Tutulan ve gözden kaçırılan oruç

Tutulan ve gözden kaçırılan oruç

Tutulan ve gözden kaçırılan oruç Aydın Tonga            Görünen yüzüyle, yeme ve içme gereksinimleri dahil olmak üzere birçok ihtiyaçtan belirli zaman dilimlerinde uzaklaşmanın adıdır oruç. Yahudilik ve Hristiyanlık gibi tek tanrılı dinler başta...

Aydın Tonga

            Görünen yüzüyle, yeme ve içme gereksinimleri dahil olmak üzere birçok ihtiyaçtan belirli zaman dilimlerinde uzaklaşmanın adıdır oruç. Yahudilik ve Hristiyanlık gibi tek tanrılı dinler başta olmak üzere, diğer pek çok inanç grubunda da ihtiyaçların yılın belirli günlerinde ertelendiğini söyleyebiliriz. Bu halin yani orucun elbette “ihtiyaç boykotu'' anlamının dışında daha içerilerde, derinlerde başka bir manası daha vardır. Örneğin bu mana İslam dininde şöyle dile getirilmiştir: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız ve takvaya erişmeniz için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı'' (Bakara, 2/183-184) Allah’a sakınmaktan ve takva ehli olmaktan kasıt ise, inancın “emir ve buyruklarını'' yerine getirmek, onun şuuruna erişmek anlamındadır. Elbette burada dini nasıl yorumladığınız o söz konusu emir ve buyrukları nasıl değerlendirdiğiniz önemlidir. Ve bu yanıyla da tartışmaya açıktır. Diğer taraftan hırsızlık yapmamak, emanete hıyanet etmemek, yalan söylememek, israf etmemek, faiz kazancını kabul etmemek gibi Kur’an da yazan emir ya da nasihatlerin tartışmaya açık bir yanı yoktur. Nitekim bu istekler aynı zamanda “dünyevi'' değerlerinde etik ve evrensel kabulleridir. Dolayısıyla orucu derin manasıyla kabullenmek, bu ibadeti gerçekleştirmek demek aynı zamanda ifade ettiğimiz bu etik değerleri de oruç ayı boyunca yaşamak onu hayata geçirmek manasında olmalıdır. Bu ay boyunca “takva'' halinin farkındalığını en güçlü haliyle hissetmek, oruç ile birlikte sözden öze, çiğlikten olgunluğa yol almak demektir.

            Burada bir noktanın altını çizmek gerekiyor; oruç bağlamında ifade ettiklerimiz, dini bir kabullenişin arkasında yatan kimi gerçeklerin açığa çıkarılması, parçanın içinde bulunduğu bütünün yansıtılması anlamını taşımaktadır. Zira günümüz dünyasında yaşadığımız en büyük kopuşlardan biri parça bütün ilişkisinde gözlenmektedir. Öyle ki, “söylemin'' gücüne yaslanan düşünce ve inançlar, bu gücün etkisi altında kalarak, parça olmayı kabul etmekte ama bütünü yok saymaktadırlar. Belirttiğimiz üzere bu durum söylem iktidarının ağırlığından kaynaklanmaktadır. Tam da bu nedenden dolayı, ramazan ayı boyunca hakim olan oruç felsefesi, neredeyse “gıda boykotu'' şeklinde yaşanmakta, dahası gösteriş ve şatafattan başı dönmüş oruç sofraları ile bu günler bile bir şova dönüştürülmektedir. Çünkü milyonların neden aç kaldığının, kötü koşullarda yaşadığının sorgulanması; üretim ve tüketimde yaşanan başıbozukluğun afişe edilmesi, paylaşım ve bölüşmenin dillendirilmesi oruç tutmaktan çok daha “zor'' bir eylemdir.   Zira sözünü ettiğimiz o sorguların bilinçlere kazınarak yaşam alanı bulması, mülk ve kazanç tutkunları için “mutlak bir oruç'' haline geleceği için, onlar ancak orucu dilleri ile tutar ve böyle yaşanması için de ellerinden geleni sarf ederler.

            Asgari ücretin 1404 lira olduğu bir ülkede hesabında 1 milyon ve üzeri parası bulunan kişi sayısı 106 binden fazlaysa ve bu ülkede çoğunlukla “Müslümanlar'' yaşıyorsa en azından Kur’an’ın “ahlaki öğüt ya da emirlerinin'' güzide yurdumuzda yaşam bulamayacağı açıktır. “İhtiyaçtan fazlasını infak edin/verin'' (Bakara, 2019) diyen, dini yalanlayanı; yetimi itip kalkan, yoksulu doyurmaya teşvik etmeyen kişi olarak tanımlayan ve bu insanları namazları ciddiye almamakla, gösteriş yapıp, hayra engel olmakla suçlayan (Maun1-7) bir kitaptan, Kur’andan bahsediyoruz. Eğer oruç bu anlamda, samimiyetle ve tam bir itikat, idrak haliyle kabullenilmiş olsa ramazan ayı aynı zamanda hesaplaşma ve yüzleşme ayı olarak da yaşanmalıydı. Nitekim inanan bir kimse açısından içsel uyanış, ikrar ve doğruluk bunu gerektirir. Fakat günümüz dünyasında pek çok öğretide olduğu gibi burada da yaşanan, öz değil biçim olarak kendini gösteriyor.

