Gercem Altunordu
Gercem Altunordu - Yaşam

Çemberin İçi

Bugün uyandığında uzun zamandır bulunduğu sahilin, inci gibi parlayan kumlarının üzerine bir çember çizip düşünmeye başladı. Bir süredir yaşamını sürdürdüğü bu güvenli kıyıdaki sular sakin ve tertemizdi. Yukarıdan baktığında gördüğü sevimli küçük balıklar ona müthiş bir mutluluk veriyordu. Uçan kuşların cıvıltısında huzuru yakalıyordu. Tatlı esen rüzgarın, teninde bıraktığı tesiri tarif etmek imkansızdı. Yemyeşil ağaçlar, diplerinde biten rengarenk çiçeklerle ortamın keyfini biraz daha vazgeçilmez kılıyordu.

Kısacası, rahattı; konforu yerindeydi. Ancak, bu böyle olmazdı. Ömrünün sonuna kadar bu sorunsuzluğun içinde olmak zararlıydı. İnsanı, tıpkı şimdi demir attığı limandaki sular gibi sığlaştırırdı. Haddinden fazla uzun süren rahatlık hali, kişiyi sinsice yok ederdi. Derin olmayan denizlerde bile yüzmeyi unuttururdu. Konfor alanının dehşet verici güzelliği karşısında aldanan kişi, eklemlerini kullanamaz hale gelir ve hareket etme kabiliyetini kaybederdi. Neticede kangrenleşmiş uzuvlar, kesilme raddesine gelirdi. Ayrıca, kangren olan uzuvlara kaybolan duyular eşlik ederdi. Sürekli parlayan ışığa maruz kalan gözler zaman içerisinde kör olurken, daima aynı cıvıltıları duyan kulaklar sağırlaşırdı. Hep yumuşak zemine dokunan eller, biraz olsun sert zemine değdiğinde çabucak kanamaya başlardı.

Bu yüzden, zamanı geldiğinde konfor alanından uzaklaşmak gerekti. Huzurun ve mutluluğun aynı tonunu ebediyen tatmakta ısrarcı olmanın hiçbir anlamı yoktu. Yaşamak böyle bir şey değildi, olamazdı. Değişmezliğin içinde sürekli yer almak, bir nevi ölmek demekti. Gelişmek ve yenilenmek için çemberin içine girmek şarttı. Sıkıntıları göze almak kaçınılmazdı.

***

Artık kararını vermişti. Bu sıkıcılıktan kurtulacaktı. Tehlikeli sularda çırpınmak zorunda kalsa da her çırpınışta biraz daha cesaretlenecek, hayat karşısında daha güçlü bir hale gelecekti. Zaman zaman önden esen sert rüzgarlar, onu oradan oraya sürükleyecek olsa da, nihayetinde mücadele etmeyi öğrenecekti. Ne zaman ve nerden çıkacağı belli olmayan büyük balıklarla da yaşamayı belleyecekti. Aştığı her büyük dalgayla birlikte o da yükselecekti. Yüzerken sular birdenbire buz kesse de, o içindeki en sıcağı duymayı başaracaktı.

Derinleşmek, böyle bir şeydi. Güvenli ve sıcak kıyılara elbet yine ulaşılırdı. Fakat, çemberin içine girmeden “yaşadım” demek olanaksızdı.

Toplam 1490 defa okunmuştur.

Gercem Altunordu diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.