Yeni Şafak yazarı: İzleyip göreceğiz

Yeni Şafak yazarı: İzleyip göreceğiz

Yeni Şafak yazarı: İzleyip göreceğiz Yeni Şafak yazarı Merve Şebnem Oruç, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin'e yönelik olarak düzenlediği operasyonun ardından sırada Menbiç'in olduğunu...

Yeni Şafak yazarı Merve Şebnem Oruç, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin'e yönelik olarak düzenlediği operasyonun ardından sırada Menbiç'in olduğunu duyurduğu konuşmasında, Erdoğan'ın, “Madem Menbiç’te bize verilen sözler şu ana kadar yerine getirilmedi, bunun gereğini yapmamıza kimsenin söyleyecek sözü olamaz" sözlerini hatırlatarak, yalnızca ABD'yi değil,  Rusya’yı da "ima ettiğini" ifade etti.

Merve Şebnem Oruç'un "Ankara-Washington-Moskova üçgeninde Afrin" başlığıyla (21 Ocak 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın, ABD’nin Suriye’de bir sınır koruma gücü oluşturmayı planladığı haberlerini reddederek “Bazı kişiler yanlış konuştu. Bir sınır koruma gücü oluşturmamız hiçbir şekilde söz konusu değil,'' demesi, kuşkusuz Ankara’nın bu haftaki sert çıkışının karşılık bulduğu anlamına geliyor.

Fakat, son dört yılda ABD yönetiminin yanlış icraatlarına paralel olarak kurduğu bu tarz cümleleri o kadar çok duyduk ki, Tillerson’ın bu ifadelerinin Ankara’yı sakinleştirmeye yetmeyeceğine şüphe yok. Nitekim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Tatmin olmadık'' ifadesiyle, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Takipçisi olacağız''açıklaması, Washington’ın Ankara’nın gözünde inandırıcılığını kaybettiğini göstermekte.

Washington’da son dönemde yalnız söylenenler ile yapılanlar arasında değil, yapılan açıklamalar bazında da büyük çelişkiler var. Örneğin Pentagon sözcüsü hafta başında, Afrin’e yönelik olası bir operasyonun sinyalleri artarken “Afrin bizim operasyonumuz değil,'' diyerek kendilerini ilgilendirmediğini ima ederken “Afrin’deki PYD/PKK unsurlarını DEAŞ’la mücadele’nin bir parçası olarak görmediklerini, onları desteklemediklerini ve onlarla hiçbir işleri olmadığını''söylemişti. Gelgelelim, ABD Dışişleri Sözcüsü Perşembe günü Türkiye’nin Afrin’e olası harekatı ile ilgili soruya “Türkleri bu tarz eylemlerde bulunmamaya çağırıyoruz. Onların şiddete başvurması yerine, IŞİD’le mücadeleye odaklanmasını istiyoruz,'' dedi. Pentagon, Afrin’de ne olup bittiğini umursamıyormuş gibi davranırken Dışişleri’nin Türkiye’yi Afrin’e bir harekat başlatmama yönünde uyarması, ABD’nin Suriye politikasında bir kafa karışıklığı yoksa bile, Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları gibi birimler arasında iletişimsizlik olduğunu ortaya koyuyor.

Oysa, Türkiye’nin verdiği tepkiyi anladıklarını ifade ettiği açıklamada Tillerson, bu konuda Savunma Bakanı James Mattis’le aynı düşündüklerini de söylemişti. Bu da ABD yönetiminde departmanların, en azından ABD’nin Suriye politikasını medyaya yansıtma ve müttefiklerine açıklama noktasında ortak sözlükle hareket etmediğini gösteriyor.

