'Türkiye'nin tanınmama değil, kötü tanınma sorunu var'

ABC Gazetesi-Başbakan Ahmet Davutoğlu, Turizm Acil Eylem Planı Destek Paketi'ni açıkladı. Davutoğlu, turizm sektörüne 255 milyon TL planladıklarını ve 280 milyon liralık ödeme kolaylığı getirileceğini söyledi.Başbakan, Rus turistlere yönelik de önemli açıklamalar yaptı ve "Türkiye’ye gelen Rus turist sayısının azalmayacağını düşünüyorum. Bir yolunu bulup Türkiye'ye geleceklerdir" dedi. 

"SORUN YOKMUŞ GİBİ DAVRANILIYOR"

Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı turizm etlem paketi, turizmciler tarafından yetersiz bulunurken en çarpıcı eleştiri ise eski Turizm Bakanlarından Bahattin Yücel'den geldi.

Davutoğlu'nun açıkladığı paketin beklentileri karşılamaktan çok uzak olduğunu belirten Bahattin Yücel, "Başbakan sanki Rusya uçağını düşürmemişiz gibi, sanki Rusya ile bir sorun yokmuş gibi konuştu. Sorun akçalı işler sorunu değil, ortada siyasi bir sorun var" dedi.

"TÜRKİYE'NİN TANINMAMA SORUNU YOK, YANLIŞ TANINMA SORUNU VAR"

Halk TV canlı yayınında Davutoğlu'nun açıkladığı eylem planını değerlendiren eski bakan akftif bir tanıtım kampanyası başlatılacağını açıklayan Başbakan'a şöyle seslendi:

"Aktif ve dinamik tanıtımı ne için yapacaklar bilmiyorum. Türkiye tanınmıyor değil, Türkiye'nin tanınma sorunu yok. Bakın Türkiye kadın cinayetleri ile tanınıyor, insan hakları ihlalleri ile tanınıyor, hapisteki gazetecilerin en fazla olduğu ülke olarak tanınıyor, sosyal medyaya dünyada en fazla yasak getiren ülke olarak tanınıyor, düünyanın en pahalı enerjisini tüketen ülke olarak tanınıyor. Türkiye'nin bir tanınmama sorunu yok. Türkiye'nin sorunu bunları yapmamak. Sayın Başbakan bunları tersine çevirecek bir politika izlerse, Türkiye yeniden eski günlerine kavuşur. Türkiye yasaklarla anılan bir ülke. Beli yerlerde içki yasakları var, buna karşı bir takım kampanyalar var. Türkiye, insanların ne yiyeceğine, ne içeçeğine, nasıl giyineceğine ve kaç çocuk yapılacağına siyasal üktidar tarafından karar verilen bir ülke konumuna geldi. Bu algılar birike birike Türkiye'yi bu noktaya getirdikleri ortada." 

NATO ÜLKELERİNE AÇIKLAMA YAPTIRSINLAR

Türkiye'nin turizm konusunda sadece Rusya sorunu yaşamadığının altını çizen Bahattin Yücel, "Siyaseten yapmaları gereken başka bir şey daha var. Saymış oldukları ülkeler içinde Rusya'yı dışarıda tutuyorum. Rusya ile ayrı bir durumumuz var, Haklılık haksızlık tartışmalarını bir kenara bırakıyorum. Ama Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD bizim NATO'daki ortağımız. Bu dört ülkenin de 'Türkiye'ye gitmeyin' uyarısı var. Dışişleir bakanlıklarının yaptığı. O ülkelerin Dışişleri Bakanlıklarına bu uyarıları kaldırmalarını söyleyin. Bu tabi bizim isteğimizle olmaz. Bu uyarıları kaldıracakları şartları oluşturun, o zaman bu paketler bir işe yrayabilir" şeklinde konuştu.

''KRİZİN DERİNLİĞİNİN FARKINDA DEĞİLLER'

Aslında turizm sektörünün de krizin derinliğinin farkında olmadığını kaydeden Yücel, bu açıdan bakıldığında sektörün isteklerinin bir bölümün hayata geçirildiğini, bir bölümünün de görmezden gelindiğini ifade etti.

''KÜTAHYA ZAFER HAVALİMANI NEDEN DESTEKLENECEK?

Eylem planında desteklenecek havalimanları arasında Kütahya Zafer Havalimanı'nın da eklendiğine dikkati çeken Yücel, "O havalimanının özelleştirmesini alan şirket iktidara çok yakın. Buraya özendirmek istiyor. Nereye gidecek Kütahya'dan. İzmir'de havaalanı var zaten, Antalya'da var. Denizli'de var. Denizli'ye koysa hiç değilse bir esprisi var" diye konuştu.

''ARTVİN'DE İNSANLARI SOKAĞA DÖKERSENİZ GELMEZLER'

Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, Türkiye'nin ne yapması gerektiğine ilişkin görüşlerini de şöyle anlattı:

"Birincisi Türkiye bölgesel pazarlama yapmalı. Havaalanı çevreleri bunun için çok uygun. Bunu yaparken artık oradaki her türlü işletmenin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi lazım. Yani bu Türkiye standartları yetmiyor buna. O işletmelerin tanınır, bilinir olabilmesi için markalaşmaları gerekiyor. O da yetmiyor. Bunların bulundukları çevrenin dünyadaki çevrecilik anlayışına göre yönetilmesi gerekiyor. Siz şimdi Artvin'de insanları sokağa dökerseniz, ağaçları keserseniz ben buradan enerji üreteceğim diye, oraya insan götüremezsiniz, o ülkeye de insan götüremezsiniz. Ya da imarlaşma yoluyla her tarafı betonlaştırırsanız yine insan götüremezsiniz. Bunlara dikkat edilecek. Ondan sonra konuşulacak bu iş.