Pamir Şen
Pamir Şen - Yazar

Britonlar Akdeniz’de

Daha önce yazdığım iki yazıda XVI. Yüzyıl boyunca İngilizlerin hem halk hem de aristokrasi nezdinde Osmanlı dünyasından ne denli uzak oldukları ve bu otantik dünyayı ne derece mitlestirdikleri üzerinde durmuştum. Elbette tarih kitaplarında zaman gerçek hayattan çok daha hızlı ilerliyor. O nedenle kendimizi aniden 1570'lerin Londra'sında bulabiliyoruz. İster antik ister Ortaçağ'da bulunalım, hiçbir toplum kendi yağıyla kolay kolay kavrulamaz. Her coğrafya, kendi kaynaklarından edinemediği ürünleri elde etmek için başka milletlerle hasır neşir olmaya mecburdur. Bu ilişki ticaret yoluyla sağlanabileceği gibi savaş ve yağma yoluyla da sağlanabilir. Her halükarda batı doğunun, kuzey güneyin külüne muhtaçtır diyebiliriz. Ortaçağ'da geçen filmlerde bir sandık dolusu karabiber hediye edildiğine şahit olanlar olmuştur. Karabiber örneği gibi envai çeşit meta doğudan batıya giderdi ama bu elbette belirli merkezlerin aracılığıyla olurdu. İngiltere onaltıncı yüzyıl ve öncesinde birkaç istisnai teşebbüs haricinde şarkla ticari ilişkisini ekseriya Venedik ve
sonrasında Antwerp üzerinden sağlardı. Ancak İspanya kralı Katolik II. Felipe ile husumet hali sonucunda Akdeniz'de nüfuzunu iyice yitiren İngiltere için yeni yollar aramak zaruret haline gelmişti. Burada I. Elizabeth’in sekreteri, “spymaster” yani istihbarat şefi olarak da bilinen Sir Francis Walsingham (kendisini 1998 yapımı Elizabeth filminde Geoffrey Rush canlandırmaktadır)”, Akdeniz’de İspanya karşıtı bir mevcudiyet için kolları sıvadı ve Büyük Türk ile ticari bir ittifak projesi geliştirdi.
1578’in sonunda Londra'nın ileri gelen ticaret adamı Edward Osborne ve heyeti İstanbul’a giderek padişah III. Murat’ı, Venedik ve Fransa'nın halihazırda sahip olduğu ticari imtiyazların benzerini İngiliz tüccarlara da vermeye ikna etti. İran’la taze savaşa giren imparatorluğun kalay, kurşun ve yün gibi maddelere ihtiyacı vardı. Padişahın kraliçeye yazdığı bir mektupla tasdiklenen yirmi iki maddelik imtiyazlar sonucunda Londra, ticareti organize etmek ve Türklerin “sözlerinde durmalarını” sağlamakla mükellef olan Türkiye Kumpanyasını yine Osborne’un yöneticiliğinde
teşekkül ettirdi.

Tüm bu gelişmeler sonucunda XVII. yüzyıl, sadece İstanbul değil, İzmir ve Halep başta olmak üzere çeşitli Osmanlı kentlerinde İngiliz yerleşimlerine şahit olacaktı. O zamana kadar epey içine kapalı bir topluluk denebilecek İngiliz halkı, yavaş yavaş bu çok farklı kültürle (daha doğrusu kültürler bütünüyle) doğrudan temas haline giriyordu. İlk atanan elçi William Harborne daha çok ticaretle ilgili meselelerle uğraşırken, onun sekreteri ve halefi Edward Barton, Türkçe de öğrenerek Osmanlı elitleriyle yakın ilişkiler kuracak, hatta III. Mehmet’in Eğri seferinde bizzat bulunacaktı. Hiyerarşinin en tepesinde bulunan elçiler bir yana, onların mahiyetindeki tüccar ve diplomatlar, toplumun daha farklı kesimleriyle de birebir ilişki kuruyordu. Bu etkileşim, Ortaçağ'dan kalan önyargılarla birincil temasların adeta bir sentezini ortaya çıkardı
ve İngiliz Turcica’sının Avrupa hümanistlerinin eserlerinin çevirileriyle sınırlı olma hali değişmeye başladı.
Aynı dönemlerde Shakespeare antik Yunan ve Roma’yı set olarak kullandığı Bir Yaz Gecesi Rüyası ve Antonius ve Kleopatra gibi oyunlar yazıyor, Marlowe’un Büyük Timurlenk’i ve benzerleri ile bu seti İslam dünyasına doğru genişletiyordu. İngilizler adalarının etrafındaki “globe” (dünya) ile iç içe, ama onu kendi bağlamlarında
yeniden yorumlayan bir kültürel dünya inşa etmeye başlamışlardı. VIII. Henry'nin sarayında Türk halıları vardı. Kızı Elizabeth ise “Türk” ile bizzat mektuplaşıyordu. Haliyle yavaş yavaş olgunlaşan bu yakınlaşma süreci İngiliz
Turcica’sını farklı oryantal krallardan alınan unvan ve motiflerle donatılmış “Marboryn Ramosyn” tiplemesinden (1518) Paul Rycaut’nun The Present State of the Ottoman Empire’i (1668) gibi Osmanlı devlet yapısını derli toplu inceleyen bir esere kadar götürecekti.

Kaynaklar ve Tavsiyeler
Alfred Cecil Wood, Levant Kumpanyası Tarihi çev. Çiğdem Erkal İpek (Dogu Batı
Yayınları 2013; orijinal basım 1935, 1964).
Başak Çeliktemel, "A Study of the Third English Ambassador Henry Lello’s Report on
the Ottoman Empire (1597-1607)," Master of Arts thesis, Istanbul Bilgi University,
2012.
Daniel Goffman, Osmanlı İmparatorluğu'nda İngilizler 1642-1660, çev. Ayşe Başcı
Sander (Sabancı Üniversitesi 2012)
E. Natalie Rothman, The Dragoman Renaissance: Diplomatic Interpreters and the
Routes of Orientalism (Cornell University Press, 2021),
Britonlar Akdeniz’de 3
http://www.jstor.org/stable/10.7591/j.ctv1hhj13p.
Sarah Searight, The British in the Middle East (London and The Hague: East-West
Publications, 1979), in association with Livre de France, Cairo.

Toplam 5162 defa okunmuştur.

Pamir Şen diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.