Pamir Şen
Pamir Şen - Yazar

Muhteşem Yüzyıl'daki bir sahnenin analizi

Finalinden bu yana on yıla yakın zaman geçmesine rağmen, birçok nedenle hala ilgi gören
Muhteşem Yüzyıl dizisindeki bazı sahneler, tarih öğrenmek için değil, ama geçmiş zamanın
kurallar dünyasını kavramak için, kanımca oldukça yararlı malzeme oluşturur. Bunlardan biri de
ikinci sezonun başlarında Sultan Süleyman ve Valide Sultan arasında geçen, kısa bir
diyalogdur.
Sahnenin bağlamını diziyi izlememiş olanlar için kısaca özetleyecek olursak: Kastilya
prensesi Isabella Fortuna, Türk korsanlar tarafından gemisi basılıp esir alınarak saraya
satılmıştır. Ancak Padişah ve sadrazamı Ibrahim Paşa, kendisini hareme almak yerine, şehir
dışındaki av köşkünde misafir olarak tutmaktadırlar. Bunda prensesin, Avusturya Arşidükü
Ferdinand’in akrabasıyla nişanlı olması etkili olmuştur. Kendisini Avrupa’nın hakimiyeti için
oynadıkları siyaset oyununda bir koz olarak kullanmak niyetindelerdir. Ama elbette dizinin
dramatik yapısı, Süleyman ile Isabella arasında bir romantik ilişki ortaya çıkmasını zaruri
kılmıştır. Bu arada Valide, bu durumu Hürrem Sultan ile haremin hakimiyeti için dönen
mücadelede kullanmak maksadıyla prensesi saraya davet eder. Bunu işiten Hünkâr oğlu ile
arasında aşağıdaki diyalog geçer.

S: Prensesi neden saraya davet ettiniz validem?
V: Misafirini ağırlayıp tanımak istedim. Ne var ki bunda?
S: Devlet-i aliyye için bir düzen kurdum, benim için oyun oynamayın sakın! Prenses
haremdeki oyunlara alet edilmesin.
V: Nasıl bir devlet meselesi ki, ancak kadınlarına sunduğun alakaya ve hediyelere mazhar
oluyor. Hürrem’den çekindiğin için mi onu haremine almadın? Oysa ki çok güzel, zarif bir kadın;
üstelik asilzade.
(Süleyman öfkeli ve görece tehditkar bir bakış attıktan sonra çıkar).

İşin doğrusu, tarihi kaynaklarda ne bu dönemde Osmanlı sarayında esir tutulan bir prenses
vardır, ne de Isabella Fortuna Kanuni ile çağdaştır. Haliyle buradaki hikaye, senarist Meral
Okay’in büyük ölçüde zaman akışını yavaşlatmak için kullandığı bir tür aparattan ibarettir. Ama
yine de olay, Mohaç Muharebesi (1526) ile Viyana Kuşatması (1529) arasında cereyan etmekle,
kamerasını temelde saray içi entrikalara çevirmiş bir yapımın, zamanın uluslararası meselelerini
yansıtmasına vesile olur.

Burada ikilinin diyalogu, hakimiyet alanlarının sınırlarını ifade etmesi açısından manidar bir
örnek oluşturur. Valide harem teşkilatının reisidir. Harem ise padışahın özel hayat alanından
fazlasını ifade eder. Hanedanın devamını sağlamak vazifesini yürütmek bir yana, şehzadelerin
ve hanım sultanların yetiştiği, cariyelerin sadece padişahın odalıkları olmadığı, aynı zamanda
yine saraydaki bir diğer teşkilat olan Enderun’dan yetişen devlet adamlarıyla evlendirilmeleri
yoluyla bir anlamda merkezi idarenin teminatının sağlandığı yerdir. Zira Osmanlı, bilhassa klasik
döneminde, idareyi saraydan taşraya doğru yayma amacıyla, elitini saray içinde yetiştirme
siyasetini güdüyordu. Böylesine girift bir teşkilatın devletin karar alma mekanizmalarında önemli
bir yer üstlenmesini skandal olarak yorumlamadan önce, Yeniçağ’da modern bürokrasinin
olmadığını, devletin yönetiminin monarkın aklından ve hatta kısmen gönlünden geçtiğini
unutmamak gerekir.
Öte yandan Süleyman, Isabella’yı haremin dışında tutarak, bir anlamda bu düzeni
sarsmaktadır. Valide Sultan, bu meseleyi kendi hakimiyet alanı olan harem içinde çözülmesini
isteyerek, padişaha sınırlarını hatırlatır. Ancak uluslararası siyaset söz konusu olduğunda, bir
devletin kendine has mekanizmalarını esnetip genişletme zorunluluğu hasıl olabildiği gibi
padişah, mutlak otoritesini gölgeleyecek hamleleri, öz annesinden dahi gelse, şüpheyle
karşılamakta, hatta bertaraf etmek istemektedir.
İki karakterden birinin Avrupa’daki düşmanlarına, diğerinin haremdeki rakibine karşı prensesi
koz olarak kullanma amaçlarının çatıştığını görürüz. Birbirlerine gözdağı verdikleri bu sahnede,
hanedan ile devletin iç içe geçtiği Yeniçağ monarşilerinde akrabalık ilişkilerinin nasıl iktidar
mücadelelerine gebe olduğunu gözlemlemek mümkündür. Elbette, hem dizinin kendi
hikayesinde hem de takip ettiği tarihsel kronolojide, bu mücadelenin henüz kan dökülmediği
safhaları mevzubahistir. Sezonun ortasında Süleyman’ın oğlu Mustafa’ya söylediği
“masumiyetin kaybolması” süreci, henüz başlamamıştır.

Kaynaklar ve Tavsiyeler
Halil İnalcık, "Harem bir fuhuş yuvası değil, bir okuldu,” (Chicago, 1990). Kaynak linki:
https://www.academia.edu/33208400/Harem_Bir_Fuhuş_Yuvası_Değil_Bir_Okuldu_Halil_İnalcık
J. Highfield, "Isabella I." Encyclopedia Britannica, June 22, 2023.
https://www.britannica.com/biography/Isabella-I-queen-of-Spain.
Leslie P. Pierce, The Imperial Harem: Women and Sovereignty in the Ottoman Empire (New
York and Oxford: Oxford University Press, 1993).
Rubén González Cuerva ve Alexander Koller, "Photography of a Ghost: Factions in Early
Modern Courts," in A Europe of Courts, a Europe of Factions: Political Groups at Early Modern
Centres of Power (1550–1700), ed. Rubén González Cuerva and Alexander Koller (Brill, 2017).
“Muhteşem Yüzyıl 33. Bölüm (4K)” YouTube, Muhteşem Yüzyıl https://youtu.be/xjfvG-jE9dY

Toplam 5676 defa okunmuştur.

Pamir Şen diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.