            İfade ettiğimiz üzere orucun tutulmasına gerekçe olan hususları hayata geçirmedikten sonra, vücut bulan “dinin isteği'' değil, söylemin iktidarı olacaktır. Her ne kadar söylemin “bilinci'' ile yaşanıldığı fark edilmese de, din/inanç adına geçerli olan egemen din iktidarıdır artık. Bu noktada, kişi öncelik hakikatle bir sınav içerisindedir. Ve burada elzem olan biçimi hayata geçirmek, doğruyu işaret etmek değil, görüntünün dışına çıkmak ve doğruyu yaşamaktır. Oruç ile amaçlanan, tutkuya, hırsa, kontrolsüz tüketime engel olmak; tevazu içerisinde yaşamaksa bu amaca yılın belirli saatlerinde aç kalarak ulaşılamaz. Bu bir zihniyet, irade ve inanç meselesidir. Ve elbette bu durum Müslüman olan kişinin kendi iç dünyasındaki bir sorundur. Lakin İslam inancının dini metinlerini incelediğimizde, oruç bağlamında var olan gerçeklik bize bunu göstermektedir.

            Söz konusu gerçekliği iliği kemiğine kadar yaşayan isimlerden birisi hiç şüphesiz İranlı sosyolog Ali Şeriati’dir. Bütün ömrü boyunca inandığı dini, doğruluk, dürüstlük ve ahlak ekseninde yorumlayan; dinin amacını hakça bir toplum, mülk ve saltanat egemenliğine karşı adil ve eşit bir dünyanın inşa edilmesi olarak değerlendiren Ali Şeriati, oruç noktasında da bize şu çarpıcı sözlerle seslenir: “Denilir ki oruç, insanlar açlığı hissetsinler, kavrasınlar diye emredildi. Ancak bizim müşahade ettiğimiz, yılın tüm vitamin eksikliği ramazan ayında telafi ediliyor. Bu ne biçim açlık. Allah’ı mı kandırıyorsunuz? Bu dinle alay etmektir. Çalışmayan, iş yapmayan bir adam neyin orucunu tutar? Orucun ne olduğunu anlayamaz. Onun yaptığı bir rejim değişikliğidir. Bunda minnet edecek bir durum yok. Onun cinsinin değişmesi lazım.'' Ali Şeriati gibi büyük isimleri hatırladığımızda ise biz de şu ifadeleri kullanmaktan kendimizi alamıyoruz: Oruç, yokluğun acısını, paylaşmanın erdemini, bölüşmenin güzelliğini yaşatarak evlere konuk oluyorsa yalnız tutanlar açısından değil, tanık olanlar açısından da kıymetli bir değerdir.

"Tutulan ve gözden kaçırılan oruç" haberi, 29 Mayıs 2017 tarihinde yazılmıştır. 29 Mayıs 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Tutulan ve gözden kaçırılan oruç haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Tutulan ve gözden kaçırılan oruç 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 16 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 13:25 BIST 100 Endeksinde dikkat çeken düşüş
  2. 13:23 Tarım Ürünleri Fiyatlarında Mart 2024'te %61,87 Artış: TÜİK Raporu
  3. 13:21 Yüksek Seçim Kurulu kararını verdi: Dört belediye için seçim yenilenecek
  4. 13:20 Artuklu'da Sokak Kedisi Trajedisi: Sürücü Kaçtı, Hayvanseverler Tepkili
  5. 13:14 Kızılcık Şerbeti'nde yer yerinden oynayacak: Nursema, Umut'un ihanetine tanık olacak
  6. 13:12 Körfez Ülkelerinde Şiddetli Yağışlar ve Seller: Umman'da 18 Kişi Hayatını Kaybetti
  7. 13:05 İtalyan Devi CFM Soğutma ve Otomasyon'u Satın Aldı:Türkiye'deki Ekonomik Krizin Etkisi Devam Ediyor
  8. 13:03 Macron, "Olimpiyat Ateşkesi" çağrısında bulundu
  9. 12:56 Anayasa Mahkemesi Başkanvekili belli oldu: Basri Bağcı kimdir?
  10. 12:55 Filenin Sultanları 2024 VNL sezonuna başlıyor: Geniş kadroda yer alacak isimler belli oldu
  11. 12:49 Birleşmiş Milletler: İsrail'in Gazze'ye insani yardım kısıtlamaları devam ediyor
  12. 12:42 Yurtdışında da projeleri olan Türk inşaat devi iflasını açıkladı
  13. 12:41 AKP'nin emeklilere yönelik vaadi boş çıktı: SGK Uzmanı "İndirimler nerede?" diye sordu
  14. 12:41 Ticaret Bakanlığı, İsrail'e ihracatın devam ettiği yönündeki iddialara yanıt verdi
  15. 12:35 Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bakan Şimşek Arasındaki İddialar Yalanlandı
  16. 12:28 Sergen Yalçın İddiaları Hakkında Beşiktaş'tan Açıklama: Henüz Görüşme Yok
  17. 12:27 Beşiktaş'a iki önemli oyuncudan kötü haber!
  18. 12:27 Dursun Özbek İspanya'ya uçtu: Real Madrid'in 25 milyon euroluk yıldızı transfer için kapıda!
  19. 12:26 Avukat Can Atalay, depremde kaybolan insanlar için bir seferberlik çağrısı yaptı
  20. 12:26 Trabzon hasır bileziği fiyatları, altın fiyatlarının artmasıyla birlikte tarihi zirvelerine ulaştı
ABC Kritik Haberleri