''Yenge’ Kontenjanından bir Gazeteci Profili: Alo Kübra!

Çağlar Ezikoğlu

Son günlerin en çok konuşulan röportajlarına imza atan bir gazeteciden bahsedeceğim bugün. Habertürk kanalında ''Açık ve Net’ adlı programın sunucusu olan Kübra Par, önce Ümit Özdağ sonra da Doğu Perinçek’e sorduğu sert sorular ile sosyal medyanın bir numaralı gündem konusu haline geldi. Aslında gazetecilerin veya siyasetçilerin aile seceresini araştırmak gibi bir adetim yok veya o ilişkileri kullanarak sektörde nasıl adım adım yükseldiklerini incelemeyi çok gerekli bulmuyorum zira bu durum herkesin malumu meseleler. Lakin gazeteci sıfatlı bu hanımefendinin özellikle Ümit Özdağ’a yönelik son derece çiğ bir şekilde ''darbeci bir babanın oğlu olmak nasıl bir duygu’ gibi ahlaksız bir soru ile bel altı çalışması kendisi hakkında ufak bir araştırma yapılmasının önemli olduğunu hatırlattı. 

Peki kimdi bu son günlerin parlayan yıldızı Kübra Par? Öncelikle bir düzeltmeyi yapmak lazım. Tam ismi Kübra Parmaksızoğlu Coşkun. Ama sahnelere çıkan bir solist edasıyla daha havalı bir isim kullanmak için televizyonlarda kendisini ''Kübra Par’ olarak görüyoruz. Kendisinin gazetecilik kariyeri genel olarak Habertürk kanalında çeşitli görevlerde bulunmak suretiyle devam etmiş. Yıldızının parlaması ise özellikle 2013 yılından sonra Habertürk’de yaptığı röportajlar ile vuku buluyor. Ama bu süreçte Kübra Par’ın basamakları hızlıca atlamasında çok daha önemi bir etmen var o da eşi sayesinde geliştirmiş olduğu sosyal çevre.

Kübra Par’ın kocası sinemacı Mahmut Fazıl Coşkun. Bu cümleyi bu halde ifade edince çok fazla anlam ifade etmiyor olabilir tabi. Mahmut Fazıl Coşkun özellikle 2009 yılından sonra İslamcı camiada yıldızı parlayan genç ve mütedeyyin bir sinemacı olarak piyasaya lanse edilmişti. Bu reklamı yapıp Mahmut Fazıl Coşkun’u genç yetenek olarak sunan kişi ise çok yabancı sayılmaz; kardeşi Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun. Geçtiğimiz günlerde ABC gazetesine de saldıran, eskinin beyaz çoraplı mücahit İslamcısı, yeninin Nişantaşılı Aydın Doğan’ın masalarının müdavimi Ahmet Hakan’dan bahsediyoruz. Peki bu pazarlama süreci nasıl olmuştu, devamını yine yandaş bir gazeteci olan Sevilay Yükselir’den dinleyelim.
“Evvelden duymuştum, kardeş Mahmut Fazıl Coşkun'un Kültür Bakanlığı'nın desteği ile çektiği "Uzak İhtimal" adlı filmin daha çekimleri yapılırken TRT'ye pazarlandığını. Ama neye yalan söyleyeyim inanmamıştım.
Daha doğrusu, Ahmet Hakan ve TRT ilişkilerini belgeleriyle ortaya koyan yazılarımdan sonra bu familyanın geri adım atıp filmin satışını iptal etmiş olacaklarını düşünmüştüm. Ama yanılmışım. TRT'nin de garip bir aymazlığı var bu konuda. Belli ki kurumun genel müdürü İbrahim Şahin taa Amasya'dan tanışıklığı olan bu aileye köşe döndürmeyi kafasına koymuş.''

İbrahim Şahin derken de, bir dipnot düşelim hakkında Bylock kullanıcı ve FETÖ üyesi olma şüphesi sebebiyle merkez valiliğine çekilmesini. Görüldüğü gibi Coşkun ailesinin her geçen yıl hem medya hem de siyaset sektöründe nüfuzunu arttırıyor olması aileye gelin gelmiş ''yenge’ Kübra Par’ın da medyada hızlıca yükselmesine elbette katkı sağlamıştı. 

Fakat Kübra Par’ın önlenemez yükselişinin tek sebebi bu değil. Çok daha etkili olabilecek başka bir sebep kendisinin doğrudan doğruya bir adet müstafi Başbakan tarafından desteklenmesi de bu adımları hızlandırdı. Aslında başlıkta attığımız ''Alo Kübra’ vasfı da burada başlıyor hanımefendinin. Malum Habertürk denilince akla her ne kadar Alo Fatih gelse de, müstafi Başbakan Davutoğlu’na yakın bir Alo Kübra’sı da vardı. Bugünlerde Ümit Özdağ’a veya Doğu Perinçek’e karşı cesurca sorular sorduğu iddia edilen hatta bu cesurca soruları sebebiyle özellikle Fethullahçı çetenin kalemşörleri tarafından her tarafta takdir edilen Kübra Par 2015 yılında Davutoğlu’nun evine özel röportaja gidiyor. Röportajı şöyle anlatıyor Kübra hanım; “Benim arzumsa sıradan bir insan, bir hoca ve bir entelektüel olarak Ahmet Davutoğlu’nun portresine odaklanmak, siyasetin ötesinde, kimliğinin oluşmasına yön veren dönüm noktaları üzerine konuşmaktı...'' 

Röportaj boyunca Kübra Par’ın son günlerdeki o cesur ve saldırgan tutumunun yerine, hocasına büyük bir hayranlık duyan öğrenci edasıyla Davutoğlu’nu güzellediği bir röportajı okuyabilirsiniz. Aynı şekilde Davutoğlu’nun istifa ettikten sonraki ilk röportajını da aylar sonra Kübra Par’a verdiğini de unutmamak lazım. Peki Kübra Par’ın şu anki vazifesi ne? Temel derdi, Türkiye’nin hem ekonomik hem siyasi hem de güvenlik alanlarında girmek üzere olduğu buhranın temel sebebinin AKP olmadığını kanıtlayıp, dolayısıyla AKP’ye karşı gelişebilecek alternatiflerin önünü kesmek. Yani AKP içindeki müstafi Başbakan Davutoğlu veya noter sıfatlı eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi parti içi muhaliflerin ''Erdoğan kötü ama AKP iyi’ algısının bir yürütücüsü Kübra Par. 

Geçtiğimiz günlerde Doğu Perinçek ile yaptığı son programında Perinçek’e yönelik sert soruları özellikle Fethullahçı çevrelerde Kübra Par’ın ''Türkiye’nin özlemle beklediği cesur gazeteci’ sıfatı kazanmasına yol açmış. Bugün Fethullahçı sosyal medya trolleri bu gazeteci sıfatlı hanımefendiyi alkışlama sırasına girmiş durumda. Ama her ne hikmetse, Ümit Özdağ’ı sıkıştırmak için ahlaksızca ''senin baban darbeciydi’ algısı yapan Kübra Par, iş Davutoğlu’na gelince ''sizin danışmanlarınız neden FETÖ’den tutuklandı’ sorusunu soracak casereti kendinde bulamıyor. Veyahutta AKP iktidarındaki herhangi bir isme, Fethullahçı çete ile olan bağını veya geçmiş ilişkilerini soracak gücü kendinde bulamıyor. Sonra da bunun adı ''cesur gazetecilik’ oluyor, yersen!..