldım turu zora soktum, birde bu akşam kaybedersem durumum tartışılır
hale gelir...Neyse , niyet okumayı bir tarafa bırakıp maça
yaklaşalım..

   Dün geceki maç niye Trabzon seyircisine yasaklandı veya haftaya
oynanacak Beşiktaş karşılaşmasına Bursa seyircisi niye alınmayacak?
Güvenliği sağlamakla görevli kim İstanbul da , Vali, yani
devlet...Devlet Trabzon seyircisinin seyahat özgürlüğünü,  maça
girmesini engelliyorsa var olan bir devletten söz edilebilirmi? Maç
öncesi bu konuya dikkat çekmeyen, stadın ambiyansı fevkalade,
tribünler dolu.. gibi yuvarlak laflarla idare eden Ersun Yenal ı da bu
manada     eleştiriyorum..Bu tip Türk futbolunun önder teknik adamları
sorunları  korktukları için dile getirmezlerse nasıl düzelecek
yanlışlıklar?

   Giriş faslından sonra 90 dakikanın içine girelim artık.İlk  55
saniyede 3 faul çalınması maçın nasıl sert ve çekişmeli geçeceğinin
habercisiydi aslında..Gerginlik korku filmi boyutunda sürerken 5.
dakikada sağdan Portekiz li Pereira nın uzun taç atışı F.Bahçe ceza
alanına süzülürken  Skertel topu yanlış bir kafa  hamlesiyle  göbeğe
doğru uzaklaştırdı, Kuco 20 metreden gelen topu içeri dodurdu, yine
Skertel in pozisyon hatasını Burak iyi değerlendirerek kalesini
terkeden Volkan ın yanından  rakip filelere göndererek Trabzon u 1-0
öne geçirdi..

   Bu golü niye bu kadar uzun anlattım, çünkü futbolun temel unsurları
doğrusu ve yanlışıyla bu pozisyonun içinde yer alıyordu..Taç
atişlarının  etkili kullanılırsa  ne kadar önemli olduğu, ceza
alanının dışına uzaklaştırılan topların göbeğe değil, yanlara
gönderilmesi gerektiği, Burak ın savunma arkasına koşusu ve akıllı
dokunuşunun zamanlaması  ders niteliğindeydi.

    Geriye düşen sarı-lacivertliler oyunda inisyatifi ele aldılar,
Valbuena nın geliştirdiği ataklar , Isla, Alper ve İsmail in ortaları
Trabzon un en iyisi Slovak Durica ve ona destek veren Uğur+Kuco
tarafından pek zorlanmadan uzaklaştırıldı ilk yarı sonuna kadar..19.
dakikada sakatlanarak çıkan Burak ın yokluğu hiç şüphesiz
bordo-mavilerin dezavantajıydı, çünkü yerine giren N.Doye etkisiz
kaldı 75 dakika boyunca..Olcay ın sürüklediği Trabzon atakları ise
pozisyona dönüşemedi, ama Olcay Trabzon a çok katkı yapıyor, hakkını
teslim etmem gerek..

   F.Bahçe ilk pozisyonuna 30 da Valbuena ile girdi ve maçın başarılı
isimlerinden Onur tarafından engellendi..İlk devre boyunca F.Bahçe nin
zaaflarını şöyle sıralayabilirim: dar alanda oyunu sıkıştırdılar,
oyunu açamadılar, yön değiştirmeleri yapamadılar, stopperler çıkarken
çok pas hatası yaptılar , adeta Valbuena nın üstüne yıkıldı 45
dakika..Trabzon lular ise skoru korumak amacıyla fizik mücadele
verdiler, Burak tan sonra da atak  girişimlerinde özgüven kaybı
oluştu, hücum oyuncusu Bero ve Yusuf orta sahaya yardım etmekten asli
görevlerini  yapamazken, Okay çalışkandı , ama üretken değildi..

  Ve 45 de Alper in şahsi becerisiyle çok kritik beraberlik golü
geldi, olmayan pozisyonu kendi yarattı ve uzak köşeye nefis bir
plaseyle  takımının soyunma odasına moralli gitmesini sağladı..

  Fenerbahçe ikinci yarıya Giuliano yla başladı, değişiklik tabelası
kalktığında Van Persie denilen birinin sahada olduğunu
hatırladık..F.Bahçe oyunun dümenini elinde tutarken gelişen bir
kontrada Olcay ın harika şutu kaleci Volkan ın hatasıyla birleşince
Trabzon beklemediği bir şekilde 2-1 öne geçtiğinde dakikalar 56 yı
gösteriyordu ve stadda büyük bir şok yaşanıyordu..Seyirci Volkan ın
ayağına her top geldiğinde ıslıklamaya başladı, bu ortamda maç F.Bahçe
için zora girdi..

   Oyun dahada sertleşti, her iki tarafada sarı kartlar çıkmaya
başladı, doğal olarak skoru kurtarmak amacıyla F.Bahçe büyük baskı
kurdu, sırasıyla Soldado ve Atıf oyuna girdi, Trabzon ise Önazi yi
sahaya sürerek orta alan direncini arttırmayı denedi..Ve 84 de bana
göre Kuco nun topa  talihsiz elle teması neticesinde kazanılan
penaltıyı Valbuena Onur un hamlesine rağmen ağlara gönderince F.Bahçe
ipten döndü..2-2...Hatta son dakikalarda öne geçecek pozisyonlarıda
buldu...

   Sonuç olarak maçın hakkı beraberlikti, denilebilirki, topa sahip
olmada F.Bahçe nin Trabzon a karşı büyük üstünlüğü vardı, girilen gol
pozisyonlarının rengi açık ara sarı-lacivertti, niye maçın hakkı
beraberlik olsun?? Şöyle düşünüyorum..5.  dakikayla 45 arası 40 dakika
ve 55-85 arası 30, yani toplam 70 dakika skor olarak yenik oynayan
F.Bahçe nin baskı kurması, topa sahip olması futbolda çok  doğaldır,
.bu bir....İkincisi ise saha ve seyirci avantajı faktörüdür..