Transformers 5: Son film olur, inşallah!

Transformers 5: Son film olur, inşallah! Ali Rıza ÖzkanEh, tatil geldi ve sinema artık en çok çocukların hakkıdır, diyelim. Tatille birlikte çocuklara yönelik film sunulması fikrini şimdilik Türkiye’de kavramış tek yapımcı olan BKM, Dede Korkut hikâyelerinden post-modern...

Ali Rıza Özkan

Eh, tatil geldi ve sinema artık en çok çocukların hakkıdır, diyelim. Tatille birlikte çocuklara yönelik film sunulması fikrini şimdilik Türkiye’de kavramış tek yapımcı olan BKM, Dede Korkut hikâyelerinden post-modern bir kurgu ile gösterime soktuğu ''Salur Kazan: Zoraki Kahraman’ ilk haftada beklenen ilgiyi görmedi. Büyük bir ihtimalle toplamda 100 bin seyirci civarında gösterimden kalkacaktır.

Buraya bir parantez açıp, çocuk filmleri konusunda görüşümü kısaca belirteyim: Kanaatimce, BKM ticari olarak tatil başlangıçlarında 16 yaş altı gruplara film üretmekten vaz geçmemeli, ancak filmlerin içeriği ve sunumu üzerine daha titiz çalışmalıdır. Sanıyorum, bu yaş grubu 5 ile 10 milyon arasında bir seyirci potansiyeline sahip ve doğru filmler sunulduğunda sayısal olarak daha da büyümesi hiç şaşırtıcı olmaz. Japonya’da örneğin 300 milyonun üzerindeki sinema seyircisinin ortalama yarısını bu yaş grubu oluşturuyor.

''Arabalar’la gelen hayal kırıklığı

Geçen hafta ise, yıllardır çocukların vaz geçilmezlerinden “Arabalar'' serisinin üçüncü filmini izledik. İlkini 2006’da izlediğimde gözlerimi alamadığım ve hikâyesine hayran kaldığım hikâyeden eser kalmamış. Disney’in animasyon alanında çöküşünü belgeleyen film hangisidir, derseniz, ''Arabalar 3’ derim.

Yönetmen ve hikâyenin yaratıcısı John Lassater ve ekibi kovulmuş ve eski ekipten sadece senaryo ekibinde Kiel Murray kalmış. Hikâye sıradan, zaman zaman göz boyamayı akıl eden bir görsellikle ''Arabalar 3’ün zararı, serinin ikinci filminin zararının kat be kat üzerinde olacağı şimdiden anlaşılıyor. Disney, aslında en güçlü ve deneyimli olduğu alanda, yani çocuklara hikâye anlata konusunda çakılması bence çok önemli dersler içeriyor.

Bu hafta ise, yine ilk filmini izlediğimde beni heyecanlandıran, ama ikincisini izlediğimde bir daha izlememeye karar verdiğim Transformers serisinin 5. filmi gösterime girdi. Steven Spielberg, David Geffen ve Jeffrey Katzenberg’in kurduğu DreamWorks’ta yaratılan “Transformers’ sanat işi bırakırsa sinema çöplüğe döner, fikrinin canlı bir kanıtı.

''Transformers’ ya de gelen gideni aratır!

İngiliz ve Çin sermayesi ile birleşen Paramount Pictures küresel çapta etkili en önemli filmlerin haklarını satın alıyor. O kadar ki, son zamanlarda seyrettiğiniz iki filmden birisi Paramount’undur diyebilirim. Ancak, içinde büyük bir sermaye barındırsa da, sinema önce sanattır, yani yaratıcılıktır. Esasen, sinemanın sanat olarak temel çelişkisi de sermayeye olan bu bağımlılığıdır.

Nitekim, ''Transformers 4: Son Şövalye’ de, harika tekniğine karşılık, içi boş bir film. Gerçek olup olmadığı hakkında epeyi söylentilerin olduğu ve tam da bu yüzden sinemanın çok sevdiği İngiliz kralı Arthur’un sayıca çok az olduğu savaşları kazanmasının asıl nedeninin uzaydan gelen yardımlar iddiası üzerinden film yapmak, sanırım gençlerin aklı ile dalga geçmek gibi bir şey. Üstelik bu savaşı sonunda decepticon’larla autobot’lar arası savaşa indirgeyip filmi bitirmek için bence, bir insanın sinemadan hiç anlamaması gerekiyor!

Bence, Transformers serisinde sevindirici haber, büyük ihtimalle serinin bitirilmesi. Michael Bay’ın yönetmenlik koltuğunu bırakacağı kesinleşmiş gibi. Olacak olan, büyük ihtimalle, serinin telif haklarının daha küçük ve pazara girmeye çok hevesli bir Çin firmasına satılması ve seyircinin olaya sinema salonunda nokta koymasıdır. Herkese şimdiden geçmiş olsun.