Yenişafak yazarı Yusuf Kaplan: Bu ülkede, bütün cinayetler laiklik adına işlendi

Yenişafak yazarı Yusuf Kaplan: Bu ülkede, bütün cinayetler laiklik adına işlendi

Yenişafak yazarı Yusuf Kaplan: Bu ülkede, bü... Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, “Önce, bütün devlet ve kurumları laikleştirildi, İslâm'dan “temizlendi''; sonra da toplum. İyi de, laiklik ne, peki? Bu ülkenin boynuna geçirilmiş bir “tasma'', elbette ki'' dedi.Meclis...

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, “Önce, bütün devlet ve kurumları laikleştirildi, İslâm'dan “temizlendi''; sonra da toplum. İyi de, laiklik ne, peki? Bu ülkenin boynuna geçirilmiş bir “tasma'', elbette ki'' dedi.

Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın ''Laiklik Anayasa’da yer almamalı’ sözlerinin yankısı devam ediyor. Kahraman’ın bu sözleri belli bir kesim tarafından kabul görülürken, bazı kesimlerden de ciddi tepkiler aldı. Laiklik konusunda konuşulduğu şu günlerde, Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan da laiklik konusunu köşesine taşıdı.

"Laiklik, “tasma''! Özgürlükse, ayartıcı maskesi" başlıklı yazısında Kaplan, "Bu ülkede, bütün cinayetler laiklik adına işlendi! Binlerce İskilipli Atıf, laiklik adına ipe gönderildi! Darbeler, laiklik adına gerçekleştirildi!" Laikliğe yeni bir tanım getiren Kaplan, "Laiklik ne, peki? Bu ülkenin boynuna geçirilmiş bir “tasma'', elbette ki" ifadelerini kullandı.

Yusuf Kaplan’ın Yeni Şafak’ta "Laiklik, “tasma''! Özgürlükse, ayartıcı maskesi" başlığı ile yayınladığı yazısı şöyle:

Önce şu yakıcı gerçeklerin altını çizmek isterim:
Bu ülkede, bütün cinayetler laiklik adına işlendi!
Binlerce İskilipli Atıf, laiklik adına ipe gönderildi!
Darbeler, laiklik adına gerçekleştirildi!

Bu toplum, "irtica tehdidi'' diye diye laiklik adına dayak yedi, sindirildi!
Önce, bütün devlet ve kurumları laikleştirildi, İslâm'dan “temizlendi''; sonra da toplum.

İyi de, laiklik ne, peki? Bu ülkenin boynuna geçirilmiş bir “tasma'', elbette ki.
Türkiye'de laiklik konusunda kafamız tam anlamıyla çağdaş hurafeler çöplüğüne dönüşmüş durumda.

Ne laikliğin ne olduğunu, Batı'da nasıl doğduğunu, ne tür işlevler gördüğünü; ne de Türkiye'de ne işe yaradığını biliyoruz hakkıyla!

LAİKLİK: “MODERN PAGANİZMİN YÜKSELİŞİ''

Batı, laikleşmek zorundaydı. (Burada laiklikle sekülerliği birbirinden ayırmadığımı, din-dışı bir dünyaya işaret eden aynı paradigma'nın farklı tezahürleri olan ama esas itibariyle insanı tanrılaştıran paganlaşma sürecinin bizatihî kendisi olduğu gerçeğini hatırlatmak isterim.)

İslâm medeniyetinin geliştirdiği meydan okumaya, insanın özgür iradesini ipotek altına alan Kilise ile cevap üretebilmesi çok zordu Batı'nın.

Annales Okulu'nun son temsilcisi, yaşayan en büyük tarihçi William McNeill, 2500 yıllık Batı uygarlık tarihi tecrübesini enfes bir şekilde bir cümleyle şöyle özetler: “Batı uygarlığı ifrat / abartı ve tefrit / ayartı arasında yaşanan bir med-cezir hikâyesidir'' der.

Batılılar, İslâm medeniyetinin geliştirdiği meydan okumayı durdurabilmek için, Kilise'yi yıktılar; yerine, din-dışı, pagan bir yolculuğa çıktılar. Peter Gay, 2 ciltlik nefis “The Enlightenment'' başlıklı kitabında, bu laikleşme / sekülerleşme sürecini “modern paganizmin yükselişi'' diye tarif eder.

