Terör sahalara indi

Türkiye maalesef tepeden tırnağa terör bataklığına gömülmüş durumda, çevremizdeki ülkelerde, Güneydoğu' da, Kilis'de, Istanbul ve Ankara'nın ana arterlerinde  derken futbol sahalarına da sirayet etti..

Önce en tehlikelisinden başlayayım; ülkenin başkenti Ankara' da Türkiye Cumhuriyeti' nin simgelerinden biri olan en eski stadı 19 Mayıs'ın "şeref tribünü" basılıyor ve misafir takımın yöneticilerine linç derecesinde  dayak atılıyor.. Dayak atanlar Ankaragücü'nün "ileri gelen taraftarları", dayak yiyen misafirler ise Diyarbakır şehrinin 2. ligdeki temsilcisi  Amedspor yöneticileri.. Sebep, misafir takımın idarecileri galibiyet golüne sevinmişler..

BU AÇIKÇA IRKÇILIKTIR
 
Bunun adı "ırkçılıkdır, ayrımcılıkdır, Kürt düşmanlığıdır" ve ayıptır, yazıktır, günahdır. AKP iktidarının ötekileştirici politikalarının getirdiği sonuç ne yazık ki budur, ne kadar övünseler azdır eserleriyle! Bir de üstelik şikayet üstüne gözaltına alınan darp eden 6 kişi savcının talimatıyla serbest kalıyorlar ertesi gün, mahkemeye bile çıkmadan.."Şiddetle kınıyorum ve iğreniyorum" demekden başka birşey gelmiyor elimden..
 
Bu haber yandaş medyada hemen hemen hiç yer almazken, "liberal basında" da ikinci plana düştü. Çünkü Trabzon semalarından artık rutin hale gelen bir başka olay düştü gündeme Pazar gecesi..Fenerbahçe maçının son dakikalarında kale arkası tribünlerinden sahaya atlayan 17 yaşındaki bir "holigan" çizgi hakemi Volkan Bayarslan' a saldırdı..O da çıkarıldığı mahkemece reşit olmadığı için serbest bırakıldı tutuksuz yargılanmak üzere..

TRABZON'DA YAŞANANLAR
 
Bu ikinci eylem tamamen futbol holiganizmidir ve de uzun yıllardır Trabzon'da tekrarlanmaktadır...Aziz medyamızın  3 gündür futbol geyiklerini az çok izledim ve Trabzon'un idam edilişine tanık oldum. Eski futbolcu Lemi ve teknik direktör Sadi Tekelioğlu dışında...Ben ise konuya "sebep-sonuç" denklemi ışığında yaklaşacağım:
 
40 yıllık Trabzon - F.Bahçe rekabetinin son 20 yılda neredeyse "düşmanlığa" dönüşmesine hiç girmeyeceğim, detaylarını orta yaş kategorisindeki futbolseverler zaten yaşadılar, biliyorlar sanıyorum. Sadece içinde bulunduğumuz sezondan söz edeceğim. Trabzonspor, Hacısüleymanoğlu başkanlığında büyük paralar sarfederek yaptığı transferlerle 2015/16 sezonuna iddialı başladı. Aldığı kötü sonuçlarla orta-alt sıralara yerleşti. Ama bu olumsuz tabloda hakem hatalarınında çok büyük rolü oldu, bunu yadsıyamam, hele Istanbul'da bir Galatasaray maçı oldu ki Bitner yönetiminde, tam skandaldı..
 
Teknik adam değişiklikleri de çare olmadı olumsuzluğa, bir yandan hakem hataları devam ederken.. Ve gelindi maç gününe, tribünleri doldurmuş, ezeli rakibine karşı 2011 sezonunda şampiyonluğu şikeyle kaybettiğine inanan , bunun intikamını sahada F.Bahçe'yi çelmeleyerek almaya and içmiş 20 bin seyirci. Maçın daha başlarında çok üstün oynayan rakibine karşı 0-2 geriye düşülmüş, işler iyi gitmiyor. Ancak net bir penaltıları verilmiyor, Van Persie ikinci sarıdan atılmıyor hakem Bülent Yıldırım tarafından. Hangi Yıldırım? 2 sezon önce yine bir F.Bahçe maçını (haklı olarak) tatil edip Trabzon'un hükmen yenilgisine yol açan hakem...

BİR DEĞİL BİRDEN ÇOK YANLIŞ VAR
 
Şimdi kimse bana "F.Bahçe o kadar üstündü ki, penaltı da verilse maçı 4-1 alırdı" demesin. O golün vereceği moral ve 10 kişiye karşı oynayacak olmak tüm atmosferi değiştirirdi. En azından ne olacağı belli olmazdı diyeyim. Bunlar olmayınca ve ikinci yarı 2 gol daha gelince olaylar tetiklendi. 75. dakikada kale arkası tribünleri hareketlendi, tel örgüler sökülmeye başlandı. İşte bu noktada Trabzon emniyetinin önlem alamamasını ve hakemin öngörüsüzlüğünü eleştiriyorum. Stadda 1600 polis varmış, koyarsın 400-500 tanesini tel örgülerin içine, kimse adım atamaz, bu kadar basit... Hakem de anonsunu yaptırır, icabında içeri girer, güvenlik sağlanınca maça devam ederdi..
 
Şu ana kadar seyircinin psikolojisini, yani sebepleri yazdım, sahadaki emniyet zaaflarını, hakemin hatalarını dile getirdim, ancaaaak  herşeye rağmen gelinen sonucu onaylamam mümkün değil, yaşanmamalıydı o çirkinlik.. Aslında cizgi hakemi değildi bana göre o fanatiğin hedefi, isyanını en yakındakinde gidermeyi denedi..
 
Tabi sebeplerin içine Trabzon kentinin son yıllardaki sosyolojik boyutunu, gençlerin ruhsal hallerini, aynı mahalleden gelen kale arkası seyirci profilini ve hatta siyaseti de sokabiliriz..Fakat bu problemler başlı başına bir yazı konusu.
 
Özetle, Trabzon Valisinden Emniyet Müdürüne, yanlış hakem atayan MHK sinden 6222 nolu "sporda şiddet" yasasını bir türlü uygulamayan yargısına, 3 Temmuz sürecini iyi yönetemeyen federasyonlardan eski başkan Hacısüleymanoğlu'nun ve Aziz Yıldırım'ın tahrik edici demeçlerine, oy uğruna taviz veren iktidardan olayın failiyle ropörtaj yapan medyaya kadar herkesin suçu var gelinen noktada. 

Tek suçlu sen değilsin O.M.......