Dahası, Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert, Afrin’e olası bir operasyon konusunda ABD’nin “DAEŞ’le mücadeleye odaklanılmalı'' ezberini yüz bininci kez tekrarlarken, Dışişleri Bakanı Tillerson’ın bu hafta Stanford Üniversitesi’nde ABD’nin Suriye’deki varlığının devam edeceğini açıklayıp bunun kilit nedeninin “İran’ın etkinliğini azaltmak'' olduğunu ifade etmesi de açıklamalardaki çelişkinin göstergesi. Yani Washington’a göre, Suriye’de herkes DAEŞ’e odaklanmalı ki ABD İran’a odaklanabilsin. Şaka gibi görünse de şaşırtmıyor. Zira ABD bu “politikasızlık'' gibi görünen çok katmanlı Suriye politikasını uzun süredir sürdürmeyi başardı.

ABD’nin Irak ve Suriye’deki İran varlığını baskılama niyetini ve buna paralel adımlarını bu köşede son bir yılda birkaç kez yazmıştık. Bu amaçla, PYD’nin domine ettiği Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) Suriye’nin doğusunda Arap unsurlarla güçlendirmeyi ve büyütmeyi amaçladığını da dile getirmiştik. Rakka operasyonu sonrası Deyrezzor’da rejim ve YPG arasındaki yarışın da bitmesiyle beraber, ''DAEŞ’le mücadele’ paravanı arkasında PYD’ye toprak kazandırma aşamasında sona gelindiğini, bundan sonra polis gücü ve sınır koruma gücü gibi adımlarla bu toprakların korunması için yeni bir aşamanın startının verildiğini de biliyoruz. Ama söz konusu “sınır koruma gücü'' yapılandırmasının sadece Irak değil, Türkiye sınırını da hedef alması, ABD’nin sadece İran’ı değil, Türkiye’yi de baskılamak niyetinde olduğunu ama bunu dile getirmediğini işaret ediyor. Zaten PYD’ye sınırımızda tampon bölge oluşturmanın amacının sadece bir ''PKK devleti’ kurmak değil, bu sayede Türkiye ile Arap coğrafyasının bağını koparmak, böylece Orta Doğu’daki etkinliğini azaltmak olduğunu uzun süredir değerlendiriyorduk.

ABD’nin Suriye’deki ajandasında İran, Türkiye ve hatta Rusya’nın varlığını baskılamak olsa da, örneğin Afrin operasyonu gibi hususlarda, arzu edilen şey üç ülkenin ABD’nin planlarına karşı ittifakı olsa bile, henüz bu noktaya varılmadığı gözüküyor. Tahran, Afrin konusunda sessizliğini korurken, İran medyasında operasyonun Türkiye’nin Suriye’deki etkinliğini artıracağı yönündeki endişeler yer buluyor. Suriye rejiminin olası bir Afrin operasyonunda Türk jetlerini vuracağını açıklaması da, rejimin Fırat’ın doğusundaki PYD’ye ABD’yle işbirliği yaptığı için ''hain’ gözüyle bakıyor olsa da, batısındakini aynı şekilde değerlendirmediğini gösteriyor. İran ve Şam rejimine oranla sözünün ağırlığı daha fazla olan Rusya’dan ise, Afrin’le ilgili ikinci açıklama Cuma akşamı geldi. Daha önce Afrin’de ateşkese varılmasını umduklarını söyleyen Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Cuma akşamı New York’ta “Rus askerlerinin Afrin’den çekildikleri yönündeki'' iddiaları reddetti.