LAİK DEVLET, BÜTÜN DİNLERE EŞİT MESAFEDE MİDİR?

Gelelim laiklik meselesine...

Laiklik, Türkye'deki bütün kesimler arasında “özgürleşme'', “devletin bütün dinlere eşit mesafede durması'' olarak anlaşılır.
Acaba öyle mi, gerçekten?

Muhafazakâr kesimlerin de, laik kesimlerin de laiklikten anladığı bu, işte!

Ama bu laiklik anlayışı, tam anlamıyla ezberdir, efsanedir, masaldır!

Önce Batı'da laik devlet, bütün dinlere değil, Hıristiyan kökenli “mezheplere'', Batı kökenli felsefî sistemlere, inanış biçimlerine eşit mesafededir. Batı-dışındaki bütün dinler de, düşünce sistemleri de ötekidir, ötekileştirilir, dışlanır, en azından marjinalleştirilir, periferiye itilir ve “hadım edilir''.

İslamofobi, işte bu Batı'nın eseri: İslamofobi adına, kaç devlet işgal edildi, kaç terör örgütü kuruldu ve sahaya sürüldü, değil mi?

LAİKLİK, ÖZGÜRLÜK MÜDÜR?

İkincisi, laikliğin özgürlük olduğu iddiası da tam anlamıyla efsanedir, masaldır.
Batılılar, “laikliği, uygarlığı, demokrasiyi, insan hakları'' söylemlerini dillerinden düşürmüyorlar ama öte yandan da diktatörlüklerle iş tutuyorlar, istedikleri ülkeleri işgal etmekten çekinmiyorlar ve dünyaya 5 zorba devletle “orman kanunları''na göre çeki düzen veriyorlar! Öyle değil mi? Özgürlük, bütün bunların neresinde, peki?

Kaldı ki, Batı'da laiklik, özgürlük olarak algılanmaz. Sözgelişi, çağımızın iki büyük tarihçisinden biri, Fernand Braudel, laikliğin, “özgürlükler değil, imtiyazlar, çıkarlar üzerine doğduğunu'' söyler.

Yine William McNeill, Avrupa'nın laikliğinin özgürlükleri yaymak değil, çıkarları paylaştırmak üzere doğduğunu anlatır uzun uzadıya -Külliyat Yayınları'ndan yayımladığımız “magnum opus''u / “başyapıt''ı “Avrupa Tarihinin Oluşumu'' başlıklı kitabında.

“SAHTE DİN'' OLARAK LAİKLİK

Meselenin felsefî boyutu daha da hayatîdir: Laiklik, Tanrı fikrini, hakikat fikrini yok etmiş, insanı tanrılaştırmıştır. Ortaya çıkan manzarayı, parlak filozoflardan Luc Ferry şöyle özetler:
“Modernler, ikame dinler, Tanrısız maneviyatlar.. ideolojiler icat ettiler. Bunlar bilim gibi, devrim gibi, ulusçuluk gibi laik putlardı...''

Ve şöyle devam eder, Luc Ferry: “Bunlar sahte dinlerdi... İnsanlık, fikriyat ve maneviyat alanında, hiç bu denli altüst olmamış, çaresiz bir durumda kalmamıştır''.

Dikkat buyurusun lütfen: Bu sözleri söyleyen filozof, ateist bir filozoftur!
Başka alıntı yapmayacağım Batılı düşünürlerden. Sadece şu kadarını söylemekle yetineceğim: Batı'da laiklik ateist düşünürler tarafından bile çatır çatır tartışılırken, bizde bırakın laik, sosyalist kesimleri, İslâmî kesimler tarafından bile neredeyse tartışılmaz mutlak ve evrensel özgürlük ilkesi olarak benimsenebiliyor!
Bu nasıl bir travmadır, nasıl bir savrulmadır, insanın nutku kesiliyor, gerçekten!

Bu meseleye pazar günkü yazıda da devam edeceğim. Son olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim: Batılılar, farklı dinlerle, kültürlerle ve medeniyetlerle barış içinde, nasıl bir arada yaşanabileceğini bilmiyorlar, sadece “laiklik, özgürlük, demokrasi'' gibi ayartıcı maskelerin arkasına saklanarak dünyayı sömürgeleştirmeye, dize getirmeye devam ediyorlar.