Özetle, her ne kadar ABD PYD’ye otonom bir bölge kurmanın yanı sıra, Türkiye, İran ve de Rusya’nın Suriye’deki varlığını baskılamayı ve Şam rejimini uzun vadede değiştirmeyi hedefliyorsa da, Türkiye Afrin’e odaklanmışken, Şam ile destekçileri İran ve Rusya için İdlib önceliğinikoruyor. Rejimin İdlib’deki planı, Astana’da anlaşıldığı üzere gerilimi azaltmaktan ziyade, burayı kontrol altına almak. Lazkiye’deki üslerinin güvenliği için Rusya da bu plana yakın duruyor. Bu nedenle, Moskova’nın Ankara’yla yaptığı Afrin pazarlığında, rejimin ihlale devam ederek ilerleyişini sürdürdüğü İdlib’e geniş yer ayırdığına şüphe yok. Peki Türkiye açısından da büyük önem taşıyan İdlib’de anlaşmazlık yaşanırsa ne olur? Afrin operasyonu başlarken Moskova’dan “Afrin’de PYD-rejim anlaştı; PYD çekiliyor, rejim geliyor,'' açıklamasını duyar mıyız? Tıpkı Fırat Kalkanı Harekatı sona yaklaşırken Menbiç’te ve Eylül ayında Tel Rıfat’ta olduğu gibi... Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afrin operasyonunun sahada fiilen başladığını ve Afrin’den sonra sırada Menbiç’in olduğunu''duyurduğu konuşmasında “Madem Menbiç’te bize verilen sözler şu ana kadar yerine getirilmedi, bunun gereğini yapmamıza kimsenin söyleyecek sözü olamaz,'' derken şüphesiz sadece ABD’yi değil, Rusya’yı da ima ediyor. İzleyip göreceğiz.

"Yeni Şafak yazarı: İzleyip göreceğiz" haberi, 21 Ocak 2018 tarihinde yazılmıştır. 21 Ocak 2018 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan Yeni Şafak yazarı: İzleyip göreceğiz haberi 2018 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Yeni Şafak yazarı: İzleyip göreceğiz 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 26 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 01:28 Uzun yıllar boyunca tatlı anılar bırakan bir marka, resmi olarak iflas ettiğini duyurdu
  2. 01:24 Fernando Muslera'dan Beklenmedik Bir Karar: Emeklilik! Şaşırtıcı Açıklama Geldi!
  3. 01:03 Türkiye'nin Otonom Sistemler Fuarı'nda Gösterdiği Performans Avrupalıları ve Asyalıları Etkiledi!
  4. 00:55 Beşiktaş'ın Yeni Teknik Direktörü Belli Oldu, İmzalar Atılıyor!
  5. 00:54 Fenerbahçe'de İrfan Can Kahveci ve İsmail Yüksek'in transferi gündemde!
  6. 00:52 Resmi Gazete’de yayımlandı: Sağlık alanında 36 bin personel alınacak
  7. 00:50 TikTok resmen yasaklanıyor!
  8. 00:46 Akıllı telefon aklınıza bile gelmeyecek özellik: En az radyasyon yayan 20 telefon!
  9. 00:45 Emeklilere Sevindirici Haber: Kadir Aydar'dan 5 Bin Lira İkramiye Müjdesi!
  10. 00:40 Uyarı: Ünlü Sosis Markasında Salmonella! Hemen Toplama Kararı Alındı!
  11. 00:40 Çete Şiddeti Haiti'de Yankılanıyor: Başbakan Ariel Henry İstifa Etti!
  12. 00:39 Borsada 3,7 milyar TL'lik dev bir para girişi yaşandı! İşte en popüler hisseler ve hedefler
  13. 00:36 New York Borsası, düşüşle kapanış gerçekleştirdi
  14. 00:35 Süleyman Soylu, Kabindeki Yerine Geri Mi Dönüyor? İşte Son Durum
  15. 00:34 Beşiktaş Defans Sorununu Çözdü! 6 Milyon Euroluk İspanyol Yıldız İmzaya Yakın!
  16. 00:17 Koton ve Lila Kağıt Sanayi Halka Arz Edilecek!
  17. 00:03 Yenilenen Dev Renault Duster, Türkiye Yollarına Çıkıyor! Ne Zaman Satışa Çıkacak?
  18. 00:03 Kunduracının Tuzağına Düşen Adam: Her Şey Karısının Ayakkabılarını Götürmesiyle Başladı!
  19. 00:03 Mobilya Devleri El Değiştiriyor! İstikbal ve Bellona'nın Yeni Sahibi Belli Oldu: O Grup Alıyor!
  20. 00:02 AYM Başkanı Özkaya: Yüksek yargı organları arasında hiyerarşik bir ilişki yok
Politika Haberleri