Dünyada 6 asır üç kıtada barış yurdu'nu biz kurduk yalnızca. Biz çekildik tarihten; Batılılar, bir asırda dünyayı cehenneme çevirdiler!

İslâm dünyasında Baas gibi laik diktatörlüklerle iş tutuyor Batılılar ve “demokrasi, özgürlük'' nutukları atmayı da ihmal etmiyorlar hiç bir zaman! Dünyayı aptallaştırıyorlar.

Türkiye'nin “sivil anayasa'' yapımı sürecinde bu ülkenin medeniyet dinamikleri ve kültürel değerleri ekseninde bir anayasa yapmasını bekliyorum. Toplum da bunu bekliyor yarım asırdır...

Yoksa sürgünümüz bitmeyecek bizim...

Pazar günkü yazıda laikliğin sancılı, travmatik, şizofrenik Türkiye hikâyesini yazacağım...

"Yenişafak yazarı Yusuf Kaplan: Bu ülkede, bütün cinayetler laiklik adına işlendi" haberi, 29 Nisan 2016 tarihinde yazılmıştır. 29 Nisan 2016 tarihinde de güncellenmiştir. Medya kategorisi altında bulunan Yenişafak yazarı Yusuf Kaplan: Bu ülkede, bütün cinayetler laiklik adına işlendi haberi 2016 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Yenişafak yazarı Yusuf Kaplan: Bu ülkede, bütün cinayetler laiklik adına işlendi 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Medya konusunda 28 Mart 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 15:32 Toyota'nın Küresel Satışları Şubat Ayında Geriledi: Çin'de Büyük Düşüş
  2. 15:28 Simpsons Dizisi ve Baltimore'daki Kargo Gemisi Kazası: Gerçeklik ile Kurgu Arasındaki İnce Çizgi
  3. 15:23 A Milli Kadın Futbol Takımı 2025 Avrupa Şampiyonası Elemeleri için Kadro Belirledi
  4. 15:18 BM İnsan Hakları Komiseri: İsrail'in Gazze'de Açlığı Silah Olarak Kullanması Savaş Suçu Olabilir
  5. 15:17 İsrail Eurovision'a Katılıyor! Eden Golan Sahnede Olacak!
  6. 15:14 Çöl Tozlarından Korunmanın Önemi ve Yöntemleri
  7. 15:10 İlkbaharda Gül Dikimi: Bahçenizi Renklendirin!
  8. 15:05 Türkiye'nin Döviz Rezervleri 22 Mart Haftasında Hızla Eriyor: Brüt Rezervler 4 Milyar Dolar Azaldı
  9. 15:02 Yeniden Refah Parti'li adaydan mevcut iktidarın Gazze politikasını eleştiri
  10. 14:53 Trump Markalı Ürünler: Yüksek Fiyatlar ve Alay Konusu Olmalarıyla Gündemde
  11. 14:49 Kahramanmaraş'ta 6 Şubat Deprem Şehitleri Anısına Anıt Yapıldı
  12. 14:45 Özge Özpirinçci Saçlarını Boyattı! O Haliyle Kime Benzedi!
  13. 14:44 Muğla'nın Datça İlçesi Açıklarında 3.9 Büyüklüğünde Deprem: AFAD Verilerine Göre Detaylar
  14. 14:40 Fenerbahçe-Trabzonspor Maçı Sonrası Cezalar Neden Açıklanmadı?
  15. 14:35 Uraz Kaygılaroğlu Yeni Aşkıyla İlk Kez!
  16. 14:35 Kocaeli Sahillerinde Ölü Yunuslar Endişe Yaratıyor: Veteriner Hekimler Alarmda
  17. 14:31 Sulu Köftelerde Mükemmel Dengenin Sırları
  18. 14:27 Beyşehir'in İlkbahar Misafirleri: Leylekler Geri Döndü!
  19. 14:23 Carlo Ancelotti'nin Radarındaki Genç Yetenek: Arda Güler
  20. 14:20 Tarım Bakanı Müjdeyi Verdi: Bugün Üreticilere 363 Milyon Lira Değerinde Destek Dağıtılacak!
Otomotiv Haberleri